Katalog

CUMHURİYET DERGİ "Varoşta Kadın Olmak" adlı güncesl llk plyasaya çıktığında, bütün ülkedekl gecekondulann kötü kaderlerlnln değlşeceğlni ummuştu. "Yanılmışım" dlyor. Gecekondusunda oturmaya devam edlyor, llk kltabının slnemaya aktarılması çalışmalarına katılıyor. Kitaplarının tellf hakları konusunda başı blraz dertte. Nalan Türkell sorularımızı yanrtlıyor. Varoştaki kadın yazar YAZI VE FOTOĞRAF: FİLtZ KARAATA '' " alan Türkeli ilkokul mezunu. Annebabasız geçen çocukluk yjllarının ardından, henüz on dördündeyken ilk evliliğini yapıyor. Eşi trafik kazasında ölünce, çocuğuylabirbaşınakalıyor. Hayatmı "boğucu konfeksiyon atölyeleri"nde geçirdiği günlerdenbirinde, kızını kaynanasınınkapısı N na bırakıyor. Sonra ikinci evlilik ve iki çocukdaha. llgisizbireş vesonundabıraynhk... Pencereleri açılmamışbirdünyaydı yaşadığı. Aralamaya kalktığında ise "hayalperest" dediler. O ise hiç vazgeçmedi, hep yazdi.' Varoşta Kadın Olmak' adl ı i lk kitabını 1995 yılında yayımladı. Kitabı yurtdışinda da ses getirince Türkeli 'ye yeni kapılaraçıldı.BirFransızyönetmentarafından kitabında da anlattığı yaşantısı belgeselhalinegetirildi.lşteTürkeli'yiva roşlann çamurlu yollanndan Paris 'in bulvarlanna sürükleyen bu tesadüfler, çelişkilerin debaşlangıcı oldu. Balık tezgâhında müşterilerle yaşanan pazarlıklarla, konferans salonlannda entelektüellerleyapılansöyleşilervekafasındakiçelişkilerarasmdagidipgeldi Nalan Türkeli. Ve bütün buyaşadıklannı 'ÜciHayat' adlı ikinci kitabınaaktardı. " 'Varoşta Kadın Olmak' adlı güncem ilk piyasaya çıktığında, bütün ülkedeki ge cekondulan, kötükaderlerinin değişeceğini ummuştum, kitabıma olan ilgi yoğunluğundan. Ama yanılmıştım. Evet... Kitabımda seslenmeye çalıştığım kesım yanıltmıştı beni. Onca rahat içinde, yann ne yiyeceğini hesap etmeden yaşamaya alışmış, insani duygulan nasırlaşmış bu insanlardan duyarlılık beklemem, ne kadar doğruydu. Aklıma takılan sorular sınırsız olduğu kadar, cevapsızdıda. lşteben,bunlan inatla kurcalamak istiyordum. Yoksa gerçekten, yalnızlık, cahillik, yoksulluk tutkunluğunubizlermi koruyorduk inatla, kendi kendimize" diye yazarak anlatmış çelişkilerinin kaynağını. Görüşme yerimiz Türkeli'nin Gültepe'deki tek kath gecekondusu. Istanbul'un yeni oluşmuş varoş semtlerinden biri Gültepe. Manzara alışılmıştan pek farklı değil. Derme çatma gecekondulann yanında dört beş katlı 'gündüzkondular', sı vası tamamlanmamış evler... Daracık sokaklar çocukdolu. Böyledarsokaklardanbirinde, neredeyse küçük bir uçurum olmaktan merdivenlerle kurtulmuş bir yokuş... Ve yokuşun kıy ısma tutunmuş evinin kapısındaNalan Türkeli...Sanboyalı, içinde yatak ve gardırop bulunan küçük bir antreden sonra beyaz badanalı küçük oturma odasınageçiyoruz. Herşey çok sade. Birkoltuk takımı, televizyon, minik bir sehpa. Duvarlarda birkaç aile fotoğrafı, bir saat ve anlamlı sözleryazan kâğıtlar. Tabii ki 'olmazsa olmaz' dediği ve ancak iki rafı dolduran kitaplan. AzizNesin'ler, Cezmi Ersöz'ler.... En çok sevdiği yazarlar onlar. AzizNesin' in tarzı, hayata bakışı, onu derindenetkilemiş. Gelişimizden memnun. önce işsizliğinden, geçim derdinden geciktirdiği ev kirasındansözetti. Sonra birgülücükle hayatındaki yeni projelere geçti. "Ukkitabım 'Varoşta Kadın Olmak' şu an dünyadiHerineçevriliyorolmalı. İkinci kitabım'lkiHayat'daFransızcayaçevrilme aşamasında. tlk kitabımm bir filme dönüştürülme projesi var. Büyük ihtimalle Fransa destekli olacak. Erdal Kahraman'ın yönetmenliğini yapacağı fılmde başrol için tiyatro sanatçısı Şahika Tekand düşünülüyor. Güçlü bir kadın karakteri ortayaçıkanlıyor. Filmin adı dakitaplaaynı olacak. Ben senaryonun çatısını hazırladım. Kitaplanmı nasıl yazdıysam, çalakalem birşeyleryapmayaçahştım." "Her ne kadar film yapmak bir kumar işi" dese de bu onun için yeni bir umut kaynağı olmuş: "Filmin brüt gelinnden yüzde iki almak koşuluyla anlaşrım. Gelirinin iyi olması, kâğıdıma kalemime tekrar sanlmam demek olacak. Belki kendime böy le bir gecekondu alabilirim ama Istanbul 'dan değil, şehir dışında bir yerden. Çocukluğum Gültepe'de geçti benim. Buraların boş ve yeşülıklerle doluhalini bilirim. Belki de öy le bir yer anyorum kendime." ' Konuşması sık sık dışandan gelen satıcı sesleriy le bölünüyor. "Çocuklanmın geleceğini de düşünmek zorundayım.Onlariçinbirişkurmakistiyorum, ama bu ne kadar mümkün olacak bilmiyorum. Küçük oğlum kokoreç satıyor. Kendımasrafınıçıkarmayaçahşıyor. Açıkta satılan yıyeceklerin yasaklanmasını içeren yeni genelge işlerini aksatmıyor değil. Artıkzabıtalann yanında polislerde müdahaleederoldular. Aslındayapılanbir bakıma doğru, ama bazı kapalı yerlerde sa