Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 eemal nadir'den SİYASFT 84 ik fei\ MEHMED KEMAL Maksat bir ama rivayet muhtelif mokrasi nedense bir türlü gelmez, bir nazenin edasıyla ufukta hepimize el sallar. Sivil rejimler, askeri rejimler, hangisi olursa olsun ufukta bir nazenin edasıyla el sallayan demokrasiyi getireceklerini söylerler. Nedense de demokrasi gelmekte gecıkir. Belirli bir demokrasi anlayışı ile yönetimin başına gelenlerin başlıca amacı demokrasiyi getirmektir. Ama şu demokrasi gelmeden önce ekonomik durum hele bir düzelsin, ondan sonra .... Ondan sonra nasıl olsa demokrasi gelecektir. Gelecektir ve bir daha da kesintiye uğramayacaktır. Demokrasi bu kesintilere hep ekonomik durumun bozukluğundan ötürü uğruyor başka... Sanki bundan değilmiş gibi gösteriyorlar. Böyle olduğunu dagdaki çoban bile öğrendi. "Sıkıntılar, kemer sıkmalar, külah g'ıydirmeler demokrasi içindir. Belli bir kesimin cebini doldurmak içindir. Içsatım, dışsatım derken ceplerini doldurakosunlar, erinde gecinde nasıl olsa demokrasi gelecektir ve eskiler, "cümlenln maksadı bir amma E rivayetmaksadı demokrasidir de, demuhtelif" derler. Bizde de her yönetimin kolay para kazananlann, karaborsacıların canına okuyacaktır. Hele ortadirek, dargeçimliler, yani ya sabır çekenler, biraz beklesinler" Ne zamana değin bekleyecekler? Sayın Özal'ın bekleme sürecine göre, birinci beş yıl bitecek, ıkinci beş yıllık bekleme başlayacak. Sanınm bu beş yıl beklentileri de hiç bitmeyecek, birbirine eklenip gidecek... OECD yetkilileri de memnun değil arşiv koniHiıvor OECD raporlarına bakılırsa, bu yıl kötü hasat ve artan taban fiyatları enflasyonu yükseltmiştir. Dışalım artışları, ışçılerin gönderdiği paralardaki azalmalar yuzünden dış ödemeler dengesi bozulmuştur. Dış ödemeler dengesi açığı 1982 yılındakı 1 milyar 200 milyon dolarlık düzeyden 1983 yılında 2 milyar 100 milyon dolar düzeyine erişmiştir. Dış ödemeler dengesine çeki düzen vermek, enflasyon oranını düşürmek için hükümetin daha ciddi bir politika izlemesi bekleniyor. Biraz daha kurcalanırsa OECD yetkilileri de durumdan ve gelecekten memnun değildir. Seyirci (evi yanan adama) Affedersiniz bayım, kibriti ncreden IMF'nın yetkililerine gelince, onlar da buldunuz?.. Önerdikleri bütün önlemler alındığı halde ekonominin bir türlü düzlüğe çıkmamasından şaşkınlar. Öyle ya, dar gelir'i yurttaş sırtına bunca kambur vurulduktan, kimse de sesini çıkarmadıktan sonra hâlâ bu ekonomi niye düzelmiyor, şaşıyorlar. Vaktıyle bu ekonomik programı bütün güçlerı ile destekleyen ış çevrelerine gelince, onların bir bölüğü de durumdan memnun değiller. Bırakın memnunluğu, bangır bangır bağırıyorlar. Bir bölüğü de eylül başına değin mehil tanıdılar. Eylüle kadar da bir sonuç ahnmazsa Ozal hükümetinin vay haline!... Ekonomik durum böylesi bir sarsıntı geçirir, alınan önlemlerden umut kesilirse, ekonomiye dayalı demokrasinin durumu nice olacaktır? Öyle ya, "Hele şu ekonomiyi düzeltelim, demokrasiye sıra gelecektir," yem borusu çalanlar, ekonomi çıkmaza girdiğine göre demokrasi çamura batıyor demektir. Demokrasi ekonomiyi, ekonomi demokrasiyi beklemekten usanacaktır. Bir şeyi anımsatmakta yarar var sanıyorum. Bız NATO'ya can ve gönülden bağlıyız. Ancak NATO'ya bağlı ülkelerdeki demokrasinin en azı bile bızde yoktur. Biz AET'ye, Avrupa Parlamentosuna bağlıyız. Oralardaki demokrasinin binde biri bile bizde yoktur. Onlar demezler mi, hadi ekonomiyi düzeltemiyorsunuz, hiç olmazsa demokrasi de parayla değil ya. hiç olmazsa onu düzeltin!... Derler, belki de diyorlardır... Gözlerimiz yolda, demokrasiyi beklıye bekliye bakalım ne hallere düşeceğiz... Şöyle bir ardımıza dönüp bakacak olursak, bir anlamda demokrasiyi biz 1876'dan beri bekler dururuz. Yaklaşık 40yıl önce, demokrasiye geçerken istenen, düşünce özgürlüğünün türlü araçlarla sağlanmasıydı. Düşüncenin açıklanmasında Bakalım bu demokrasi ne zaman "rüşbaşvurulan gösterilerin bafinda meydan mitingleri gelirdi. 1947yılında Kırşehir'de Millet Fartisi çok görkemli bir miting yapmıştı. Bu tunü" ispatlayarak tahtına oturacak? mitingte önde Osman Bölükbaşı ile Mareşal Fevzi Çakmak görülüyor. Demokrosiye geçiş: Gösteri özgürlüğü