Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR ALTERNATİF ŞUBAT SALI Topluma seslenmenin yolu tribünden geçer Peki fair play nedir? E.A.: Fair play vicdanının sesini dinlemek demektir. O anda bütün her şeyi unutacaksın. Gazetedeki işini, alacağın primi, çekeceğin fotoğrafı... Avrupa’da Türk futbolcuların veya Türk insanının kötü bir imajı var mı? E.A.: Şu anda Avrupa’da kötü bir imaja sahip değiliz. Elbette İsviçre maçında yaşanan olaylar bizim için iyi olmadı ancak onun öncesinde temiz bir imajımız vardı. Yalnız batıdaki Osmanlı saplantısı birçok yerde bizi engelliyor. 500 yıl bir yerde hükümdar olursanız, bu süreçte kimseyi asıp kesmezseniz, dillerini ve dinlerini serbest bırakırsanız onlar bir komplekse girer. Fransa, Cezayir’de 50 yıl duruyor. Herkes Fransızca konuşuyor, İngiltere Hidistan’da sömürge kuruyor, herkes İngilizce konuşuyor. Ama Osmanlı’nın hüküm sürdüğü hiçbir yerde bunlar yaşanmamış. Bu da onlarda bir kompleks yaratmış. Son yıllarda özellikle ülkemizde taraftarların biraz aşırıya kaçtığına tanık oluyoruz... E.A.: Fair play meselesini bölüm bölüm konuşuyoruz. Şimdi de seyircide fair play... Bununla ilgili önce futbolcuları ve idarecileri ele almamız gerekiyor. Aslında ben futbolcularda hiç suç bulmuyorum. Çünkü onlar da ekmek parası için mücadele ediyor. Bile bile rakibine sert giren çok fazla oyuncu tanımıyorum. Ancak yöneticiler böyle değil. Tam olarak futbolun içinden gelmedikleri için ağzına gelen her şeyi söylüyor ve ortaya bir bomba bırakıyor. Bu da seyirciyi tetikliyor. Topluma en kolay şekilde seslenmenin yolu tribünden geçiyor. Orada her türden insan yer alıyor. Maalesef de hep Beşiktaş tribünü bu işte ön ayak oluyor. Bizim zamanımızda Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray taraftarları yan yana izlerdi maçları. Sadece tempo tutarlardı. Bazı küfürler olurdu ama onun da önüne geçerdik. Daha sonra değişti. Bu değişim futbolun endüstrileşmesi sonucu oldu diyebilir miyiz? E.A.: Ban farklı düşünüyorum. Bugün İstanbul, Türkiye’nin en çok göç alan kenti. Her geleni eğitip tribüne oturtma şansınız yok. Onlara bir yayın mı yapılmış bugüne dek? Tribüne gidip bir eğitim düzeyine bakılsın. Elbette stattaki seyirciyi de rahatlatmak gerekiyor. Giriş çıkışların hızlı yapılabilmesi gerekiyor. Bir de neden onları maç sırasında bir şeylerle oyalamıyoruz? Örneğin tribüne gelmeden önce bir anket gibi bir olay yapılır. Maçtan sonra bunu kutuya atarlar ve kazananlara ödül verilebilir. Bu dağıtır akıllarını... Çünkü maç başlamadan 3 saat önce geliyorlar stada. Bu sırada da küfürlü tezahürat yapıyorlar. Futbol Federasyonu bu konuda bir şey yapmıyor. Hakemleri eğitirken seyirciyi de eğitmek gerekiyor. Hiç centilmen seyirci yok mu Türkiye’de? E.A.: Olmaz mı? Ancak iyi seyirci dediğimizin ertesi haftası yine aynı taraftarlar 0 not alıyor. Şimdi takımın ismini söylemeyeceğim. En centilmen seyirci seçildiler, bir hafta sonra stadı yıkıyorlardı. Cenk’in o topu taca atmasından sonra onunla irtibata geçtiniz mi? E.A.: Cenk’in olayından sonra ona hemen bir mektup yazdım. Yaptığın hareketten dolayı seni aday göstereceğiz ama bundan sonra yapacağın bütün hareketlere dikkat et ifadeli bir mektuptu. Zannediyorum o mektup eline ulaştıktan sonra daha dikkatli olacağım diye biraz performansında düşüş yaşadı. Fair play ödülü almak o kadar da zor bir olay değil. Ama fair play ödülünü devam ettirmek ve korumak önemli. Özhan Canaydın, geçenlerde “Fair Play ödülünü aldığım için pişman oldum” şeklinde bir ifade kullandı... E.A.: Özhan Canaydın ödülü aldığı için pişman olmadı, ona yapılan hareketlerden dolayı pişman oldu. Çünkü Canaydın bu ödülü hak etmişti. Bu ödülü ezeli rakiplerinden fark yerken başkanı tebrik ettiği için aldı. Geçen yıl genç bir futbolcu olan Özgürcan fair play ödülü kazandı ve ödülü almaya beraber gittiniz. Neler yaşandı? E.A.: Öncelikle benden tam not aldığını söyleyebilirim. Macaristan’a gittiğimizde benden sadece internet bağlantısı istedi. Daha çok odasında kalarak arkadaşlarıyla yazıştı. Ödül alacağı gün beyefendi gibi giyindi. Kravatı yoktu, benden aldı. Benim 1 kravat da gitmiş oldu (gülüyor). Gitsin sağlık olsun. Özgürcan efendi efendi gitti ve geldi. Orada bu hareketi bir daha olsa galip de olsak mağlup da olsak yaparım dedi. Elbette fair play ödülü almış birisi daha sonra bunun tersini yaparsa çok ayıp olur. Anti fair play ödülü yapsak alan çok olur. Ama yavaş yavaş fair play kavramını insanların kafasına yerleştiriyoruz. Bir kişiyi cezalandırır veya ödüllendirirsen o onun farkına varır. EMRE’NİN SUÇU YOK İngiltere’de fanatikliğin önüne geçmesini başardılar. Türkiye’de bu gerçekleştirilemez mi? E.A.: Holiganlığın başlangıç yeri İngiltere. Ama bunun önüne çok iyi geçmesini bildiler. Koydukları cezaları en iyi şekilde uyguluyorlar. Örneğin sahaya bir şey atan adam hemen cezasını alıyor. Türkiye’de tam olarak bir uygulama olduğunu söyleyemeyiz. Emniyet kuvvetleriyle sporu birbirinden ayırmamız gerekiyor. Spor polisi olması lazım. Normal polis suçluya göre hareket ediyor. Seyirci suçlu değil ki? Seyirci taşkın. Taşkınlık başka ,suç başka... Ama bunun için de özel eğitime ihtiyaç var. Sahaya atlayan seyirciyi futbolcular kurtarıyor. Kurallar tam olarak uygulanırsa her şey yoluna girer. Emre İngiltere’de ırkçılıkla suçlanıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? E.A.: Bana göre tamamen önyargılı hareket ediyorlar. Emre’nin kendi takımında bile 5 siyahi oyuncu bulunuyor. Maç içinde belki bir şeyler söylemiştir ancak siyahi oldukları için söylememiştir. Emre, Türkiye’de oynasa da maç içinde elbette bir şeyler söyleyecektir. Kızıyordur, sinirleniyordur. Sonuçta canını dişine takarak oynayan bir futbolcu Emre. Ben Emre’nin bu işte suçlu olduğuna inanmıyorum. TÜRKİYE FAIRPLAY KONSEYİ’NİN İLETİŞİM BİLGİLERİ Adres: Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Konseyi 4. kısım sonu Olimpiyatevi 34158 ATAKÖY/İSTANBUL Telefon: (0212) 560 07 07 Web Sitesi: www.fairplayturkiye.com 17