Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 eemal nadir'den SİYASET 84 dolunca, Meclis Başkanı Kâzım Karabekir durumu anımsattı. CHP'li milletvekılleri okumasını sürdürmesini ıstedıler. Bütün dünya bir savaştan çıkmıştı. Savaşa gıren ve gırmeyen ulkeler de sıkıntı içindeydiler. Ülkemiz de sıkıntıda ıdi. Bırkaç ay önce büyük bir devalüasyon yapılmış, para düşmüş, fiyatlar birkaç kat artmıştı. Büyük yoksulluk, işsizlik, açlık başgöstermiştı. Sokaklar umutlarını yitirmiş ınsanlarla doluydu. Böyle bir sosyal ortamda muhalefet yaprnak dünyanın en kolay ve en zevkli işlerinden bırıydi. Adnan Menderes de bunu bildiğinden konuşmastyla çok puan toplamıştı. Zaten İsmet Paşa ile de arası pek iyi olmayan Peker, muhalefete karşı ağır konuşma gereğini duymuştu. Yerinden Peker'e söz atan Menderes'e haddinı bildırmek istedi. Kürsüden bağırdı: "Psikopat..." Muhalefet bu sözü hakaret saydı. Topluca Meclis salonundan çıkıp gittiler. Ulke demokrasiye yeni giriyordu. Böylesi bir örnek çok kişiyı yanıltabilirdi. Nitekim şaşırdılar. Muhalefeti Meclise sokmak için ne diller döktüler. Bir savaş sonrasında ortaya çıkan sıkıntılar, enflasyon, işsizlik, yoksulluk gibi olaylann ağır baskısını, bütün acıları dile getırmek muhalefet için çok kolaydı. Güç olan eleştırilerın ıktidar partısınce göğüslenmesi, önlemlerınin alınmasıydı. Daha birkaç ay önce, 7 Eylül Kararları diye anılan büyük oranlı bir devalüasyona gitmek, bunun da fiyatlara birkaç katı yansıması elbette hükümeti çok güç durumda bırakacaktı. Ülkenin böyle bir alışkanlığı yoktu. Ülkenin ekonomik yapısı da, ülkenin başka dengelerine göre kurulmuştu. Bundan Önce 1930'larda başlayan Birinci ve ikinci Beş Yıllık Planlarla ve Sovyet kredıleri ile kalkınmaya alışmış olan bir ülke, şimdi hem yapısal değişiklik yapıyor, hem de politikada yön değiştiriyordu Artık Sovyetler'den kredi ve teknoloji yerine notalar geliyordu. Böyle bir dönemde, Amerikan Dolarına göre Türk parası düşürülüyor, 8590 kuruştan işlem gören dolar birden bire 280 kuruşa yükseliyordu. Cumhuriyet geleneklerine bağlı, bağımsızlıktan yana, antıemperyalıst Recep Peker, karşısına çıkan bu ekonomik bunalımdan nasıl çıkacağını bilemiyordu. Bir yandiin alışılmamış bir muhalefetin doludızgın saldırıları, bir yandan Atatürk ilkehrhin yozlaştırılması, hükümeti alışmadığı bir bunalıma sürüklüyordu. Böyle bir psikolojiksıkıntı, muhaliflerine "psikopat..." demeyi olağan kılıyordu. Peker'in bilmediği bir şey vardı, muhalefet görevini Celal Bayar'a vermede inönü'nün kararlı olması. Bayar şimdılık muhalefet (ilerde de iktidar) olacaksa, Meclisten ve gruptan güvenoyu almış olmasına karşın Peker'in Başbakanlıktan düşmesi gerekiyordu. İnce politikayı çok seven ve iyi uygulayan İsmet Paşa, kendı adamları eliyle güvenoyu vermeyi birkaç oyla esırgedı. Bu davranış Peker ıçın uyarıcı oldu, hemen ıstifa ettı. Elbette, bütün bu ekonomik ve politik olaylar sade bir görünü değildi Altında yatanlar daha çok ekonomik sıkıntılardı. Yapı değışırken, partıler, ıktidarlar, liderler de değışıyordu. Bugün dönüp, "280 kuruşluk devalüasyon butun bunların nedenidir." desek belkı çoğu kışıyi ınandıramayız ama, öyledır. Boyle bir devalüasyon, aradan geçen dört yıl içinde iktidarları değıştirmiştir. CHP'nin kendi klasık yapısından çıkıp başka bir yapıya burunmesı yetmemış, ıktıdardan duşmesı ile sonuçlanmıştır. Demokratik bir görüntüde Türkıye, Amerikan yardımından başlavarak, tümü parasal anlaşmalarla, NATO'ya dek uzanmıştır.1 Büyük oranlt devalüasyonların başına değil, sonuna bakmak gerekir, hep öyle görünüyor. 22 OC'IK 19 15 S Hil (lc>i|) de j>t'vıiH'im'li... Bil cn tımkılı. cıı şil'ulı >ara(ıklardan hiridir. Ne hu^ırı>orsıın >ahıı, (,'ddırdın mı seıı?.. Ö>lc ılcıtıı hiradcr. bclkı bir kaıahorsaıı dınar da yı pis hoıeklcri orludun kuldırır. sikopat avaşı arsiv konu^uvor Recep Peker hükümeti, bizde 7 Eylül diye anılan ilk devalüasyon kararını alırken, İkinci Dünya Savaşı sonrasında dengesinı lyice yitırmış olan Türk parasını kara ve ak borsaya göre ayarlamak istiyordu. Peker'in 7 Eylül kararı yıllar sonraki 6/7 Eylül istanbul olayları ve öteki devalüasyon kararları ağır bastığı için unutuldu. İsmet Paşa bile devalüasyonu bu karara değın bılmezmiş, "Bu kararla öğrendik," diyor. Sonbaharda alınan bu karardan sonra, kışa girilirken de Meclise bütçe geldi. 18 Aralık 1946 günü, DP sözcüsü Menderes, kürsüye çıktı. Daha önceden hazırladığı konuşmayı kâğıtlardan aktarmaya başladı. İçtüzüğe göre yazılı konuşmalar 15 dakikayı geçemezdi. 15 dakika Propagandn m iivadelesinde ypni silahlar < <>k ptırlılı doneme girdiginıizde 1)1' ile C III' aıınında duvur afhi uı\ti)i haşlamıyır. () gune ktıılur siyu\al ulaıula duvurluru afişler pek yapıştırılmazdı. Selçıık Milıır adlı bir ınimarın dıızenledigi afişler çok çarpıcıydı. liir sabalı ba$kvntlilvr ııyıındıklıınııdıı dınıırlan 1)1' (ifi)lerinin kapladığını görduler. liu yepyeni bir propunundu go.\leri\i idi. holoğruflu, 1950 yıhnda duvarları susleyen afişler önünde l)l''li bir bayan.