16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Çok partili Iıaya 1 ıı 1 38. yılında, partiler 1 vaşıııcla ERBİL TUŞÂIF Önıru neredevse, varım A nkara uı,çok partılı dcnıokratıkyu/ vıld vaıan ya şamınmda, sıyası paıtı, kuruluşları nm bırıncı yılırn doldurdu ANAP, HP ve MDP'nın kuruluş yıldönümlerı görkemlı törenlerle kuılandı Yenı demokrasının, yeııı pardlerı hır yaşını doldururlarken, 38 yıllık çok partılı demokratık yaşaoi, bırçok partının sessız me zarı halıne geldı Türkıye, toplumsal ve sı yasal yaşamda eşı görulmeyen örnek bır çelışkı ıle 38 yıl sonra uç sıyasal partının bırıncı yaş günunün kutlandığı bır ülkc oldu l2Eylul'u ızleyen ıkı buçuk yıllık süre ıçınde, sıyasal alandakı partı boşluğunun doldurulması ıçın gösterılen "ustun çabalar" çeşıtlı nedenlerle gösterılen "a^ırı dikkallerle" torpulendı ve 6 kasım genel seçımlerı ıçın ıpı, ancak ut, partı göğüsleyebıldı Genel seçınılerden yercl seçımlere uzanan zaman ıçınde, seçımlere katılması uygun gorulen üç sıyası partıden ıkısı, HP ve MDP, "sosyobiyolojik" bır yaklaşım ıle bıtkıscl yaşama terk cdıldıler Seçıme katılmasına ızın verılmeyen SODEP, DYP ve RP sıyasal yaşama yenı bır boyut getırdıler Parlamento dışı muhalefet kavra mını alt üst ederek, ulusal ıradenın yuzde 4l'ını IIİMM dışınaçıkardılar Bu oluşu mundan sıyasal yarar çıkarmayı bılen Basbakan Turgut Özal'a HP \e MDP'ye ha ketmedıklerı bır saldırı ımkânını verdıler Özal'ın sıyasal kulıslerde dıle getırdığı "Beni fazla sıkıslırırlarsa, uçuncu kez sev'ime giderim" yaklaşımında, "Sı/.ı sıfırla çarparım" anlamı yalıyor Sıyası faalıyetlerın 1983 baharında serbest bırakılnıasından sonra bırdenbıre ortaya çıkan emeklı general Turgut Sunalp, sıyaset sahnesındekı önleneme7 yükselışı ne zaman zaman kendı de ınanamadı Baslangıçta ısınamadığı gazetecılerın sorularını yanıtlarken, "Benı lıdermişim gıbi goruyorsunuz" dıye ıtıraflarda bılc bulundu Demokrasıye geçış sürecınde tüzel kışılık kazanan ılk sıyası partı MDP oldu Sunalp Paşa 41 kışılık kurucular lıstesını 16 mayısta lçışlerı Bakanı Selahattın Çetıner'e verırken, sıyaset tarıhımıze bu kez Çetıner Paşa'nın çabası ıle bır ılgıriv anı daha nakş oldu lçışlerı Bakanı Çetıner, Sunalp'ten dılekçeyı alırken, "Partimi* hayırlı ugurlu olsun" dedı Nısan ayının son günlennde sıyasal ufkumuzda bır başka guneş doğdu Sosyal demokrat HP'nın "parti muteşebbisi" olan Başbakanlık eskı Musteşarı Necdel Calp, ılk açıklamasında "yeni donemi umutla karşıladıklarını" soyledı Sıyase te umutla başlayan HP Genel Başkanı Calp, uzun yıllar lsmet Inönü'nun özel ka lem müdurlüğunden aldığı sıyaset derslerı ıle, sabretmeye ve umut ctmeye devam edıyor Kurucu üyelerını "şohrel degiller" dıye tanıtan Anavatan Partısı Genel Başka nı Turgut Özal, sıyaset sahnesıne atılaca ğını gecen yılın 25 nısanında kamuoyuna açıkladı özal, kendı deyışı ıle "buna mecbur"du "Sagdakı boşlugu" doldurmak amacıyla sıyasete gıren Özal, bu kamptakı her lıder gıbı, ışe Celal Bayar ıle görüşmeyle başladı Bayar'ı tam dört kez zıyaret ede rek, bu alandakı rekoru da kırdı özal, sccım mcydanlarında daha sonra Adnan Menderes'ın adını da sık sık kullandı SİYASKT 81 1970 ekonomık ıstıkrar tedbırlerınden bu yaııa aktıf sıyasetın ıçınde olan ANAP Genel Başkanı, şımdıkı Başbakan Turgut özal, sıyasette "kendıne surekll sure isleyen" bır lıder olarak da tanınıyor özal, gönlu ıstedığı gıbı, 5 yıl, 10 yıl, 20 yıl gıbı surelerle ıktıdarda kalabılırse, Türkıye'nın dı)7İuğe çikacağını savunuyor özal, genel seçımler öncesı geçırdığı /or günlerı ıktıdara geldıkten sonra, "4 Kasım olayı da var biliyorsunuz" dıyerek özetlıyor Özal, Tilrk halkının zannedılenden daha yüksek olan sıyası bılınç düzeyı ıle geldığı ıktıdar koltuğunda bakalım ıstedığı kadar otura9 bılecek mı ANAP, HP ve MDP'nın dışında, yaş günlcrını kutlamaya hazırlanan parlamento dışı muhalefet partılerı ıçın durum daha anlamlı gorunuyor Çok partılı sıyası hayatın va/gecılmez unsurları olarak bu lundukları ayrıcalıklı konumdan avantaj sağlar görunüyorlar Aeılı giinlerde devlet kimlere tesliııı edümisti? 15 MA YIS 1984 "M MPclısımızın en genç mılletvekıll\/mlermden HP'lı Cuneyt Canver geJ. TM. çen hafia gtindem dışı hır konuşma yaptı Aynı zamanda Başkanlık Dıvanı üyesı olan Canver af konusunda şöyle dıyordu CÜNEYT CANVER (Adana) Sayın Başkan, degerli millelvekillerı; gundemimizi uzun surcdir meşgul eden çok onemli bir konu var, af konusu. Bilindigi uzere genel seçimlerden once tum partililer bu konuda çeşitli beyanlarda bulunınuş ve bir af çıkardmasının zaruretinde birleşmislerdi. Ancak, kapsamı tartışılırken ozellikle suç Ceşkil edebllecek mahiyette eylemı sabit olmayan, olaylara bulaşlıgı anlaşılan ve suçlulugu yalnızca polistekı ıfadclerıyle kanıllanan veya delil yetersi7İıginden hâlâ yargı onunc cıkarılamayan kişilerin durumu taınamen bır onyargıyla reddoluııınuş ve lartışılmasından bile kaçındmıştır. (...) Sizlere, o gunlerin acısını anlatan bir yazı okuyarak konuşmamı surdıirmek isliyorum. 9 Ocak 1981 (arihli llurriyet Ga/e(esinden aldıgım yazı aynen şoyle: "Devlet Kimlere Teslım Edılmıştı Devlet Başkanı Sayın Orgcncral Kenan Evren'ı dınlerken ve ertesı gün gazetelerde konuşmasını okurken dalıp, gerılere gıttık Ne dıyordu Sayın Evren'' Eğer, yenı yetışen nesıle Atatürk'ün ne olduğunu, ncler yaptığını ve varlığımızı ona medyunu şükran olduğumuzu anlatamazsak, o evlatlarımız da daha lyı anlatılan yönlere kayarlar Onlara kabahat bulmayalım Onlara bız bır şey anlatmadık kı, anlatamayınca, anlatanlar bunları ellerıne aldılar, ıstedıklerı gıbı yoğurdular ve memleketı şu hale getırdıler." Boyle diyordu Sayın Devlet Başkanı 67 ilin temMİcılerine, bo,\le diyordu ve bı/, bir anda yakın bir gecmışe gidip, 78 yıl öncesinin agızdan agıza dolaşan bir olayını hatırlıyorduk. Bir genç aranıyordu. Gencin babasını kaymakamlıga çagırdılar. Odada ilden gelen emniyet müdurıi, savcı, komiser vardı. Babayı sorguya çektiler; "Oğlun nerede bılıyor musun"'. " "Hayır bılmıyorum", "Buraya kaçıp geldığı söylenıyor, eğer yerını bılıyorsan söyle; devletın elınden kurtulamaz " Acılı baba boynunu buker "Bılmıyorum beyım, ben de kaçak olduğunu duydum " Bızden sana söylemesı. Eğer sen oğlunun nerede olduğunu bılıp de söylemıyorsan, kanuna göre suçlu düşersın. Baba biraz durur duşunür. sonra konuşur: Sızden bır rıcam var, oğlumun ılkokul öğretmenını, ortaokul müdUrUnU, muhtarı, beledıye başkanını, kahvecıyı, ınıamı, partı başkanını, mahalle bekçısını çağırın Her halde soyleyecek diye babanın dediklerini yerine getirip, istediklerini çagınrlar. Baba gelenleri suzdükten sonra ba$lar konuşmaya: Bcnım oğlum bu kasabada doğdu, bu kasabada buyüdü. llkokula burada gıttı ve bıtırdı. Sınıfın en çalışkan çocuğuydu öyle değıl mı öğretmen? Evet, öyleydı Baba, ortaokul mudurune doner: Benım oğlum ılkokulu bıtırdıkten sonra ortaokula gıttı Her yıl ıftıharla geçtı Okulun en çalışkan çocuklarından bırıydı öyle değıl mı müdür bey? Evet öyleydı, çok çalışkandı. TBMI tutanaklarından Ortaokuldan sonra onu lıseye yolladım, lısede okudu Lıseyı ıftıharla bıtırdı. lstersenız lısedekı öğretmenlerıne sorun Ama sızler de bılırsınız ya ? Herkes başını salladı. Baba bu sefer belediye başkanına, muhtara, bekçiye, Imama, parti başkanına, kahvecıyc doner: Şımdı sız söyleym bakalım, bu kasabayı sızden ıyı bılen yoktur Herkesı tanırsınız, söyleyın. Benım oğlumun uğursuzluğunu, hırsızlığını, serkeşlığını, serserılığını, sorumsu7İuğunu gördünuz mü'' Hepsi birdcn ellerinı havaya kaldırddar: "Hâşâ görmedık, pırlanta gıbı çocuktu Terbıyesıne, ahldkına dıyecek yoktu." Baba go/yaşlarını ıçıne akılarak emniyet mudurune doner: Pekı, ne oldu benım oğluma 7 Herkesın doğruluğuna, dürüstlüğüne, çalışkanlığına şahadet ettığı bu oğluma ne oldu? Ben ışte böyle bır evlat yetıştırdım, sonra daha ıyı olsun, daha çok okusun; vatana daha büyük hızmetler etsın dıye nafakamdan kesıp büyük şehıre yolladım. Oğlumu kıme teslım edıp oralara yollamıştım 9 Devlete Devlete teslım etmıştım. Şımdı devlet benden oğlumu soruyor, nerede dıyor. Asıl ben devlete soruyorum, "Nerede benım oğlum, devlet ne yaptı benım evladıma 9 " Eski bir hikayedir bu ama hep geçerlidir. Onun için Sayın Evren'in dedıkleri de çok degerlidir ve anlamlıdır. (...) Baba oğlunu devlete teslim etmişti. Ama, devlet kimlere teslim edilmişti. Binu geriye bakın; hafızanızı biraz yoklayın, bakın karşınıza kimler çıkacak. (...) Sayın Başbakan, geçenlerde "Anarşi ve lerore bulaşan gençlerimizi kurtarmanın çarelerini arıyorum" derken, bu konulardan yakınanlara bir umut ışıgı vermişli. Oysa, bugunku Cumhuriyet Gazeteüinde, "Bu konuda elinin kolunun baglı olduğunu ve bu konunun bir dahaki seçim zamanı gundeme gelecegini" soylemektedir. Doviz suçlannı, vergi cezalarını, kaçak yapıları affeden, servet beyanlannı bir çırpıda kaldırıveren bu işbitırıcılık ıddasındaki sayın iktidarın duşundugunu soyleyen, yazan, olaylann içine itilen insanlar konusundaki acizliğini demokrasi anlayışlanyla bflgdaştırmak kanımca ntumkun degildir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle