22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C Y SPOR VOLEYBOL EKİM SALI GÖRÜŞ Fotoğraflar:FATİH ERDOĞDU Olacağı Kadar Olamamak TANKUT ANTİKACIOĞLU S Hoş geldin KOMSU CUMHUR ÖNDER ARSLAN ıllardır voleybol takımlarımız pek çok ülkeden sporcu transfer etti; ancak Yeşilyurt Spor Kulübü yeni sezon için bir ilke imza attı. Aslında transfer edilen sporcu bize çok yakın bir yerden; komşumuz Yunanistan’dan... 50. yılını yaşayan Yeşilyurt’un yeni transferi Nikoleta Zampaonidou Türkiye’ye gelen ilk bayan Yunan sporcu olmanın keyfini yaşıyor. Zampaonidou İstanbul’da kendini evinde gibi hissettiğini söylüyor. Voleybolseverler için kendinizi tanıtır mısınız? Geçen sezon Yunanistan’da Panionios takımında oynadım. Smaçör olarak görev yapıyorum. Yeşilyurt’la 1 yıllık sözleşme imzaladım. Bugüne kadar 3 kez genç, 1 kez de Yunanistan A ulusal formasını giydim. İstanbul’da olmak size neler hissettiriyor? İstanbul’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Kenti ve takımımı çok seviyorum. Diğer oyuncularla bir aile ortamı içindeyim. Buraya gelmeden önce de hiçbir şekilde kötü düşüncelerim olmamıştı zaten. Yeşilyurt’a transferiniz nasıl gerçekleşti? Türkiye’ye gelmemde Kosas Maurgaritis’in büyük etkisi oldu. Kendisi Yeşilyurt’taki antrenörüm Cem Sapmaz’la yakın arkadaşmış. Beni Yeşilyurt’a tavsiye etmiş. Yeni kulübüm de bu teklife sıcak bakınca transferim gerçekleşmiş oldu. Daha önce Türkiye Ligi ve Yeşilyurt hakkında bir bilginiz var mıydı? 7 yıl önce turnuva için Türkiye’ye gelmiştim. O zamandan beri biliyorum. Ama tabii ki o günler çok geride kaldı. Türkiye’de forma giyecek olmanız Yunanistan’da nasıl yankı buldu? Bu konuda çok fazla bir şey bilmiyorum. Şu ana kadar Yunanistan’da nasıl gelişmeler oldu takip edemedim. Ama yakın zamanda ses getireceğini tahmin edebiliyorum. BiR GÜN DÖNECEGim Uyum sürecini nasıl geçiriyorsunuz? Hiçbir problem olmadı çok kısa sürede uyum sağladım. Ayrıca takım arkadaşlarım da bana çok sıcak davranıyor. Yunanistan’da Türk sporuna bakış açısı nedir? Aslında halklarımız arasında çok fazla benzerlik var. İki toplum da sporu çok seviyor. Ama olumsuz bir izlenim kesinlikle yok. Voleybol geleceğiniz ve hedefleriniz için neler söyleyeceksiniz? Burada 4 5 yıl başarılı bir şekilde top oynamak istiyorum. Daha sonra evim Yunanistan’a dönmeyi düşünüyorum. Y 16 çe ise eşilyurt Kulübü Başkanı Levent Gök le eniy ned ası olm yılı luş kuru 50. kulübün ve r üyo söyl rını voleybolda hamle yaptıkla i biris an lard Bun var. iz lerim sfer ekliyor: ‘‘Yeni tran Yaş uk. turd oluş de Nikoleta. Çok genç bir takım il, ama ortalamamız 2122. Bu sezon için değ Zaten iz var. efim hed pa Avru n sezo deki müz önü katılmış Avrupa’daki organizasyonlara defalarca ’’ ştık. amı oyn l fina rek çey ve 50. YIL ATAĞI en bir gün ara ile 2 dünya büyüğünü devireceksin. Sen, dünya klasmanında Çin, Brezilya, Rusya’nın ardından 4. sırada yer alan, son Dünya Grand Prix Finalleri’nde bronz madalyaya uzanmış, üçüncülük kürsüsüne çıkmış İtalya ile başabaş mücadele yapacaksın. Sen, İtalya’ya 2 set verdikten sonra maçı 32 kazanma başarısını göstereceksin... Sorarım size, bu her babayiğidin üstesinden geleceği iş midir? Sen, İtalya zaferinden bir gün sonra Olimpiyat, Dünya, Avrupa şampiyonluklarının gediklisi, Dünya Grand Prix şeref kürsüsünün abonesi Rusya’ya kafa tutacak, 2 set kaybettikten sonra Shaskova gibi, Godina gibi, Gamova gibi dünya starlarını oyundan düşürerek aslanın ağzından lokma kapacaksın. Sorarım size, dünya yüzünde kaç ülke takımının başaracağı iştir bu? ‘‘Kimleri yeniyoruz? Hem de peş peşe ikişer set verdikten sonra, kimlere havlu attırıyoruz?’’ sorularını birbirinize sormaya başladığınız Rusya galibiyetinden hemen sonraki tabloya dikkat ettiniz mi? Voleybolcularımızın ve teknik ekibin sevincini ve dağınıklığını izlerken yıllar önceyi anımsadım. Tablo, Ankara’daki Avrupa Şampiyonası Finalleri’ndeki gibiydi. O günlerdeki çeyrek ve yarı final maçları bitiminde de böylesine dağınıktık. Unu elemiş, eleği duvara asmıştık adeta. Unutmuştuk final maçını. Oysa akacak sular, geçilecek köprüler vardı. Son günü, o zaman unuttuğumuz gibi bu defa da unuttuk. Ulusal takım Varna’da da aynı akibete uğradı. Okyanusu aşmıştık ama Grand Prix Avrupa Elemeleri’nde final biletini erken almak için henüz bir maç daha vardı. Grubun dibine demir atmış SırbistanKaradağ’ı yenmek şarttı. İki dünya devinden sıyrılan Türkiye, bu engeli mutlaka aşmalıydı. Büyük organizasyonlarda oynama düzeyine çıkmış sporculara sahip olduğunu İtalya ve Rusya maçlarıyla kanıtlamış bir takımın, bu aşamada boğulması düşünülemezdi ve de beklenemezdi. Ama olanlar oldu. SırbistanKaradağ yenilgisi ne vize bıraktı, ne de avuç içindeki erken final biletlerini. Döndük başlangıca! Neden oldu, niçin böyle durduk? Nasıl oldu da bu kadar maç kazanma disiplininden uzaktı ulusal takım? Bu tartışmayı yapacak değilim. Sadece söylemek isterim, bu ulusal takım hep böyle yapıyor, 12’ye 5 kala kaybediyor. Bu eksikliği ne yazık ki yıllardan beri göremiyor, önleyemiyoruz. Büyük oynama düzeyine erişmiş, yetenekli voleybolculara sahip olmamıza karşın, ulusal takım elit olmakta zorlanıyor. Seçkin olamamışlık, istikrarlı kalamamak ulusal takımı badirelerle baş başa bırakıyor. Her final arifesinde önlem almayı beceremiyoruz malesef. İtalya gibi, Rusya gibi anlı şanlı voleybol ülkelerinin ulusal takımlarına böyle ağır mağlubiyetler tattırdıktan sonra geleceğin önlemini alamamak, sağgörüden yoksunsuzluktur. Siz, nasıl olur da ‘‘Bizim en önemli maçımız SırbistanKaradağ’dır’’ diye düşünemez, motivasyon olgusunu, bireysel çaba göstermenin şart olduğunu ulusal takımın oyuncularına aşılayamazsınız! İşte bunu unutursanız olanlar olur. Coşkuyu son maçın ötesine bırakamamak, efsane maçları ve destansı galibiyetleri işte böyle çabuk unutturur. Durum böyleyken, Avrupa Grand Prix Elemeleri sonrasında kalifiye olsaydık dahi ‘‘Filenin Sultanları tarih yazdı’’ diyemezdik.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle