Katalog

C A SPOR ATLETİZM SPOR 29 AĞUSTOS 2006 SALI Avrupa zorda kendisine verilecek en azından 4 yıllk cezayı 2 yılın da altına çekmek için, pistler yerine bu sefer mahkemelerde ter döküyor. Brüksel’de 5 bin metrede yarışan Halil kendinden çok üstün atletlerin karşısında pek varlık gösteremedi ve ancak 12. gelerek Türkiye rekorunu dahi kıramadı. Bizim bilmediğimiz ve uygulamadığımız bir sistem nedeniyle atlatlerimiz dış yarışmalarda gerektiği kadar başarılı olamıyorlar. Bunun başlıca nedeni atletlerin yıl içinde çok az sayıda yarışmaya katılması. Brüksel’de gözlerimiz gerçekten Elvan’ı aradı. TURU ğustos başında Göteborg’da yapılan Avrupa Atletizim Şampiyonası’nda madalyaların yarısını Ruslar toplarken koşularda Avrupa’nın Amerika ve Afrika ile artık başedemeyeceği de ortaya çıktı. Afrika, 800 m den maratona kadar her yıl yepyeni atletleri piste sürüyor. Bu arada doping iddiaları hemen tüm atletlerin sanki peşinde geziyor. Atina’da 100 metreyi, geçen yıl Helsinki’deki Dünya Şampiyonası’nda 100 ve 200 metreyi kazanan; bu mevsim başında 9.77 ile Powell’ın rekorunu ekarte eden Amerikalı Gatlin, Süreyya sorunu G öteborg’da yapılan Avrupa Atletizim Şampiyonası’nda koşmadığı için medyanın bazı kesimleri ve federasyonun diğer bir kesimide Süreyya’yı suçladılar. Atletizim federasyonu başkanı Mehmet Terzi’den, Süreyya’nın kendi el yazısında yazdığı yazının kopyasında da gördüğüm gibi Süreyya bu yıl Avrupa Şampiyonası’na ve diğer yarışmalara katılamayacağını ve 20072008 sezonları için hazırlandığını bildirirken bu şampiyonada yarışacak atletlere de iyi şanslar dilemişti. Bu arada gazetelerde, federasyon tarafından Süreyya’nın istekleri başlığında bir liste çıktı. Buna göre Süreyya, 7 ay Amerika da 5 ay Almanya’da kamp ve sağlık ve diğer giderleri içnde yüklü bir para istiyordu. Dünyanın hiç bir yerinde bir devlet hiç bir atletine bu kadar büyük bir yatırım yapmaz. Diğer ülkelerde büyük atletler zaten büyük firmalar tarafından desteklenir ve katılıp kazandıkları arasında aldıkları ödüller ve çeşitli eşya ve hizmetler için reklamlarda yer almakta ve kazandıkları parayla geçinirler. Sydney’deki 2000 olimpiyatları 5 madalya ile ülkesine dönene Amerikalı sempatik sürat koşucusu ve uzun atlamacı Marian Jones kısa bir süre içinde reklam verenler ve sponsorlardan 3,5 milyon dolar kadar bir destek almıştı. Böyle bir desteği benim bildiğim kadar ancak Fas kralı verir ve bildiğiniz gibi Faslı atletler genelde kendi ülkelerinde ve atlas dağalrında idman yaparlar. Süreyya gerçekten büyük bir kabiliyet. 2004 yılındaki olay nedeniyle İAAF’den iki yıllık bir boykot cezası alınca, kızgınlığından olacak söylenmemesi gereken sazı laflar etti ve ‘‘Başka ülkeler peşimde koşuyorlar, onlar adına pistlerde rekor kırmamı istiyorlar’’ gibi yakışık almaz laflar etti. Günümüzde ise vatan milletten ve Türk bayrağı ile kazandığı yarış sononunda şeref turu atmaktan duyduğu zevki anlatıyor. Bu arada bir kaç yıl evel Hıncal, Kenan Onuk ve ben NTV’ deki bir programda Süreyya’nın biraz daha fazla yarış yapmasını öneriyor ve en az 10 yıldır birlikte çalışan Süreyya Ayhan Yücel Kop ikilisine dünyanın en iyi antrenörlerinden birisinin katılmasına ve Süreyya kadar Yücel’inde yeni idman teknikleri konusunda bilgi sahibi olmalarını öneriyordu. Bizim bu laflarımız üzerine basındaki bazı kalemler bizleri bilgisizlkle itham ederken vatan severliğimizi dahi sorgulamak cürretini göstermişlerdir. Süreyya 2002 ve 2003’te gösterdiği formun, doping katkısıyla değil adelesi kalbi ve yüreği ile kazandığını bizlere ispat etmesini bekliyoruz. Fenerbahçe neden elendi BARBAROS ÇIDAL ? 1 00. yılda bütün taraftarların ligde şampiyonluk ve Avrupa’da başarı beklediği Fenerbahçe Şampiyonlar Ligine katılamadan UEFA Kupası’nın yolunu tutarken “suçlu kim” sorusuna cevap arayanlar farklı adreslere yöneliyordu. Aslında Dinamo Kiev maçlarından önce ilk hatayı her zaman olduğu gibi değerli Türk Medyası yaptı.Yıllardır Avrupa’da büyük başarılar yaşamış ve kadrosunda kaliteli yabancılar bulanan Ukrayna takımını ‘‘çantada keklik’’ olarak görenler Çarşamba akşamı evlerine dönerken şaşkın bir o kadar da utanmışlardı. En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyim, Fenerbahçe takımının devler arenasından uzak kalmasında en büyük kusur Fenerbahçe yönetiminindir.Transfer yapmak için bu kadar beklemenin, Kezman ve Deivid’i almayı Şampiyonlar Ligi’nden elendikten sonra akıl etmenin arkasında başka işlerin olduğunu düşünmeden duramıyorum.Yoksa birileri 100. yılda ‘‘Ligde şampiyon olmak herşeyden önemli, Şampiyonlar Ligi takımı yıpratır ve oradaki takımlarla zaten başedemeyiz Uefa bize yeter’’ diye düşünmüş olmasın. Dinamo Kiev maçında tepki göreceğini tahmin etmek ve daha önce prensipte anlaştığın oyuncuları 23 gün sonra açıklayarak rüzgarı tersine çevirmek de mümkün. Bu arada teknik direktör Zico’nun takıma şu ana kadar kattığı pek fazla olumlu yan göremedim.Ayrıca tranfer konusunda ısrarcı olmaması ve her fırsatta kendisine tanınan bu şanstan dolayı minnettar olduğunu söylemesi de kulüp yönetiminin sözünden dışarı asla çıkmayacağını kanıtlıyor. Fenerbahçe bu tabloya karşın ligde şampiyonluğa en yakın adaydır.Ama Avrupa’da başarı beklemeyin, zaten yönetim de beklemiyor ve önemsemiyor. 12 CESUR YÜREKLİ ADAM 2001 yılında tanıştık onlarla, basketbolu en üst seviye getirdiler ve 12 Dev Adam lakabıyla anılır oldular. Ne var ki.üst üste gelen hayal kırıklıkları ile düşüşe geçip dibe vurdular.İşte tam bu noktada radikal bir karar aldılar, tekrar takım olacaklar ve sahada savaşan isimlerle yeni jenerasyon ‘‘12 Dev Adam’’ı kuracaklardı. Japonya’daki Dünya Şampiyonasına giderken kimse bu takımdan böyle büyük başarılar beklemiyordu. Ancak, rakiplerini birer birer dize getirirken savunmalarıyla maçları kazandılar.Hücumda zaman zaman zorlandılar ama başta Serkan olmak üzere İbo, Kerem Gönlüm hatta bu takımın 3. oyun kurucusu Engin bile sorumluluk alıp başarılı oldular.İlk 8 arasında olmak çeyrek final oynamak harika bir duygu. Türk basketbolunda tertemiz bir sayfa açtılar ve bu beyaz sayfadaartık kara lekelere yer yok. Bilmem anlatabildim mi? Eposta: barbaroscidalİkanalturk.com.tr 19