Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18MAYIS2003.SAYI895 lann küçük bir kasaba olduğıınu düşiinerek, o yöne doğru ilerledi. Zannettiğinin aksine karşısına askerler çıktı ve gözaltına alınarak cezaevine gönderildi. tki gün sonra serbest bırakıldığında elbiselerine, haritasına ve parasının bir kısmına askerler tarafından el konulmuştu. Türkiye sınırına geri getirildiğinde askerler etrafını sardıkları Şarouh'u dövdülerveüzerineköpeklerisaldılar. "Bacaklanm,kollanmkanlariçindeydi"diyeanlatıyorŞarouh: "Heryerimyaralandı.Daha sonra banasınırıgöstererek'git bir daha geri gelme' dediler. Gece yarısiydı, beni Meriç nehrinin çamurlu kısmına attılar." Yaralarına çamur sürerek kanamasını durdurmaya çalışan Şarouh, sınırı geçerek tekrar tstanbul'a ulaştı. BM Miilteciler Yüksek Komiserliği Bulgaristan'da cezaevinde tanıştığı bir îranlı kendisine Miilteciler Yüksek Komiserliği'nden söz etmişti. "Ben böylebirkurumunolduğunubilmiyordum. O bana 'Istanbul'a git ve oradaki BM Miilteciler Yüksek Komiserliği'nebaşvıır' dedi" diyor Şarouh: "Sultanahmet'te 'Turist Danışma Merkezi'ni bul dum, onlara komisyonun adresini bulmak istediğimi söyledim. Adresi verdiler. Ben de göçmen olmak için BM Miilteciler Yüksek Komiserliği'ne başvurdum." Şarouh'u yola düşüren, Batı'da bir yerlerdeöğreniminivehayatıngerikalanını sürdürmekti. Şimdi, şu anda Boğaziçi Üniversitesi'nde Fizik, Kimya ve Bilgisayarderslerinekatılıyor, notlartutuyor. Ama isteği, herhangi bir okula yasal olarak devam etmek. Bunun için kendisine üniversite ve gelecek hakkının tanınmasını istiyor.Istanbul'da BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin verdiği tanıtım kartıyla yaşıyor, bazı yardım kuruluşlannın yardımlan ile ihtiyaçlannı karşılıyor, ama biliyor ki, bir gün bu yardımların sonu gelecek: "Şu an burada yasal değilim. Kimliğim, işim hiçbir şeyim yok. Kalabalık bir bekâr evinde kalıyorum. Şartları oldukça kötü. Legal bir insanın yaşadıği gibi bir hayat, legal bir şekilde okula gitmek istiyorum. Sonra daüniversiteye..." îstanbul'da geçirdiği ilk günlerin zorluğundan söz eden Şarouh, konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Şimdi daha iyi durumdayım ancak dışarıda rahat dolaşamıyorum. îşim yok, çünkü bu şekilde çalışamam. Üniversitelerde bazı derslere katılıyorum ama öğrenci gibi değil. Ne zaman, yaşlandığım zaman mı okula gideceğim? Hastalandığım zaman hastaneye gidemiyorum. BM, bilgilerimin yer aldığı bir kâğıt verdi, onunla dolaşıyorum. Sonra neolacakbilemiyorum..." Şarouh Ankara'daki BM Mülteciler Yüksek Komiserligi'ne iki kez başvurdu, ikisinde de göçmenlik başvurusu reddedildi... "He is not aperson of concern to the UNHCR" demişlerdi, yani "BM kanununa göre mülteci olmaya, korunmaya ihtiyacın yok." Şarouh'un bir de önüne koyduğu hedef var... Gelecekteki mesleğini çoktan belirlemiş:" Babam pilot olmamı çok istiyordu. " • LEON TROÇKİ'nin Meksika'da yaşayan torunu Esteban Volkov, Troçki ile FrkJa Kahlo'nun bir ilişki yaşadıklarına inanmıyor... Devrimci büyükbabam ugün 70 yaşlarında bir dul olan Volkov'un dört kızı ve beş torunu var. Ispanyolcayı ailesinin olağandışı geçmişine işaret eden bir aksanla konuşuyor. Buruk bir gülümsemeyle," Ailemde70'ini aşan tekkişi benim " diyor. Troçki ailesinin neredeyse tüm fertlerinin ölümlerinin sorumlusu Stalin, siyasi görüşleri ne olursa olsun. Troçki'nin ilk eşi, kız kardeşi, erkek kardeşi, oğlu, iki damadı ve üç yeğeni tutuklanaraköldürüldü;biroğludasuikastsonucu öldürüldü; iki kızı ölümlerine dek rahatsız edildi, diğerleri de hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboldu. Stalin'inkurbanlarıarasmda Volkov'un anne babasıdavardı. Bir muhalif olan bagibimegelirdi"diyeanlatıyorkorkusunu. Bundan 10 yıl kadar önce bulunan bazı gizli belgeler, gerçekten de Volkovların yan dairesinde Rus polis teşkilatına bağlı gizli ajanlann kaldığını ortaya çıkarmış. Çok geçmeden Lyova amca da Stalin'in adamları tarafından öldürülmüş. Troçki, Volkov'u Lyova amcasının sevgilisinden alabilmek için Paris'te dava açmış. Mahkeme kararı uyarınca Volkov'u büyükbabasına vermeyi reddeden kadın, küçük çocuğu da yanına alarak kaçmış. Ancak Troçki'nin dostları Volkov'u bulmuş ve Meksika'ya büyükbabasının yanına götürmüş. Volkov büyükbabası Troçki ile iki yıl Türkiye'de,Büyükada'daoturmuş. Daha Volkov, bunların yanı sıraTroçkiFrida Kahlo ilişkisine de kuşkuyla yaklaşıyor. Büyükbabasının Meksikalı korumalarından biri, bir zamanlar ona, Troçki'nin sürekli korumalarıyla birlikte gezdiğini bu nedenle " birisiyle gizli bir ilişkiye girecek kadar uzun süre yalnız kalmasının mümkün olmadığını" söylemiş. Yine de Volkov, "Ne de olsa Troçki de bir erkekti ve kolayldda Frida'nın ağına düşmüş olabilir. Frida, Troçki'den çok gençti ve birçok ilişkisi oldu, erkeklerin yanı sıra kadınlarla da" demekten kcndini alamıyor. Büyükbabasının ölümünden sonra Frida'yı ve çevresini yakından tanıma imkânı olan Volkov, Meksikalı ressam için, "Gerçekten de olağanüstü derecede sıcak ve dik bası Platon Volkov, çalışma kampına gönderilmiş ve 30'larda kesin olarak bilinmeyen bir tarihtevurularak öldürülmüş. AnnesiZnaidaiseVolkov5yaşındaykenSovyetler Birliği'ni terk etmiş. Ülkeden ayrılırken, iki çocuğundansadecebirini( Volkov'u) yanına almasına izin verilen Znaida Volkov, iki yıl sonra yani 1933'te intihar etmiş. Çocukluğu korkuyla mı geçmişti ? " Paris'te geçirdiğim dönem gerçekten korktuğumu hatırlıyorum." O tarihlerde artık hem annesini hem de babasını kaybetmiş olan Volkov, amcası Lyova ve onun sevgilisiyle Paris'te yaşıyordu. Volkov, "Bazen dairemizde yalnız kaldığım zamanlar, kapıda zorla içeri girmeye çalışan biri varmış sonra sırasiyla Almanya, Avusturya ve Fransa'da yaşamış. "Rusça'yı unutmuştum. Bu yüzden Troçki ve Natalia'yla Fransızca konuşmak zorunda kalıyordum. Şimdi, anadilim Ispanyolca oldu" diyor gururla. Meksika'da adı da değişiyor. Rusçada ilk adı olan Vscvolod'un (Kısaca Seva) Ispanyolcadaki karşılığı olan Esteban 'ı kullanmaya başlıyor. llginçtir ki Troçki kadar önemli bir şahsiyet, Frida filminin gösterime girmesiyle artık birçok kişinin gözünde Meksikalı sanatçı Frida Kahlo'nun hayatına giren erkeklerden biri oldu çıktı. Frida filmi için Troçki ile ilgili çekilmiş tek sevişme sahnesinin yer aldığı film de denilebilir. kat çekici bir kişiliği vardı. Ondan çok hoşlanırdım " diyor. Troçki'yle Frida arasında ne yaşanmış olursa olsun, kesin olan bir şey varki o da Troçki'nin daha sonralarıFrida'nınkocası ünlü duvar ressamı Diego Rivera ile yakın dostluğunu sürdürdüğü. Volkovısrarla, iki dostun aralannın siyasi anlaşmazlıkları yüzünden açddığını savunuyor. Troçki ve Natalia, Frida ve Diego'nun misafiri olarak kaldıkları "Mavi Ev'den (bugün Frida Kahlo müzesi) ayrılıp Meksiko'nun hemen dışında şirin bir semttekı evlerine taşınıyorlar. Ancak, büyükbabasının suikast korkusuyla evden tek başına ayrılamadığını anımsayan Volkov, büyükbabasının zaman Devamı arka sayfada