Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 Türkiye Meme Vakfi'nın üyeleri Avrupa Meme Kanseri Ağı'nın davetlisi olarak Ormilya köyündeydi. Görüldü ki meme kanseri taramasında tek ücretli ülke Türkiye... CUMHURÎYET DERGt DR. CAN GURBUZ alkidiki yarımadası, kuzey Yunanistan'da denize uzanan 3 yarımadanın en batıda olanı. Bu bölgede yer alan Ormilya köyüne gidiyoruz; düzenlenen bir kursa katılmak için. Köy o kadar küçük ki, yolda kontrol için arabamızı durduran trafik polisleri; bize soruyorlar "nerede?" diye. "Yunanlı olan sizsiniz biz nasıl bilelim?" diyerek birlikte gülüyoruz. Ipsala sınır kapısından sonra yaklaşık 3 saat sürecek yolculuğumuz için ev sahibimizin çizdiği yol krokisini dikkatle takip nastırı'nın sağladığı olanaklar nedeni ile BölgeSağlık Merkeziseçilmiş. Öğleden sonra saat 03.00 gibi vardık Ormilya köyüne. Pazar günü köy oldukça ıssız olduğu için yolun son kısmını, sağlık merkezinisoracakinsanarastlamak pekkolay olmadı. Nihayet, arabamızı yol kenarında bulduğumuzyaşlıca.ayağıhafifaksayarak yürüyen kadının yanına çektik. Elimizdeki Yunan harfleri ile yazılmış kâğıdı kadına göstererek sağlık merkezini sormaya çalıştık. Bizdeki şans da, Yunanistan'ın ortasında dağ başında birini bul, o da Bulgar çıksın... Başka birini bakınırken aklıma geldi; arkasından seslendim: "Türkçe anlıyor Sadece bir küçük kahve var oturup çay içebileceğimiz. Çay dediğimiz zaman hemen anlıyorlar; seviniyoruz! Fakat gelen çay bizimkinden biraz farklı; tarçın içeren bir papatya çayı olduğunu anlıyoruz, tadı da fena değil. Akşam yemeği için oldukça mükellef bir masaya davet ediliyoruz. Yemeğin özelüği, kullanılan tüm malzemenin hemen yakındaki manastırdayetiştirilen doğalgıdalardan oluşmasi; sadece beyaz şarap dışarıdan satın alınmış. Yemekler manastırdan temin edildiği için oranın geleneğine uygun olarak et yerine sadece balık sunuluyor. Kaldığımız süre boyunca balık ve beyaz şarap h ediyoruz. Burada en önemli sorun, ana yoldan çıktıktan sonra tüm levhaların hâlâ Yunan harfleri ile yazılıyor olması. Fakat e arada yer alan kasabalarm isimlerini söylemeniz yetiyor yolu bulmanız için, hemen yardıma koşuyorlar yolu tarif etmek için. Avrupa Meme Kanseri Ağı'nın (Europa Breast Cancer Network) düzenlediği bir kursa katılmak üzere çıktık yola. Meme kanseri taramaprogramlarınınkalitesinin geliştirilmesi ve yükseltilmesi projesi için bu yıl seçilen ülkeler Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Türkiye. llk toplantı için Ormilya köyü, buradaki Insansever Meryemana (Panagia Filanatropini) Ma musun?". Kadınneşeyle.kendine güvenli birsesle "Evetbiliram" diyecevapladı .. Sağlık merkezi 8 bin metrekare bir alan üzerine kurulmuş; hemen yakınında yer alanmanastırbinaları Doğu Ortodoks Manastırları mimarisı izlerini taşıyor, kuçük birpansiyonkısmı, büyücekbiryemekhanesi ve oldukça gelişmiş teknolojik aygıtlar içeren bir konferans salonu var. Diğer konukların hemen hepsi gelmiş; Polonya Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Mısırve AmerikaBirleşikDevletleri'nden, meme kanseri taraması ile ilgili kuruluşların üyeleri. Yemek saatine kadar köyü keşif gezisine çıkıyoruz. Pazar olduğu için her yer kapalı. masamızdan hiç eksik olmadı. Sağlık merkezi bölgeye çeşitli sağlık hizmetleri sunmak üzere kurulmuş olmakla birlikte, temel işlevi olan meme kanseri taraması üzerine çalışıyor. Her yıl bölgede ortalama5 bin kadın taramadan geçiriliyor. Tabii bu hizmet ücretsiz olarak veriliyor. Kurs, bölgenin önemli bürokratlarının katılımı ile açılıyor. Selanik Valisi ve Üniversite Dekanı, sağlık merkezinin çalışmalarını ve yöneticilerini övücü konuşmalar yapıyorlar, konuklara hoş geldiniz diyorlar. llk gün ülkeler kendi çalışmaları ile ilgili bilgiler veriyorlar. Katılan AB adayı ülkelerin tümünde, tarama devlet desteği ile üc retsiz olarak yapılıyor. Biz Türkiye Meme Vakfi, devlet desteği olmaksızın, düşük bedelli olarak bu hizmeti verdiğimizi anlatıyoruz. Özellikle mamografi kalite kontrol çalışmalarımız övgüylekarşılanıyor. Katılımcılargruplara ayrılıyor. Vakfımızın koordinatörü Viyolet Aroyo, hemşireler için hazırlanmış olan hasta iletişim grubuna, radyoloji teknisyenimiz Rabiya Toprak da mamografi çekim teknikleri grubuna ayrılıyor. Biz de hekimler için düzenlenmiş olan mamografi değerlendirme grubuna katdıyoruz. Kurs, Belçika Leuven Üniversitesi Radyoloji Departmanı tarafından düzenlenmiş. Eğitim, Radyolog Prof. Dr. Van Steen, teknisyen Anne Similon ve Prof. Dr. Empkie (ABD Brown Üniversitesi Dekan Yardımcısı) tarafından veriliyor. Üç gün yoğun bilgi bombardımanına uğruyoruz. Ikinci gece Ormilya Belediye Başkanı'nın davetlisiyiz. Bölge deniz kenarı olduğu için oldukça hareketli izlenimini veren bir tatil yöresi; fakat mevsimden dolayı her yer kapalı. Tek açıkolan otelde ağırlıyorbizibaşkan. Yemekler bizimkilerebenziyor; isimleri de hemen hemen aynı. Salonun yan kısmından gelen, oldukça yüksek bir müzik sesi yemek boyunca devam ediyor. Yemekten sonra sesin geldiği salona girdiğimizde bir düğün ile karşılaşıyoruz. Ev sahibi ısrarla bizleri içeri davet ediyor. Grup olarak hep birlikte sahnedeoynanan sirtakiye katdıyoruz. Ev sahibi oldukça ısrarlı, bize içkiler sunuyor. Ertesi gün kursun devamını düşünerek fazlakalamıyoruz. Son gün manastırı geziyoruz. Manastırda çeşitli uluslardan gelen 120rahibekalıyor. Rahibelerin çoğu üniversite mezunu. Geniş bir giriş bahçesine giriyoruz. Ziyaretçileri büyük bir çınar ağacı altında karşılıyorlar. Gül reçeli ve muşmula likörü sunuyorlar. Yine bu kısımda, manastırda yetiştirilen çeşitli doğal ürünlerin ve dini süslemelerin satıldığı bir satış mağazası bulunuyor. Zeytin, şarap, peynirve muşmula likörü başlıca ürünleri oluşturuyor. Daha içeri geçmek yasak; fakat bize özel izin çıkıyorveyemekhane.kilisevesağlıkservisi gibi kısımlarıda geziyoruz. Son akşam yemeği büyük bir samimiyet içinde geçiyor. Tüm temsilciler artık iyice birbirilerinekaynaşmışdurumda;ilkgünkü resmiyetten eser yok. Şaraplar haliyle biraz fazla kaçınlıyor. Yemek sonunda Kuzey ülkelerinden Çek, Polonya ve Macaristan üyeleri denizegirmekistiyorlar. Kasım ayında deniz epeyce soğuk; buna aldırmıyorlar. Gece denize girmenin de tadı başka oluyor; ama epey soğuk olduğu için fazla kalamıyoruz. Veda zamanı geldi, herkes çok yakın birer arkadaş olarak ayrılıyor. Mayıs 2003 'te yapılacak ikinci kursa kadar en iyi dilekler sunuluyorveyolakoyuluyoruz. Dönüşte yıldırım düştüğü için gümrük kapısının bilgisayarı hasar gördüğünden çıkış vermiyorlar. Kargaşa içinde gümrük yetkililerine ulaşıyoruz. Meme Kanseri Vakfı'ndan olduğumuzu vekurs için geldiğimizigüçlükleanlatıyoruz. Memurlardan biri hararetle bir şeyler anlatmaya başlıyor, bizim anlayıp anlamadığımıza bakmadan!. Annesinin meme kanseri nedeni ile ameliyat olduğunu öğreniyoruz. Ortak dertler kapıyı açıyor; beklemeden sınırı geçiyoruz. Eve dönüş kazasız ve sağlıkla gerçekleşiyor; bekleyenlerimizekavuşuyoruz.#