Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18. yüzyıl ile 19. yüzyıl kadını arasındaki en büyük fark nedir? Yanıt, bir yüzyıl öncesinin tüylerini aldırmayan kadınlarına karşın bu yüzyılın kadınlarının "epilasyon"a yenik düşmeleri. Tüysüzlük kadının "doğal" hali olarak tanımlanıyor, ama bu da değişime açık... Neden kadmlar bırakmasın ? öz aramızda, kadınlar tepeden tırnağa tüy; koltuk altları, kollar ve bacaklardaki tüyler yetmiyormuş gibi, bıyıkları bile var. Bu tüylerde kadınları yıllardan beri pürüzsüz bir cilde sahiplermiş gibi davranmaya itecek denli itici ve" tüyler ürpertici" bir şeyler olsa gerek. Sizce günümüz kadınını, cicili bicili boneler ve korsajlara bürünmüş 19.yüzyıl kadınlanndan farklı kılan nedir? Bu soruya çağdaş kadının seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu, ya da insan hakları ve ücretlerden eşit yararlandığı türünde bir yanıt getirebilirsiniz. Bir şirketin yöneticiliğini üstlenmek, ya da pantolon giymek gibi konulardaözgürolduğumuzusöyleyebilirsiniz. Yanıtınız neolursa olsun, yine de ikisi arasındaki önemli bir farkı göz ardı etmeniz olasılığı oldukça güçlü. Bu önemli fark 21.yüzyıl kadınının tüylerden kurtulmak için korkunç bir zaman, para ve çaba harcadığı. Ya 19. yüzyıl kadını? O dönemin kadını kocasının usturasıyla henüz haşır neşir olmamıştı; kol, bacak ve koltuk altlarında yumak yumak olmuş tüyleriyle ortalıkta dolanmaktaydı. Viktoryadönemindekadınların tüylerini yok etmek gibi bir kaygıları yoktu. Yalnızca bir saate sığdırılan ve tüm çıplaklığıyla sunulan dokuz sevişme sahnesinde kadınların tüylerini aldırmak gibi bir külfete katlanmamışolmalarıkarşısındairkiliyorsanız,yalnızdeğilsiniz.Oyleya,günümüzde kadınların, bakımlı olması koşuluyla bı r tek cinsel organı dışında, tepeden tırnağa tüysüz olmaları toplumda kabul gören bir davranış. Ancak sorun kadının doğal yapısının hiç de öyle olmamasindan kaynaklanıyor. Kimse duymasın, ama kadınların büyük bir bölümu baştan aşağıya tüylerle kaplı. Gerçi kimse bunun ayırtında değil, çünkü bu tüylerin yok edilmesi ve kadının çiftlik yumurtasından farksız bir tene sahip olduğu yönündeki söyleme halel gelmemesi için yoğun bir çaba harcanıyor. lyi de, tüm bunlara ne gerek var? Acı gerçek pek hoşunuza gitmeyebilir, ama kadın onca zahmete salt erkeğin gönlünü hoş tutmak amacıyla katlanıyor olsa gerek. Eğer durum gerçekten de öyle ise, bu konuda çoktan bir şeylerin yapılmış olması gereki rdi; tıpkı korselerin ve kalçaları dolgun gösteren yastıkların ra Limon+seker+su SEMA TOKAT I enişleyen hizmet sektöründe, hizmeti verenin de alanın da kadın olduğu, gittikI çe yaygınlaşan bir meslek "ağdacılık". Neredeyse tüm kadın kuaförlerinin girişine "sir ağda/likit ağda yapılır" notu düşülüyor. Son dönemin gözdesi sir ağda; limon, şeker ve sudan yapılan geleneksel çamsakızı ağda ise unutulmaya yüz tutmuş. Şeker, kıl köklerini beslediği gerekçesiyle tercih edilmiyorartık. 30 yaşındaki Ayşegül Coşkun,ağabeyinin Kadıköy'deki kuaföründe yedi senedir ağdacılık yapıyor. Bu işe ablasından özenerek başlamış, sonraları hoşuna gidince çalışmaya devam etmiş. Zaten o sıralarda yapacak başka bir işi de yokmuş. "Yaptığınızmesleğisevmenizgerekiyor. Ben işimi gerçekten seviyorum. Sadece ağda değil, manikürpedikür ve makyaj da yapıyorum. Farklı insanlarla tanışma fırsatı buluyorum. Maddi açı dan da beni tatmin ediyor." Coşkun, ağdacıhğa alıştığını ve yaptığı işin onu rahatsız etmediğini söylüyor. "Bu mesleğin çok fazla zorluğu olduğunu düşünmüyorum. Çıplak vücut görmek beni etkilemiyor. Kasık bölgesindeki tüyleri almalda bacak bölgesindeki tüyleri almak benim için aynı. Çok normal geliyor, sorun yapmıyorum. Üstelik üç dört yıl öncesine kadar kasık bölgesini aldıran fazla kimse yoktu. Şimdi kadınlar daha rahat. îstenmeyen tüy neredeyse orayı aldırıyorlar. Bazıları da kasık bölgesindeki tüylere şekil vermemi istiyorlar. Örneğin, üçgen ya da baklava şekli... Ne yapalım, onların da istediğini yapıyorum..." Sir ağda, ağda yapılan bölgeye sıcak olarak uygulanıyor. Koltuk altı, kasık ve bacaklara yapılan ağdaya "komple" deniyor. Komple sir ağda 1520 milyon liraya yapılıyor ama güzellik salon