Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Şarouh 17 yaşında, Kandaharlı genç bir adam, Dedesi ve babasını kan davasında, annesi ve kardeşlerini ABD'nin Afganistan'a saldırısında yitirmiş. Bütün malvarlığını bin dolara satarak Batıya doğru yola koyulmuş. Tutuklanmış, dövülmüş... Şimdi İstanbul'da. Yaşamak için bir ülke, okumak için bir okul arıyor... Şarouh'a bir ülke aranıyor... HÎLAL KÖSE dı Şarouh. 17 yaşında. ABD'nin Ortadoğu'ya attığı bombalarla yaşamı yok edilen binlerce masum insandan yalnızca biri. Geçen yıl Ekim 'de Kandahar bombalanırken annesi, kız ve erkek kardeşini ve yaşadığı, büyüdüğüevikaybetti.Pakistan'daöğrenciydi, haberi komşularından aldı. Ailesinin cenaze törenine katıldıktan sonra geri dönmedi, her şeyi arkasında bırakarak Afganistan'dan ayrılmaya karar verdi. Kendisine acılardan uzak yeni bir hayat kurmak amacıyla ülkeden ülkeye kilometrelerce yol kat etti. Şarouh, altı ay öncc îstanbul'a geldi. Şıı anda yasadışı olarak istanbul'da yaşıyor ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nden korunma talep ediyor. Şarouh'un babası, 11 Eylül saldmlarından iki ay önce uzak akrabaları tarafından geçmişe dayanan kan davası nedeniyle öldürüldü. Bu, bir cezalandırmaydı, çünkü dedesi de yıllar önce karşı taraftan birini vurmuştu. "Onlarbizimtopraklarımızdan pay istiyorlardı" diyor Şarouh; "Ailemonlar tarafından öldürülmemden korktukları için beni yedi yaşımda Pakistan 'a okumaya gönderdiler." Ailesi ziraatla uğraşıyordu, meyvebahçeleri vardı Pakistan'da. Alkııranbikin Koleji'ne yatılı gönderildi Şarouh. Tatillerde ailesinin yanına gıdiyordu: "Birbirimiziçokseviyorduk. Kızkardeşim Gulrııh on, erkek kardeşim Vasiret ise yedi yaşındaydı. Ikisi de okula gidiyordu. Annemi çok seviyordum." Önce 11 Eylül yaşandı, arkasından Kandahar bombalandı. Ailesinin cenaze töreninden sonra evinin olduğu araziyi bin dolara satarak Afganistan'dan aynlmaya karar verdi. Bu arada ölümü de geçirdi aklından: "Annemleri kaybettiğim zaman kendimi öldürmeyidenedim. amaolmadı. Artık yaşamak istemiyordum..." Daha on yedi yaşındaydı. Yalnız başına, yürüyerekgünlersürenyolculuktan sonra Pakistan'a ulaştı. Yine yürüyerek Iran'a, Zahidan'a, oradan da Tahran'a geçti. Bir otobüsle tran'ın Türkiye sınırında olan Umumiye kentine ulaştı. Günlerce süren yolculukların ardından bitkin düşmüştü, köylü bir aileden yardım istedi ve bir süre yanlarında kaldı. Onlardan Türkiye'ye nasıl gıdeceğini öğrenen Şarouh, 100 dolar vermek üzere anlaştığı bir otobüsle Van'a geldi, ama şoför400 dolarda diretti. Bir Avrupa haritası alan Şarouh, Bulgaristan'a gitmek üzere Istanbul'a geldi. "Bulgaristan'dan Ingiltere'yegitmek istiyordum" diyor "Çünkü benim gibi insanlan onlann kabuledeceğini duymuştum." Haritasının yardımıyla Edirne'ye gitti. Tren raylannı takip ederek Bulgaristan'a doğru ilerledi. Ramazan ayıydı ve Şarouh oruçluydu. Sınırı geçince uzakta yanan ışık İkincil hasar... Mülteciler üzeriııc araştırmalar yapan Iran asıllı, New Yorklu Ekonomist Prof. Behzad Yaghmaian, Şarouh ile iki dönemlik misafir öğretmen olarak geldiği Boğaziçi Üniversitesi'nde tanışmış. Şarouh'la ona maddi yardımda bulunan kuruluşlar aracıiığı ile tanıştıklarını anlatan Yaghmaian, onun Boğaziçi Üniversitesi'nde bazı derslere girmesine de bu kuruluşların aracılık yaptığını vurguluyor. Şarouh'un hikâyesini Le Monde Diplomatique'in Ingiltere baskısında yazacak olan Yaghmaian, amacmın goçmenlerin gerçek hikâyelerinin dünyaya duyurulması olduğunu söylüyor. "ABD'nin Afganistan'ı özgürleştirirken Şarouh'un ailesini öldürdüğünü" anımsatan Yaghmaian, Amerika'nın askeri bölgelere bomba yağdınrken sivillerin ölmesı durumunu "îkincil hasar" diye tanımlıyor. Batılılann Şarouh gibi fazla mülteci hikâyesi duyduğunu, buna karşın hiç kimsenin bu kurbanların gerçeğini bilmediğini vurgulayan Yaghmaian, "Şu anda karşımızda gerçek bir örnek, gerçek bir insan var. Gidecek yeri yok, evı yok, pasaportu yok. Mülteci olmak istiyor ancak Turkiye Avrupalı olmayanlara mülteci hakkı tanımıyor" diyor "Bıraktılar onu. Pasaportu, kimliği, evi yok. Koruması yok" Şarouh'un Amerika yüzünden her şeyini kaybetmiş durumda olduğunu yineliyor, " Ya ABD ya da uluslararası guçlerin sorumluluğu altında ona yardım edebiliriz. Bu yapabilecekleri en az şey artık" diyor. Yaghmaian, multeciler üzerine yaptığı çalışmanın sonuçlarmı da şöyle tanımhyor: "Dünya 11 Eylül'den sonra bu insanlan dışladı. Benim anladığım şey ise bu insanların terörün, savaşm, ABD gibi güçlü ülkelerin kurbanları." Yaghmaian, Şarouh'un hikâyesinin ülkeden ülkeye, herkes gibi bir hayat için koşan bir insanın hikâyesi olduğunu ifade etti. Şarouh'un klasik mülteci tanımına uymadığını kabul ettiğini söyleyen Yaghmaian, "Ama insanlık durumu açısından korunmaya ihtiyacı var" diyor. Yaghmaian, Şarouh'a yardım etmek isteyenler için bir de adres veriyor: "www.ramapo.edu" •