30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 EYLÜL 2001. SAYI 808 19 lann korunması sürecinin nasıl korumama süreci haline dönüştüğünü gösteriyor. BirAdaDostu25 Aralık 1997'de Koruma Kurulu'na ve Adalar Belediyesi'ne başvurur, evi bekleyen tehlikeleri duyurur. 31 Aralık 1997'de kurul, belediyeden, evde inceleme yapılmasını ve izinsiz inşaat varsa derhal durdurulmasını ister. Belediyeden gelen 14 Ocak 1998 tarihli yanıtta, evdeki inşaat faaliyetinin 25 Arahk 1997 tarihinde, yani Ada Dostumuzun ilk başvurduğu tarihte durdurulduğunu ve mühürlendiğini, belediye zabıtasına da evdeki faaliyetleri izleme görevi verildiği belirtilir. 25 Aralık tarihinde evde herhangi bir inşaat çalışması olmadığı tanıklarla belirlenmiştir. Hal böyle iken belediye neden henüz yapılmayan bir inşaatı durdurmuş ve mühürlemiştir? Belediyenin yazısına gore mühürlenmiş evde,şubatayında,uzuncabirtatilsırasında, iskele kurularak "tadilat" işine, daha doğrusu yoğun bir inşaat çahşmasınabaşlanır. Ortadane plan, ne proje, ne kurula ya da belediyeye yapılmış bir başvuru vardır. Binayı gözetleme ve yasadışı faaliyetleri engelleme görevi verilen belediye zabıtaları evden 150 metre uzaklıktadır, daha sonra evde başlayacak çalışmalan, çıkan arabalar dolusu enkazı kış mevsiminin tenhalığı içinde fark etmemiş olmalan mümkün değildir. özetle her şey gözler önünde cereyan etmektedir. Ada Dostumuz durumu derhal tstanbul Valiliği'ne, Adalar Belediyesi'ne ve Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Genel Müdürlüğü'ne ve Koruma Kurula'nabildirir. Yazışmalarbaşlar. Valılik ve kurul, belediyeye yazarak durumun tespitini ve usulsüz inşaatın önlenmesini; Kültür Bakanlığı ise lstanbul Valiliği, Adalar Kaymakamlığı, Adalar Belediye Başkanlığı ve Koruma Kurulu'na talimat vererek yasalar ve kurul kararlanna aykın bir uygulama var ise durdurularak sonucun kendilerine bildirilmesini ister. Sonuçta inşaat bir türlü önlenemez ve nir. Kasım 1998'egelindiğindey ıkım evrakı hâlâ belediyeler arasında gidip gelmektedir. 1999 yıh boyunca dadurumbu minval üzere sürüp gider. 2000 yıh geldiğinde de durum değişmemiştir. Aslında durum günümüzde de değişmiş değildir. Dört yıl boyunca ne olmuştur? Bütün yazışmalar, kararlar vb. bir yana ortada bir gerçek vardır; o da " Nikolopulos Evi" yok edilmiştir. Bu noktadan sonra "usulsüz" olarak genişletilmiş çatı katı yıkılsa ne olur yıkılmasa ne olur? Her durumda Sıvaslı müteahhit efendi kazançlıdır. Binada yapılan ve geri dönüşü olmayan gerçek tahribat ve yok etmenın hesabı nasıl sorulacaktır ? öykünün bundan sonrası çok bilinir. Bina, restore edilmesi mümkün değil gerekçesiyle dış cephesi aslına benzetilmek koşuluyla tümüyle betonarme olarak yenidenyapılabilir. Dört yıl bıkmadan, yılmadan didinen Ada Dostumuzun artık tek bir amacı var. Çatı katının yıkılmesını da istemiyor. Onun tek isteği, eşsiz freskleri, ahşap bezemeleri, orijinal mimari unsurlan yok eden Sıvaslı "müteahhit" efendi ile bu tahribat işleminde sorumluluklarını yerine getirmeyerek onunla işbirliği yapnıış olan tüm yöneticilerin yasalann öngördüğü en ağırcezalaraçarptınlmasının sağlanması, bundan sonra tarihi eser tahribatçılarına karşı caydıncı bir örnek oluşturması. Bu noktadan sonra başkanesöy lenebilir? Yapılacakenacil işlem Sıvaslı müteahhit efendinin veya ona özenenlerin, bu uygulamalardan kazanacaklan cesaretle başka binalara zarar vermesini önlemek.Heybeliada, şu anda Istanbul'un en zengin ahşap mimari örneklerine sahiptir. Eğer bu özelliğinesahipçıkılırsagerçek bir müze kent niteliği kazanabilir. Nikolopulos Evi'nin öyküsü Heybeliada'daki ahşap mimari örneklerinin ciddi tehdit altında olduğunu; üstelik bu tehdidın sadece cahil müteahhit efendilerden değil, her kademede işbirliği içinde olanlardandakaynaklandığını gösteriyor.^ "Heybeliada, Lozan Zaferi Caddesi'nde 213m2'likbiralandayeralan,21 numarah, üç katlı, setüstü balkonlu ve bodrumlu, bahçeli ahşap ev ilk sahibi Dimitri Nikolopulos (damadı hukuk profesörü Yorgakis Melahrinos) adına kayıth iken satış yoluylaKritonMelahrinos'a( 1928),onunölümünden (1942) sonra da vârisleri Talia Gika ve Anna Moskos'a ve Alis Jüliet Ertaşçı'ya (1973) geçmiştir. 1870 yılında inşa edilmiş olan bakımlı evin duvar ve tavanlan renkli nakışlarla süslüdür." Pars Tuğlacı, Tarih Boyunca lstanbul Adalan kitabının 11. cildinde "Nikolopulos Evi" ile ilgili olarak bu bilgileri veriyor. Nikolopulos Evi'nin son sahibesi Madam Jüliet ve eşi Ziya Ertaşçı'yı tanıdım. Ev bakımlı değildi. Tam tersine iyi bir bakıma ihtiyacı vardı. Evinen önemli özelliği bakımlı olması değil çok büyük ölçüde orijinalliğini korumuş olmasıydı. ö n cephesinde, ahşap balkon ve balkon altı süslemeleriyle dikkati çekenev, geniş pencereleriyle, adada, ahşap evler içinde tek örnek denilebilecek barok etkiler taşıyan özgün bir mimariye sahipti. Lozan Zaferi Caddesi 'nin sonunda yer alan evlerle bir bütünsellik içindeydi. Eşsiz iç freskleri, ahşap oyma bezemeleriyle Adalar'da kendi türünde tek olan bu konak günümüzde yapacak ustası kalmamış harman tuğlasıylainşaedilmişti. Ev kat kat kiraya verildiği için katlar birbirinden uydurmaparavanlarlaaynlmıştı, ancak bunlar evin orijinalliğini bozmamıştı. Eşyaların hemen hepsi eski ve antikaydı.Kapılar.pencerelerzaman içinde değiştirilmişti. Ancak kapılardaki buzlucamlar ve kapı kollan eskiydi. Birinci ve ikinci katın duvar ve tavanlannı süsleyen freskleri tümüyle orijinaldi. Onarım bile görmemişti. Nikolopulos Evi, buözellikleriveplanı ile 19. yüzyılda seçkin bir gayrimüslim ailenin ada yaşamına ilişkin bütün önemli ipuçlannı,konutanlayışlannı,zevklerini yansıtıyordu. Aynca o dönemin bütün mimari unsurlannı datasıyordu. Nikolopulos Evi'nin varlığı ilk kez 1993 yılında ciddi bir şekildetehditedilmişti. Evin bir müteahhit tarafından satın al ınarak, yerine betonarme apartman yapılacağı söylentileri üzerine, duyarlı bir Ada Dostu tarafından Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na yapılan başvuru ve belgeleme sonucu, 9 Eylül 1993 tarih, 6096 sayılı karar ile ev "Birinci sınıf tarihi eser" olarak tescil edilmişti. Doğan Kuban'ınbaşkanı olduğu, Ayla ödekan, Oktay Ekinci, Emre Aysu, Erol Türkgenç, Hülya Anlağan'dan oluşan III Numaralı Kurul karannda, binaya yapılacak "herhangi bir müdahaleden önce rölöve ve restorasyon projelerınin kurula getirilmesi" zorunlu kılınmıştı. Bu karar, ne yazık ki evi sadece dört sene koruyabildi. 1996 yılında Ertaşçı ailesi maddi güçlük içine düştü ve evi satışa çıkardı. Evin yeri, balkonundaki panoramik manzaraçok güzeldi. Ancak bueski ahşap ev, günümüz zenginlerinin beklentilerini karşılamaktan uzaktı. Alıcı çıkmadı. Fiyatı gıderek düştü. Sonunda Sıvaslı müteahhitefendi Nikolopulos Evi'ni,lstanbul'da bir daire fiyatına satın aldı. Nikolopulos Evi'nin özelliğı başkaevlerden farklı olarak başından geçen bütün serüvenin belgelenmiş olmasıdır. Bubelgeler tarihi varlık Sıvaslı "müteahhit"efendi freskleri ve bütün süslemeleri, evin orijinal unsurlannı, merdiveni yok eder, evin içini tümüyle değiştirir. Çatıyı tamamenyıkar. Durumu inceleyen encümen, inşaat bittiktenbiryıl sonra, Martl998'de genişletilmiş çatı katının yıkımı ve para cezası uygulanmasına karar verir. Y ıkım heyeti ancak eylül ayı sonunda eve gıdebilir.Evde oturanlarolduğunu görünce tahliyesi iste Nikolopulos Evi'nin son sahipleri... Evin freskleri orijinaldL Sıvaslı müteahhit evi bir daire fiyatına satın almıstu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle