Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 YAŞAM CUMHURİYET DERG1 HEJAR'ın düşü: Demokrasi ESENGÜL METİN ejar, bir yıl önce ipten kaçıp Türkiye'ye sığındı... Iranlı mültcci 23 yaşında. Şimdilik BM 'nin korumasında ve kendisine yeni hayat yolları aralamaya çalışıyor. Babası ve o, îran Kürdistan Demokrat Partili olmaları yüzünden idamdan dönmüşler... Hejar'ın tek bir düşü var, Iran'dademokrasiyi görmeden ölmemek... Dağlarda peşmergelik yaparak Iran yönetimine kafa tutan Hejar, her ne kadar BM'nin korumasında olsa da yaşamı hâlâ tehlikede. Çünkü onun konumunda Iran'a teslim edilen çok tanıdığı olmuş. Türkiye'ye kaçak yollarla girdiği için kalma izni de alamıyor. BM'nin kendisini Finlandiya'ya yerleştirmek için sürdürdüğü yazışmaların sonuçlanmasını bekliyor. Daha üç yaşındayken idam cezasına mahkum babasını görmek için annesiyle gittiği cezaevindegördü şiddeti. "Cezaevinin kapısında, annem kocasını görmek istediğini söylediğindebizi yere fırlatırlardı. Üç yaşındaydım ama görüntüler hafızamda hâlâ. Aylarca ondan haber alamazdık" diye anlatmaya başlıyor. Hejar Iran'da yaşayan Sünni Kürtlerden. Iran Devrimi 'nden sonra Kürtlerin olduğu yerlere uygulanan baskıdan tümailesi nasibinialmış. Hâlâ kulaklarında çınlayan o cümleyi anımsıyor:" Annem bir savcının yanına gidip ağlamıştı, 'kocamın bir suçu yok onu serbest bırakın' diye. Savcı ona 'üç suçunuz var. Kürtsünüz,Sünnisiniz,veKürtkıyafeti giyiyorsunuz' diye cevap vermişti." AğabeyininFinlandiya.ablasınındaAlmanya'da siyasi mülteci olduğunu söyleyen Hejar, onların da Iran'dan kaçmak zorundakaldığınıanlatıyor: "Amacımızlran'da bağımsız bir Kürt devleti kurmak değil, lran'ın demokrasiyle yönetildiğini görmek. Babam dalran Kürdistan Demokrat Partisi'ne yardımdan cezaevine konulmuş ve idam cezası almıştı" diyor " Hiçbir suçu olmadığı anlaşılınca serbest bırakıldı. Ancak gördüğü işkenceler yüzünden bacaldarı sakat kaldı. Babamdan sonra ağabeyimi gözaltına aldılar, ona muhbirlik önerdiler. O da Finlandiya'ya mülteci olarak kaçtı." Ablasının Almanya'ya gitmesinin arkasında da îran 'da yaşadıkJan baskı saklı. "Ablam.TahranÜniversitesi'ndetıpbölümünü kazandı. Ama okutmadılar, sonunda Tebriz Üniversitesi'nde jinekoloji okuyabileceğini söylediler. VAVAK yani Iran Emniyet ve îstihbarat Bakanhğı onu hep sorguluyordu. Hiçbir neden yokken ablamı tutuklamak istediler, o da çıkış yap görmüş.Ogünlerişöyleanlatıyor: " Yaz kış demeden köyleri, şehirleri dola şıp insanlara demokrasiyi ve yapmak iste diklerimizi anlatıyordum. Gece boyunci dağlarda saatlerce yürüdük. Kamplard* önce boş silahlarla eğitim aldık. Kış aylann da dağlarda gezerken gece donmayalım diye ayaklarımızın üstünde çöküp, bacaklarımızıısıtmayaçalışırdık. Üçmetrekarın altından tünel açtığımızı hatırlıyorum. Hükümet bize karşıydı ve illegaldik. Arkadaşlarım yanımda can veriyordu. Bir arkadaşımbelindenvuruldu. Avucununiçinekan dolmuştu, bana gösterip' Yazık değil mi bu kanlaraP'dedi. Böyle şeylerigördümben... Nasıl tepkisel olunmaz ki ? Cezaevinde kahrken kendi çocuğuna siyanürgetiren annelerigördüm." Her şey demokrasi adına... Teslim olmak için Kuzey Irak'tan tekrar Iran'a dönen Hejar, Urmiye Devrim Mahkemesi'nde yargılanıp, iki yıl Urmiye Deniz cezaevi'ndeyattı.Busüreiçindegördüğü işkenceleri hatırlayınca elleri titremeye başlıyor. Aylarca hücrede bırakılıp, bir tabutuniçinekonmuş.Sadecehatırlamakistediklerini anlatıyor: "Demokrasiye adım atılması gerektiğini söylüyorlar ama bu yöndebirilerlemeyok.Günlercetabutun içinde kaldım. Günde iki kez su verip kapatıyorlardı.Tuvaletebilegitmemeizinyoktu. Çıldırmamak için kendime sabır veriyordum. Tabutun içinde bir dakika bir saat HEJAR BENERCI, İran'da ipten kurtulmak için Türkiye'ye kaçan bir mülteci. BM korumasında yaşıyor. İran Kürdistan Demokrat Partisi peşmergesi olan Hejar, yaşadığı şiddeti anlatıyor... tı. Şimdi Hamburg Hastanesi'nde siyasi mülteci olarak doktorluk yapıyor." Annesi kahrından öldii... Ailede yaşanan telaketler, 10 yıl önce annesinin gırtlak kanserinden ölmesine neden olmuş. lran'ın tamamen "dinkraliyeti" üzerine kurulu olduğunu belirten Hejar, Şii Sünni çatışmasından ve ilk kez sorgulandığı günden bahsediyor: " Yaşadığımız şehir Nagadeh'te Kürtler için yaşam çok zordu. Azerilerle Kürtler bir aradayaşıyordu.amaaramızdagörünmez bir Berlin duvarı vardı sanki. Imam Humeyni Lisesi'nde okuyordum. Dersten sonraöğlenamazı kılmak zorunluydu. Şiilerin âdetlerinegöre namaz kılmamızı istiyorlardı. Şiilernamaz kıldıktan sonra tokalaşır, amabizdeböylebirgelenekyok.Bir gün namaz kılarken arkamda bir hoca duruyormuş. Namaz bittikten sonra benimle tokalaşmak istedi, ben de 'Bizde böyle bir şey yok' dedim. Daha ortaokul öğrencisiydim. İki saat sorgulandım. Etrafımda bir sürü adam vardı ve omuzlarıma dokunup sıkıyorlardı. Ogün çokkorkmuştum." Tanıdıklarının idam edildiği ya da peşmerge olup dağlara çıktığı bir ortamda, kendini bir anda politikanın içinde bulmuş. Iran Kürdistan Demokrat Partisi'ne mensup peşmergelerin arasına katılıp, üç yıl Kuzey Irak'takikamplardasilaheğitimi gibigeliyordu.Çocukannekarnındanasıl durursa beni de o şekilde durabileceğim birkutuya koydular. Pantolonumun kemerinisırtımdaparçaladılar. Partideolduğumu kabul ettirmeye çalıştılar, tabii kabul etmedim, yoksa o an beni idam ederJerdi. Beni boş bir odaya götürüp sırtüstü yere yatırdılar. Kafamı da mengene gibi bir şeyle sıkıştırdılar. Hareket ettirmem mümkün değildi. Sonra ince bir hortumla saniyede bir kaşlarımın arasına su damlatmaya başladılar. Önce 'Böyle de işkence mi olur' diye içimden geçirmiştim. Ancak yarım saat sora başım inanılmaz sancılandı ve damlayan her damlada ne kadar gücüm varsa çiğlık atıyordum." Demokrasiyi görmeden ölmeyeyim... Cezaevi'nden çıktıktan sonra katıldığı öğrenci eylemlerinde VAVAK istihbaratı tekrar Hejar'ın peşine düşmüş. Bu kez durumun ciddi olduğunu anlayan Hejar ülkeyi terk edip Türkiye'ye kaçmış. İdam mahkumu Hejar'ın tek korkusu, daha önce Iran'dan Ağn'ya kaçan arkadaşlannın alubetine uğramak. Çunkü bu arkadaşlannın tümü iran'da idam edilmiş. Aslında onun korktuğu ölüm değil, lran'ın demokrasi ile yönetildiğini görmeden ölmek.O şimdi silahlı mücadelenin çözüm olmadığına ve herşeyin siyasi miicadeleyle, kişinin kendini yenilemesiyledeğişeceğineinanıyor.#