Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 Rock çoğumuz için erkekçe bir müzik. OYA ERKAYA bu algılamayı bozuyor. Ayağına Convers giymesini bekleyenlere, kadınlığını öne sürmesini isteyenlere müziğiyle cevap veriyor. Davulcu, basçı olmak isteyen kadınlara "Kendinize inanın yeter" diyor. YAZI: DENÎZ DURUKAN FOTOĞRAF: KAAN SAĞANAK ya Erkaya, yirmi dokuz yaşındabirbasgitarist. 1996yılından beri kendini profesyonel rock müzikle ifade ediyor. Ama biz onu daha çok 1999'da Bulutsuzluk Özlemi'nin bas gitaristi olarak tanımıştık. Göksel, Gökalp Baykal, Yavuz jÇetin ve Kutsal gibi sanatçılara da eşlik eden Oya Erkaya, şimdilerde Baba Zula ile beraber çalışıyor, film müziklerine de imza atıyor. Müzikal yolculuğunuzdan başlayalım konuşmaya. Yıllardır çeşitli rock gruplarında bas gitar çalıyorsunuz. Bu nasıl başladı, nasıl gelişti ? Üniversitedeyken başladı bu macera. Gerçi ortaokulda klavye çalıyordum, okulun korosunda şarkı söylüyordum mı? Sonuçta rock'ta erkek söylemi egemen. Birçok dezavantaj yaşadım. Hem kadın olmak, hem de çaldığım enstrümanın bas gitar olması işimi zorlaştırdı. Çünkü bas gitar dominant bir enstrüman, erkeklere özgü. Enstrümanın çok ağır olmasından tutun da, ellerimin küçük olmasına varana kadar birçok sorun yaşadım. Engellemek mi istediler? Engellemek değil de, sadece ciddiye almak istemediler. Yokmuşum gibi davrandılar. Kabuledilmemek, kösteklenmekten daha kötü bir durum. O noktada hırslanıyor ve onlara kendini kabul ettirmeye çalışıyorsun. Bu kırıcı bir duygu, ama yapmak zorunda kalıyorsun. Sonuçta kabuJ gördüm, ama bir grupta çalmak için ısrar etmedim. Hep onlarbeni çağırdı. Sonuçta, "demek bu işte iyiyim ki beni çağırıyorlar" rahatlığını da yaşıyorum. Kadınlıkhalleri... Kadınsı duygularını geri plana atmak zorunda kalıyorsun. Bazen de kadınsı özelliklerinı ön plana çıkarmaya çalışıyorlar; grupta bir de kadın olsun, güzel görün sün diye. îşte o noktada grupta bir kadın olarak var oluyorsun. Diğertürlüolunca da, senı müziğinle beğenmişlerdir, ama kadınsı duy Bas gitarda ama üniversiteye kadar bas gitara ilgi duymamıştım. Bilgisayarmühendisliğinde okuyordum. Üniversitede rock müzik yapan bir grup vardı. îkizim Mine'yle birlikte o grupta şarkı söylemeye başladık. Ufaktan ufağa gitar çalmaya da başlamıştım, ama provalarda gözüm hep bas gitara takılıyordu. Daha önce rock müzikle ilgileniyor muydunuz? Lise yıllarında Pink Floyd Jethro Tull dinlerdim. Blues'u çok severdim. Benim dinlemeye başladığım dönemlerde Bulutsuzluk Özlemi dışında Tiirkçe rock yapan çok fazla grup yoktu. Üniversitede Led Zeppelin, Janisjoplin dinlemeye, 68 kuşağının çiçek çocuklarının müziğinden /îetavnndanetkilenmeyebaşladım. îşin özü, müzikal bilincim doksanlı yıllarda oluştu. Kendinizi kabul ettirmeniz zor olmadı gularını geri plana atmanı isterler. Ayağına Convers giyip, siyah bluz, siyah pantolonla sahneye çıkmak zorunda kalıyorsun. Seni kendi benliğinle kabul etmiyorlar. Bu biraz şekilci bir tavır değil mi? Muhafazakâr,hattamaçobiryaklaşım... Şimdilerde o muhafazakârlık kırıldı. Müziğe ilk başladığım dönemlerde böyle şeyler oluyordu. Bir grubun içinde, diyelim sandaletlerimle var olamıyordum. Beni tanıyan insanlar zaten bilir, kadınlığını ön plana çıkaran biri değilim. Sahnede seksi bir kadın imajı çizmiyorum. O yüzden kadınlığımı öldürüyormuşum gibi hissetmedim hiç, ama grupta kadın davulcu, klavyeci olsaydı, yani grupta herkes kadın olsaydı belki kendimi daha rahat hissederdim. Ama dediğiniz gibi maço bir yaklaşım da var. Neden rock tnüzikte kadınlar genelde ERKAYA vokalle karşımıza çıkıyorlar. Davulcu, gitarist daha az, hatta yok gibi... Bu, hem kendine yakıştıramamaktan, hem de toplumun kadına bunu yakıştırmamasından kaynaklanıyor. Yeterince cesaretli olsalar, kendilerine inansalar, kimseyi bu anlamda önemsemeyip yollarına devam edebilirler. Aileniz nasıl karşıladı müzikle uğraşmanızı? Okulu bitirmem ve müzik konusunda ısrarlıdavranmam, banadestekolmalannı sağladı. Babam, madem bu işi çok istiyorsun, hayatını müzikle devam ettireceksin, gitmek istediğin bir okul var mı diye sordu, beni Londra'da bir müzik okuluna gönderdi. Bir yıl kadar orada kaldım. O bir yıl bana birkaç basamak birden atlattı. Ailememinnettarım. tkiziniz Mine de tonmaester'lık yapıyor. tkinci bir şok da ondan mı geldi? Evet, bayağı şaşırdılar. Mine de inşaat mühendisliğindeokuyordu. Sahnede sizi birkaç kez izledim. Şov yapmıyorsunuz, ama gitarınızla dans eder gibisiniz. Seyirciyle de pek ilgilenmiyorsunuz. Aslında hanım hanımcık gitannızı çalıyorsunuz. Öyle (gülüyor), sahnede kendimi kaptırıyorum. Sahnedeyken kendimi farklı bir insan olarak görüyorum. însanlarla ilgilenmek zorunda değilim, vokalist ilgilensin. Sahneden indiğimde nasıl çaldığımdan çok, yanımdaki davulcunun, gitaristin nasıl çaldığım düşünürüm. Çünkü benim için önemli olan müziği bütün olarak dinlemek. Kendimi göstereceğim diye o atmosferi kaçıramam. Bütün kadınlara da bunu tavsiye ederim; bir şeyler çalsınlar. Seçilen enstrümanlar kişinin ruh halini gösteriyor. Örneğin davul çalanla