30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Onlar Türkiye'de, hatta dünyada bir ilki başlattılar. Alp Çağpar, Inci lyibaş, Sibel Düzel, Tekin Özkurt... Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu bu dört genç seramik sanatçısı, eserlerini, sıradışı bir mekânda, sualtında sergilediler. ntalya Kaş kıyılannda, geçen haftalarda "bir adet şnorkelle birlikte" izlenen "Denizi Pişirdik" adlı seramik sergisi, ilk kez, sergiye konu olan esin kaynağında, denizle buluşturuldu. Seramikten deniz atları, anemonlar, deniz kestanesi, denizanaları, ahtapotlar, deniz keseleri ve onların arasında dolanan ya da içlerine y uvalanmay a çalışan canlı balıklarla oldukça ilginç görüntüler y^nsıtan sergi, sanatçılara göre keyifli bir deneyim, ziyaretçiler için ise, görsel bir şölen oldu. önce karada, Bodrum'da, daha sonra Türkiye'nin önemli dalış noktalanndan biri olan Kaş'ın Güvercin Ada sularında, yaklaşık 510 m. derinlikte bir hafta boyunca sualtının büyüleyici ortamıyla bütünleşen eserler şimdi tekrardan karada, bu kez Kaş Galeri Anatolia'da izleyiciye sunuluyor. 29 Ekim'e kadar sürecek sergide, sualtının giderek derinlere kaçan renklerini yeniden canlandırmakaygısınıtaşıyan sanatçılar, düşlerindeki denize kendi form anlayışlannda farklı yorumlargetiriyorlar. Daha çok estetiği ön plana çıkarmak isteyen Alp Çağpar ve tnci lyibaş için sanat, yaşamdaki güzellikleri yansıtmak ya da anımsatmak. Bu nedenle de, balina, vatoz ya da balon balığı gibı sualtının en renkli simalarını ve yumuşak formlannı seçerek, kendi deyişleriy le yaşama güzellik katan bu varhklan seramiğe taşımak istemişler. "DenizOmleti"," Deniz 1\ırtası", "Siyah Yüzgeçli Turuncu Göz Balığı" ve "Mercan"isimli eserleri ile denize gerçeküstü yorum katan Tekin özkurt'a göre seramikten bir deniz, aynı zamanda denizi de pişirmek anlamına geliyor. Denizi, "Güzellik", "Tüketiş" ve "Tükeniş" temalan altında işleyen Sibel Düzel ise, "Güzellik" adını verdiğipanoda denizin büyüleyici canlılanndan kesitler sunuyor. Pano, bir dengeyi, yaşam ile iç içe var olmayı simgelerken, ızgaradaki kadın ve balık heykelleri ise tükenişi dile getiriyor. Düzel, izleyiciye şu soruyu yöneltiyor: "Ne zamanki onlan tüketmeyi ihtiyacımız olandan fazla istedik, dünyayı yuttuk! Yüreğimizitükettik,tükendik... Yoksakendimizmipişdik?.." Sibel Düzel'in ikinci, diğerlerinin ise ilk Denizi pişirdiler A NERMİN BAYÇIN sergisi olan "Denizi Pişirdik", için hazırlıklan bundan altı ay önce başlamış. Sualtına duyduklan ortak tutkunun peşinde bir araya gelen sanatçılardan üçü aynı zamanda dalgıçlık brövesine de sahip. Ancak eserleri sualtına yerleştirmek hiç de kolay olmamış. Alp Çağlar, "Sınırları, çerçevesi olmayan biralanda sergi düzeni yarâtmak çok farklı. Çalışmaların sualtında durabilmeleri için özel ayarlamalar yapmak gerektı. Bunun için de kurşun ağırlıklarkullanıldı vebazıları bağlandı. Eserleraynızamandamekânı ilebütünleşebilmeli ama kendini de gösterebilmeliydi. Kumluk alanakoyanıazdınız çünkü dalgıçlar kumu kaldırabilir ve görüntü engellenebilirdi. Biz de onun için kayalık bir alanıseçtik"diyor. Karşılaştıklanbirbaşkazorlukisebüyük eserlerin suya indirilmesi sırasında yaşanmış. Öyle ki, özel makara sistemi ile tekneden suya taşınan eserleri yerleştirene kadar bir defada 100 bar hava harcanmış. Üç gün süren hazırlık aşamasında her gün 100 dakika suyun altında kalan sanatçılara en büyük destek ise dalış okullanndan gelmiş. Başta BaraküdaQueen, SunDiving, Nautilius Diving olmak üzere, Kaş'taki toplam 10 dalış okulu, yerli ve yabancı dalıcıların sergiye yönlendirilmesi, dalış malzemeleri ve fotoğraf çekimi gibi birçok konuda katkıda bulunmuşlar. Sergiyi yalnızcadalgıçlarındeğil.biradetşnorkeli olan herkesin görebilmesi yönünde de, Kaş'tan sergi alanına özel tekne turlan organizeedilmiş. Hesapta olmayan aksiliklere ve zahmete karşın onlar sonuçtan memnun. Sualtına koydukları sergi defterine yazılan anekdotlar, yerlı ve yabancı turistlerin olumlu tepkılerinin yanı sıra denizin de oldukça misafırperver davranması onlara büyük birkeyif vermiş. Balıklann "Deniz Fıskiyeleri" adlı çalışmaların içine yuvalanmayabaşlaması,kayalıklaratutunmuş seramik balıklann arasında dolanan meraklı sualtıcanlılannınçekiciliğiveyosunbağlayan metal desteklerle sualtı dünyası ile kaynaşan sergi, onlar için unutulmaz görüntüler arasında yer alıyor. " Sualtına zengınlik katan pek çok aynntıyı hayatımızda ilk defa gördük" diyen Düzel, özellikle gece ortaya çıkan kabuklu canlılar ve balıkların görsel malzeme olarak kendilerini çok heyecanlandırdığını söylüyor. Ama Düzel'e göre sualtı yalnızca bu keyif verıci canlılardan ibaret değil, o aynı zamanda insana uçma hissi veren mavi bir boşluk, kendine özgü bir ses ya da sessizlık, derınlik ve yumuşakhk. "Sualtı yaşamlarımızın bir parçası hal ine dönüştü ve bize yepyeni ufuklaraçtı" diyen Inci lyibaş, yeniden keşfettikleri bu dünyadan yola çıkarak yeni fikirler ürettiklerini belirtiyorşimdi. Düşüncelerinde Istanbul, hatta sergiyi ziyaret eden yabancı diplomatlannteşvıkleri doğrultusunda yurtdışına yönelik sergi projeleri de var. Onlar, kendi deyimleriyle, Akdeniz'in sularından başka sulara ve topraklara taşınmakistiyorlarartık.^ ,, • Sibel Düzel 'den... Tekin özkurt'tan... İnci tyibas'tan... Alp Çağpar: Sınırları, çerçevesi olmayan bir alanda sergi düzeni yarâtmak çokjarklu..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle