Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 > • »•»<•• „ StYA Gözle görülen bir varlık değil birefsane olmak istiyor BJETRICH yeterdi," diye yazıyordu Hemingvvay. Ama Marlene Dietrich'in yumuşak, kadife gibi güzel bir sesi yoktu. Sesi kimi yerde küstah, kimi yerde tok, kimi yerde sıcak, kimi yerde sertti. Onunla bir film Geçmişin koridorunda eriyip bir mitos, bir fısıltı halinde bugüne seslenebilen Marlene Dietrich 82 yaşında. Sinemaya sessi/ film çağında katılan, "Mavi Melek", "Fas", "Katherina", "Büyük Blöf" gibi bir dizi filmdc cfsanelcşcn Alman asıllı aktris bugün Paris'te yaşıyor ve eskiden çevirmiş olduğu filmleri "zevksizllk ve pislik" olaıak niteliyor. Marlene Dietrich deyince akla iki klişe gelir: Vamp kadın ve "Lily Marlen" şarkısını söyleyen sesi. Marlene Dietrich henüz şöhret merdiveninin ilk basamaklarında vamp kadın izlenimine karşı koydu. "Eski moda vamp bir hayaldir, halta bir tiir dolandırıcılıktır," dedi. Ona göre; "Hcr rolde, istcr vamp olsun ister olmasın, önemli olan gerçeklik izlenimi." Yönetmen Erwin Leise, "Sesi, ustalıkla kullamlan, baştan çıkaran seks bombası rolünü oynayan bir müzik aletiydi", diyordu. için anla^maya çalışan, ama bir türlü onun istediğı ücreti ödeyemeyen yönetmen dostu Erwin Leise'in deyimiyle sesi, "Ustalıkla kullanılun, seks bombası, baştan çıkaran kadın roliinu oynayan bir muzik aieti"ydi. Marlene Dietrich bir efsaneydi ve kendini de öyle gorüyordu. Erwin Leise onun yakııı zamanda verilen tek portresi olan, Ma\inıiliun Schell'in filınindeki ^a11i111aIa11nı anlatıyor. Marlene Dietrich, filnıde görünmeyi reddetmişti. Sadece sesi olacaktı. Ama Schell hiç değilse ona hayatının gizli yanlarını anlattırmaya calışıyordu. Bu yüzden de sık sık kavga çıktyordu. Hangi evde dogduğu sorulduğunda bilmediğinı söylüyor, Schell doğduğu cvin fotoğrafını gösterdiğinde de kızıyordu. Sonra birkaç gün Önce Japonya gezisinden döndüğunu söylüyordu, oysa Schell onun yıllardır Paris'i terk etnıediğini biliyordu. Schell "belgesel", Marlene Dietrich "efsane" peşindeydi. Bir defasmda SchelPe sormuştu: "Nc diye eleştirel olma.ya çalışıyorsun, nazik ve keyifli olmak sana yctmiyor mu?" Ernest Hemingway, "Sesinden başka hiçbir şeyi olmasaydı," diye yazmışîı onun için, "insanın yüreğini parçalamaya o da yeterdi.'' Oysa o dönemin yıldızlarından Eliznbetlı Bergner, "Şu Dietrich kadar güzel olsaydım, yetenegim ne işe yarardı bilmiyoruın," demişti. Marlene Dietrich biliyordu. Ünlü Amerikah romancı Ernest Hemingvvay onun sesinden büyülenmişti. "Sesinden başka hiçbir şeyi olmasaydı, insanın yüreğini parçalamaya o da "Vatan mı? Palavra!" "Filmlerim mi? Pislik!" Marlene Dietrich kendi kişiliği etrafındaki efsaneyi korumak için elinden geleni yapıyor. Başkaları isc daha da ileri gidebiliyor: "Fas" adlı filmde Josef Sternberg, onu frak ve silindirle beyaz perdeye getirmişti. Sternberg bunu şöyle anlatıyor: "Amacım ona sadece hafif bir lezbiyen hava vermek değildi, aynı zamanda onun cazihesinin sadece bacaklarının klasik biçiminden kaynaklanmadıgını kanıtlamaktı. Ama hemen protestolar yagdı. Paramount şirketinin yöneticileri, kutsal olan ne varsa onun iizerine yeminler edcrek, kadınların sadece etek giymesi gerektiğini söylüyordu. Hatta hirisi, 'panlolonları öyle elek gibi kaldıramazsınız,' demişti." Marlene Dietrich ise erkek kıyafctlerınden hoşlandığını söylüyor. "Erkek giysileri içinde daha çeklcl göründuğum kaııısındajım."diyordu. Kadın modasının geleneği ve zorlaması onun için, kendisinin ve tüm kadınların kurtulması gerektiği bir boyunduruktu. Marlene'in gulunç dııruma du^meden erkek rolune girebildiği söylenir. Kimine göre ise erkek kılığına girdiğinde "erkeksiligi" kadınlara, "cinselligi" erkeklerc çckici geliyor. Daha sonra t'rakın yerini bir başka erkek kıyafeti, üniforma alacaktı. Kimileri onu "Lily Marien" şarkıst ile hatırlar. Bu, onun birçok Alman tkinci Dünya Savaşı 'nda Amerikan askeri üniformasıyla "Lily Marlen" söyleyişi, birçok Almanı ona düşman etti. 1960'ta Almanya'ya dönüşünde protestolarla, tehdit mektuplarıyla karşılandı. tarafından hazmedilemeyen bir yanı. Marlene Dietrich, Hitler'in iktidara gehşindcn üç yıl önce Amerika'da, Hollyvvood'da film cevinneye başlamıştı. Nazilerle ilgisi olsun istemiyordu. Sonra savaşta Amerikan yurttaşı olarak Amerikan askeri üniforması içinde, Amerikan askerlerine şarkılar söyledi.