Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
] EYLİSİ2002. SAYI 858 »•} I 1 laraçıiırdi. O sırada kar^JHNna'nav ıcla karşfllhna'ıı gelir, sofraya katılır, yan taraftah bakkalgelir, öbüryandankahveci... Derken yoldan geçenler ıle sofraya katılır... Benımıçindea/eıkrakıkonurdu. Üedörtyaşlarındaydım,benı dearalannaalırlardı. Akşanıadoğru vapur iskelcyc yanaşjr, beş, on, bilemedın on beş kişi ancak çıkardı. Çıkanherkesidetanırdık.Onlardaeşleriyle gelir, tnasada yerlerini alırlardı.Sohbetlerriylesınesıcak.içtendi. Düşiinsenize kaldırımın iistünde oluyordubunlar... Inanılmazgüzelliktegünlerdi...Şimdilerdeöylebir şey.. mümkün değil. Ne kadar bazı dostlukları korumuş olsak da, tstanbul'un genel değişimi bızi de etkiledi.Eskileıeskidekaldı." Daha sonra Kuzguncuk'un eskilerinden Marangoz Osman1 ın aktardığı birhıkâyeyianlatmayakoyuluyor: "Museviler bir süre sonra mezarlık edinmeye karar vermişler. Aramışlar, taramışlar, hcmcn yukarıda şimdi Musevi mezarlığı olarak kullanılan yerde karar kılmışlar. ü z.amanlar orası daha boş, koskoca bir arazi.. „ Araştırmışlar, öğrenmişlerkisahibi, Beylerbeyi'ndeküçük birkuaıkahvecidükkânıolan Me(ımed Efendi. Orayı kiralamak veya satınalmakistediklerinde, Mehmed F.fendı, 'Alın sizin olsun para istemem' demis.. Düşünsenize adam araziyi karşılık beklemeden veriyor, hem de bir Müslüman, bir Musevi mezarlığının yapımı için. Musevi cemaatinin ileri gelenleri bu durumdan çok etkileniyorlar, bir karşılık vermek istiyorlar. Musevilerdedin adamının söylediği, istediği şey, bir türfetvayerinegeçermiş. Onlarda bir de âdet varmış; her sene, o sene neyinkullanılmasınınsevapolacağı fetvay la duyurulurmuş. O sene için de, kahve içmenin, fakat yalnız kunıkahveci Mehmed Efendi'ninkahvelerininiçilmesininsevapolacağı duyurıılmuş. Bunun üzerine îstanbul'un bütün Musevileri Mehmed Efendi'ye akın etmezler ıni! Tahmin edin artık, kahve dükkânı dolup taşmaya başlamış. O da işi büyütmüş. Şimdiki meşhurKurukahveci Mehmed Efendi olmuş. Dışarıya bile ihracat yapıyor sanınm. Insan bu hikâyeyi dinledi mi tüyleri diken diken oluyor. Nereden nereye... Böylesi ilişkileregebebiryerKuzguncuk." Hanımell kokuları... HaleHanımsaküçükamaönemlı ayrıntılarü/erindcduruyor: "Bizim burada mcşhıır Ismet Baba Meyhane'miz vardıı. Bizim büyüklerımi7, buranın bütün sakinleri oranın müdavimleridir. Bu şekilde yüzlerce insan vardır. Meyhanenin hemen girişinde, orada senelerce içmiş, şimdiyse ölmüş oianların fotoğraflarıasılıdır." Oerçekten de bir duvar dolusu fotoğrafvar. AralarındaCan Yücel'e derastlıyorsunuz.. Bostanla ilgili de bir mücadaleleri olmuş Kuzguncukluların. Yine lcadiye'yi çıkarken sola düşen bu bostan, Fatih Sultan Mehmet zamanından beri kullanılmaktaymış. On sene kadarönce, buraya bir hastane yapılmakistenmiş, sonra dailkokul. tkisindedeamaç, bölgeyi imaraaçmakmış. Doğal cevreyi bozacağı düşüncesiyle Kuzguncuk halkımn tepkisı o kadar biiyiik olmuş ve uzun siirmüş ki, bostanı kıırtarmayı başarmışlar. Blagoy Vazlef konuşmasını sürdüriiyor: "Zamanında buradan saat başı bir araba ancak geçerdi. Biz de hep eaddeninortasındanyürürdük.Benhâlâ caddenin ortasından yürürüm. Ahşkanlık." Kuzguncuk son 1520 sene icinde neredeyse canlı bir film seti görevi görmüş. Söylediklerine göre buranın insanı artık bir film seti gördü mü, başında izdiham yaratmaz, bakıp geçermiş. Öy le sıradan bir şeymiş artık onlar için. lcadiye 'nin girişinde solda, muhtar Ali Faik Kaptan'ınofisindeyiz.Kaptan'ındailk değindiği şey, buradaki insan ilişkilerinin korunmuşluğu: "Bostan' ın karşısında eskiden bir yazlıksinemamızvardı. Yazgeceleri herkes ailecek oraya gelirdi. Çocuklardabirbirleriyletanışır,kaynaşırlardı. Bizim şimdiki arkadaşlıklarımız çoğunluk böy le kurulmuştur. Ne zaman ki televizyonlar icat oldu, sinemadakapandı,ogünlerdebitti. Şimdı bizim çocuklarımız birbirlerini o kadar iyi tanıyamıyor. Gençliğimde hatırlarım, Ruın, Yahudi kızları gece ikilerde dolaşırlar, kimse bakmaz, bir şey düşünmezdi bile. Şimdi mümkün mü?" Kuzguncuk'ta Rumlar zamanında insanlar neredeyse kapıları açık yatarlarmış. 1 hrsızlığm kelimesi bile geçnıezmiş. Şimdilerdeyse Perihan Abla Sokak'taki AsudeLokantası tam iki kezsoyulmuş. Lokantanın sahibi Alımet Bey son derece şaşkın; "Kapısı açık bırakıp gidebilirim diye düşünüyordıım" diyor. Yarası var Kuzguncuk insanının. Dokunsankanıyor. îcadiye'densapacağınız daracık sokaklardan biri de Üryanizade Sokak. Mimarisi, taşları, hanımeli kokusu, çocuklann boyadığı duvan, kendine has sessizliğiyle Kuzguncuk 'u birkaç adımda özetleyiveriyor. 37numarada, şair ve mimar Cengiz Bektaş 1a konuşuyoruz: "Kuzguncuk'a yerleşeli 25 sene oluyor. (îördüm ki Kuzguncuk insanı, doğası birbaşka. Sonra insanlar beni de kendilerinden saydılar." Çok fena bir derdi daha var Kuzguncıık'un, Yahudi mezarlığının olduguyerdeki gecekondulaşma. Sorumlusu mu, politikacılar... Istanbul bir nehirse, Kuzguncuk'taki mücadele, akıntıya ters yüzmeye çalışan ve bunu başaran birkırıkdalınmücadelesi... Farklı dinlerden, mılletlerden insanlar, kaç yüzyıl boyunca yan yana oturmuş, yanyana duran ibadet yerlerine beraber gitmişler, yan yana içmişler, sonra yine yan yana kurulu mezarhklanndayatarolmuşlar. Kısacası, Kuzguncuk'ta, lstanbul'a rağmen birtstanbulvarhâlâ. ^ Stravinsky, Chanel'den seksi öğrendi. Igor ve Coco... için Stravinsky'nin ünlü balesi "The Rite of Spring"in Paris'te sahnelenmesi için maddi destek bile vermiş. Stravinsky ise sevgilisinin bu cömert tutumu karşılığında ona çok değerli bir ikona hediye etmiş. Günümüzün en popüler parfümü Chanel No: 5 ise Chanel'in Stravinsky'den hamile olduğunu sandığı bir dönemin ürünü. Romanda, Chanel hırslı, erotik açıdan kendine hayran bir kadın olarak tanımlanıyor; Stravinsky ise korkak ve düşkırıklıkları Besteci Stravinsky ile modacı Chanerin ilişkileri "îgor ve Coco" başlığıyla kitaplaştınldı. Yazara göre, onları bir araya getiren geri kafalılık ve abartıya düşkünlükleriydi... G eçen yüzyıla damgasını vuran Rus bestecilerden Igor Stravinsky ve moda dünyasının vazgeçilmez markası Chanel'ın kurucusu Coco Chanel... Ünlü ikilinin yolları 1920 yazında Paris'te kesişmişti. Yaşadıkları büyük aşk Paris'in elit tabakasında dillere destan olmuştu. Stravinsky ve Chanel arasında yaşanan ilişkınin öyküsü bir kitaba konu oldu. Chris Greenhalgh'ın kaleme aldığı "Coco and Igor" bu aşkın romanı. arasında bir çekişme de vardı. Chanel kendi işinin onunki kadar önemli olduğunu savunuyor, Stravinsky ise Coco'yu sadece bir mağaza sahibi olarak görüyordu. Yazara göre ikisinin de artistik açıdan ortak yanları vardı: Geri kafalılık ve abartıya düşkünlük. 1911 'de kaleme alınan bir eleştiride Stravinsky'nin "Petrushka"sı için şu yorum yapılıyordu: "Fransız parfümü ve Rus votkasının bir karışımı." Paris macerasının başında Bolşeviklere servetini kaptıran ve veremli karısı, çocukları ve papağanlarıyla Paris'e, Coco Chanel'ın yanına taşınan Stravinsky 1920 yazında sığındığı vıllanın sahibine âşık olmuştu. Igor ile buyuk bir aşk yaşayan Coco Chanel, Paris'e sonbahar yaprakları duşmeye başladığında her ne kadar Rus sevgilisini başka bir Rus ile bir aristokratla aldatsa da ikilinin ilişkisi uzun süre bitmedi. Coco Chanel, sevgilisini aldattıktan sonra gönlünü almak yaşayan bir erkek olarak. "Igor'a, karısıyla yaşadığı sadece doğurganlığa hizmet eden monoton seks hayatından sonra Coco ile yaşadıkları birden bire caz müziği keşfetmek gıbı geldı. Aynı anda orgazm oluyorlardı. Tıpkı aynı anda farklı notaları çalan iki klarnet gibi." Romana bakılırsa, 1928 yılında Rus bestecinin "Apollon Musagete" adlı balesinin kostümlerini tasarlayan Coco Chanel ile kopamadığı sevgilisi Stravinsky'nin karısı sanki olacakları hissetmişti. Coco'nun villasını hiç beğenmediğini soyleyerek huysuzlanıyordu. Ancak, ciğerlerinin röntgenı, ömrünün çok kısa olduğunu göstermişti. O da ölene kadar olanlara göz yummayı tercih etti. 1989'da Chanel Modaevi'ni devralan ünlu modacı Karl Lagerfeld ilk defilesinin başlangıcında "The Rite of Spring"i kullanacaktı.^ The Obafvr Rwimw'din çeviren: SEÇİL TÜRESAY