Katalog

SİYASET 84 A merikalılar bir kez daha, Güneydo,/M ğu Asya 'da hiç bitmeyecek gibi göJLM. rünen bir savaşın içine girdiler. Amerikan yardımı ile desteklenen tüm saldınlara karşın duşman gittikçe güçleniyor. Ve daha önce de olduğu gihi AHD'nin biitün çabalan, tehlikeli bürokratik mü'cadelelerle köstekleniyor. Newsweek 'e göre ünlü "Altın Üçgen"deki savaşın nihai amacı Birmanya, Tayland ve Laos 'taki tum afyon tarlalarım ve eroin laboratuvarlarım kapatmak, bağtmsız mahalli egemen güçlerce yönetilen bu toprakların dünya eroin ticaretinin merkeıi durumuna gelmesini önlemek. ikâye, sınırın Birmanya tarafında yüksek dağlardaki ormanlarda başlıyor. Buralarda, ABD'nin tahminlerine göre, yılda 700 ton afyon saflaştınlarak eroin üretiliyor. Daha sonra atlar ve eşeklerin çektiği karavanlarla kuzey Tayland'a getirilen tonlarca eroin, Amerikalıların Vietnam savaşında yaptıkları geniş asfalt yollardan geçerek Bangkok'a geliyor. Böylece Bangkok, Amerikan pazarlanndaki talebin yüzde 20'lik bölümünü tek başına karşılayarak, dünya eroin üretiminde ön sıralardaki yerini alıyor. Eroinin Birmanya'dan Bangkok'a gelinceyedck "konakladıgı" kasabalardan biri Chiang Mai. önemli bir ticaret merkczi olan Chiang Mai, Tayland hükümetinin de desteği ile ü ü n c y d o ğ u Asya'daki "savaşın" komuta merkezi durumuna geldi. Ancak karargâhtan gelen haberler oldukça çelişkili. Tayland'da bu yıl ele geçirilen eroin miktarı resmi kayıtlara göre yarım ton civarında. Yetkililer bu miktarın beya? toz "dagının" çok küçük bir parçası olduğu kanısındalar. Her hafta 30 kiloya Eroincilerle savaş9 içinden çıkılmaz hale geliyor ment, Tayland'da uyuşturuculara karşı kendi öngördüğıi stratejiyi finanseedcrek, Taylandlı köylüleri afyon yerine çilek yetıştırmeye ikna etmeye çalışıyor. Plan çatışması CIA ile Narkotik Büro arasındaki mücadele, CIA'nın Tayland ve Birmanya'da Narkotik Büroya haber vermeksizin komando saldırıları düzenlemesi ile başladı. Mae Sai sınır kasabasında çalışan bir Narkotik Büro yetkilisi, 1982 ekimindeCIA ve Tayland ordusunun eroin rafinerilerine düzenlediği hava ve kara saldırısından zor kurtuldu. CIA I983'te de Birmanya'ya Narkotik Büronun aradığı bir Çinli eroin üreticisini (Lao Su) bulmak için bir komando birliği indirdi. Komandolar Lao Su'yu yakalayamadıkları gibi Narkotik BUronun onu sınırı geçerken tuzağa düşürmek için yaptığı planları da altüst ettiler. Bir hafta sonra Narkotik Büronun Lao Su'yu yakalamak için yardım isteği Lahu kabilesi tarafından cevaplandı ve Lao Su'nun kurşunlarla delik deşik olmuş cesedi Tayland sınır polisinin helikopterlcrinin içine atıldı. Bir başka bürokratik hata da geçen kasım ayında yapıldı. CIA'nın Clinang Mai'deki yetkilisi, gizliliği bir Narkotik Büro görevlisinin güvenliğinden daha gerekli gördü. 42 kilo saf eroin Tayland sınır köyü Pha Ni'de satılacaktı. Iki kuruluş uyuş H turucu nakliyatı için birer saldırı planladılar. Fakat CIA görevlisi, Narkotik Büro yetkilisinin sınır polisine yardım edeceğini kcndisine bildirmesine karşın onu planlarından haberdar etmedi. Son anda Narkotik Büro ile CIA'nın tek tek daha iyi ilişkilerde olduğu Washington'dan telefon gelmeseydi Narkotik yetkilisi CIA'nın uyusturucu nakliyatı için kurduğu tuzağa düşecekti. Bu olayın hemen ardından aralık başında Narkotik Büro yöneticisi Francis Mullen, CIA Müdür Yardımcısı John McMahon ile bir anlaşma imzaladı. Artık CIA ile Narkotik Büro arasındaki ilişkiler temeldeki yöntem farkları düşünüldüğünde oldukça iyi sayılabilecek nitelikte. CIA'nın başta başarılı görülen birçok operasyonu sonuçta istenmeyen birçok oiaylarla başarısız olmuştu. Tayland hükümeti CIA'nın Tayland ordusu ile birlikte 1982'den beri Birmanya sınırındaki mahalli egemen güçlere karşı düzenlediği saldırılara izin veriyordu. Çünkü yörede etkisiz kalıyordu. Fakat şimdi tüm saldırılara karşın mahalli egemen odak yine güçlendi. Ve baş düşmanı Komünist Parti de onun zayıf döneminden yararlanarak eroin ticareti ile para kazanmaya başladı. Böylece CIA'nın karşısında, başta bir düşman varken şimdi bu sayı ikiye yukseldi. Bir ABD yetkili si konuyla ilgili olarak şöyle dedi: "Zor bir zafer ka/anabiliriz. Her ne kadar ba/ı kiıçiık grupları aleyhimize kı>kırtlıysak da, bir isyancı grubun Birmanya'dn köklu bir devrim yapmasına yardımcı olmuş olablliriz." CIA ve Narkotik Büronun Güneydoğu Asya'daki uyusturucu mücadelesinde Dışişleri de (State Department) kendi yöntemleriyle bu mücadele yer alıyor, "Allın Üçgen"de uluslararası uyuşturucularla mücadele programının bir parçası olarak yılda 7 milyon doları bu iş için harcıyor. ABD Elçiliği Tayland hükümetine bu büyük bahşişi dağıtması ve gerekli yerlerde kullanması için yetki veriyor. Sınırdaki polis kuvvetleri bu paradan fazla bir pay alamıyorlar. Çünkü Taylandlı yetkililer en iyi cihazların Bangkok'ta bulunmasını istiyorlar. Bu amaçla Bangkok'a getirilen, gece çevreyi taramak için kullanılan araçlar ışıklı Bangkok sokaklarında pek bir işe yaramıyor. Sınır polisinin acilen kamyona ihtiyacı var. Bu amaçla verilen para da Bangkok polisinin ihtiyacı olan motosikletlere kullanılıyor "Allın Ücgen"de çıkan en ilginç karışıklıklardan biri de " S u b a r u " olayı. State Department, uyusturucu satıcılarını izlemek için Bangkok polisine bir grup "Subaru" marka taşıt aracı verdi. Ancak ülkede az rastlanan bu arabalar uyu^turucu satıcıları tarafından artık yanıp sönen ABD Güneydoğu Asya'da bir kez daha, hiç bitmeyecek gibi görünen bir mücadeleye battı. Eroincilerle uğraşı/ırken, CIA Narkotik Büro'yla, ikisi de Dışişleri Bakanlığıyla ve BM ile uyuşmazhk, fikir ayrılığı, yöntem farklılığı içinde. yakin eroin, Tayland'dan, Hong Kong ve Avrupa'ya hareket eden balıkçı gemileri ile Ameıika'ya doğru yola çıkıyor. Birmanya'da bu yıl hareketli bir mahsul mevsimi yaşandığından eroinin toptan | fiyatı diğer yıllara oranla çok düşük. Ve \ yetkililer, Mafya'nın, bu cömert hasatı uzun süredir kontrol altında tutan Çinli ailelerle işbirliği yapabileeeği ihtimali üzerinde duruyorlar. Birmanya'da bu yıl hareketli bir mahsul mevsimi yaşandığından eroinin toptan fiyatı diğer yıllara oranla çok düşük. Yetkililer, Mafya'nın, bu cömert hasatı uzun süredir kontrol altında tutan Çinli ailelerle işbirliği yapabileceği ihtimali üzerinde duruyorlar. ışıklı polis arabalarından daha kolay tanınıyor. Ulkede yapılan tüm çalışmalar ve mücadeleler olunılu bir sonuç vermeyince bazı ABD elçilik yetkilileri ve Birleşmiş Milletler temsilcileri, işe yarayacağı süpheli olan birçözümde birleştiler. Köylülcrın haşhaş yerine başka bir bitki yctistirnıcsinı istediler. Bu yeni fikir gelenekler, yerleşik ekonomi ve kolaylıktan uzak bir nitelikte idi. Haşhaş yetiştiren köylülere, uyuştuıucu aracıları tolnım ve gubre için belli biı para ödüyorlardı. Daha soıııa hasat zamatıı geri geliyor ve daha olgunlaşnıamış haşhaşı satın alıyorlardı. Bu ürcticı için oldukça kârlı bir işti. Şimdi, haşhaş yerine yeti^tircceği patates veya çilek ona bu olçüdc gelir sağlayama/dı. Böylece bu fikir soruna çözüm getırmediği gibi Narkotik Buro ile Birleşmiş Mıllcllcr arasında gerginlik yaruttı. Naıkotik Büro'nun Birleşmiş Milletler'in konuyla ılgili görevlisi Stapltton Roy'a her operasyonu önceden duyurmak zorıında kalması Amerikan narkotikçılerin Tayland polisi ile tum operasyonlara katılmasım önleyecek bir koşul. Sonuç olarak, ABD'nin Güneydoğu Asya'daki bu serüveni de içinden çıkılamaz bir labirent olmaya doğru gidiyor. Üç taraflı mücadele Öte yandan, ABD'nin Chiang Mai'deki savaşı, üç taraflı bir bürokratik mücadeleye dönüştü. Bu bürokratik mücadele bir yandan yörede karışıklıklara yol açaıken, birçok Amerikalının da hayatını tehlikeye sokuyor. Başlıca laraflar Amerikan Narkotik Bürosu ve CIA. Narkotik Büro klasik polis operasyonlarını destekliyor vc Tayland sınırındakı polis kuvvetlerınc yardımcı olarak uyuşturucu üreticilerini ve toptancıları yakalamak istiyor. CIA ise bu kavgaya 1981'dc girdi. Çünkü yöneticisi VVilliam Casey, afyon ticaretinin komıınist plarılarını desteklemek için kullanıldığını sanıyordu. Tayland ordusuyla ortak çalışmalarda bulunan CIA Birmanya sınırında gizli "antinarkolik" operasyonları yönetiyor. Bürokratik üçgenin üçüncü köşesinde ABD Dışişleri Bakanlığı var. State Depart Güneydoğu Asya'da köylüler için eroin üretimi, yeri doldurulamayacak bir ekonomik faaliyet.