Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Fotoğraf kamyonunu şehrin ortasma, belediyenin önüne çektik. Hakkârili arkadaşlanmızm da katılımıyla fotoğraf banyolannı, kartlan hazırladık. Varlığımızı önce boyacı çocuklar fark etti. Oyuncakçı kanıyon "Ora"da YAZIVE FOTOĞRAFLAR: ÖZCAN YURDALAN F otoğraf Vakfı 'nın Dünya Çocukları Fotoğraf Kamyonu 19 Haziranakşamı Hakkâri'ye doğruyola çıktı. Etkinliklerin başlamasına iki gün, önümüzde de 1800 kilometre yol vardı. Deprem bölgesinde Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi'nin gezici laboratuvarı olarakkullanılankamyon,lveco'nunkatkısıylayenilenmişti.Karanlıkodanıneksikleri çabucak giderildi, kırık tezgâhlar değiştirildi, yepyeni biragrandizöryerleştirildi. Hiç konaklamadan ancak yetişecektik Vecdi Sayar'ın çağnsına. lstanbul burası, Hakkâri Anadolu'nun öbür ucu. Amasya üstünden, Bitlis üstünden ve Antep üstünden üç ayrı rota vardı önümüzde. Hangisiniizleyeceğimizeyoldakararvereceğiz. Kamyonda üç kişiyiz. Ayhan Sonyürek,FatihKaragülleveben. Hakkâri'ye gideceğimizi duyan birarkadaş, "Fotoğraf makinesı almayı unutmayınyaninıza"demiş. Makinenin lafı mı olur, fotoğrafkamyonuyla çıkmışız yola. Hakkârili çocuklarla fotoğraf çalışacağız. Anadilleri veortak kullandığımız dilin dışında görüntünündilinitarjııtınayagayretedeceğiz. Dört gün Sçind«,#6: kaaaıjnı yapvabi lifsek artı k. • * * . ' ' Haydirasgele... "Rasgele hemşerim" dedi benzinlikteki kamyoncu. Istanbul'dan henüzçıkmıştık. Kamyon konaklanndan birinde mola vermiş, son yoklamaları, ince ayarları yapıyorduk. "Ne satıyorsunuz?" Kamyonun kasasını rengârenk boyalı görünce biranlam verememiş, o köy senin bu kasaba benim Anadolu'yu dolaşarak çorba parası çıkarmaya çalışan kamyonlu pazarcılara benzetmişti bizi anlaşılan. Ne sattığımızı merak ediyordu. Niyetimizi anlattık. "Sen olsan Hakkâri'ye hangi yoldangiderdin?" diye sorduk. Meğer yeni gelmiş o taraftan. "Amasya üstünden gidin" dedi. Erzincan, Erzurum, Van, Ağrı, Patnos, Hakkâri. Hiç sağa sola sapmayın. Başkasının sözüne de kulakasmayın. Iki günekalmaz vanrsınız Hakkâri'ye. Öyle olsun dedik. Birbildiği vardır herhalde. Giderken bu yoldan gidelim, dönüşte başka yoldan döneriz. Kamyonu değişerek kullanıyorduk. Sırasını savan koltuğa büzülüp dinleniyordu.Yirmi dört saat sonra, küçük molalar dışında duraklamadan Erzurum'a varmış, Hemşin Kıraathanesi'nde birer maşrapa köpüklüayranıkaşıklayarakiçmiş,ÇifteminareliMedrese'ninavlusunayeniaçılan çayhanede de birer bardakdemli Erzurum çayınıkırmaşekerlekıtladıktan sonra yola devametmiştik. Ağn'yı geçtik. Patnos'adoğrudağlara sardık. Akşam olurken başlayan yağmur yerini şimşeklere bıraktı. Zifiri karanlık DOGABA Doğaba bir çeşıt ayran çorbası. Hazırlanışı şöyle: Yemek miktarına göre koyun yoğurdu bir tencerenin içınde karıştırılarak ve yavaş yavaş su ilave edilerek ayran halıne getirilir. Kaynayıncaya kadar aralıksız karıştırılır. Haşlanmış kemiklı et parçalarıyla pınnç veya dövülmüş buğday kaynayan ayrana ilave edilir. öte yandan bol baharatla hazırlanmış yağsız kıyma ile fındık büyüklüğunde yapılmış köfteler de tencereye eklenır. Pişene kadar kaynatılır Servıs yapılırken üzerine yağda kızarmış kırmızı biber ve kekık dökülür. 4 gece,tamkarşımızdanyarılıpışıklardöktükten sonra kapanı veriyor. Mazot ha bitti ha bitecek. Gece yarısını çoktan geçmişiz. Ortalık ıssız. Rastladığımız iki benzin istasyonu da kapalı. Rampanın birinde tık diye kalabiliriz. Küçük köylerden geçiyoruz. Yol kıyısındaki bakkallarda varille petrol satıyorlar ama gündüzleri. Ney se ki Patnos'ta açık bir yer bulup depoyu doldurduk. Çoktandırucuz mazot kullanıyoruz. Iran mazotu, Irak mazotundan biraz daharandımanlı. Sabahın erken saatlerinde Van'agirdik. Kahvaltı salonları açılmış, dükkânlann önü sulanıp masalar atılmış. Otl u peynirle, balla, kaymaklabizi Hakkâri'ye kadar götürecek sıkı bir kahvaltı yaptık. Yol boyundaki köylerden geçerken rengârenk boyalı kamyonu gören çocuklar "oyuncakçı gelmiş" diye peşimizden koşturuyorlardı. Hoşap Kalesi 'nin eteklerinde küçük bir mola verdikten sonra Zap suyu boyunca yola devam ettik. Kimi zaman duru mavı, kimi zaman boz bulanık akan nehrin üstündeki asmaköprüleri seyrederek gidiyoruz. "Deniz'lerin Köprüsü"nü arıyoruz. Yaş.ıBoğazKöprüsü'nüntartışıldığıyıllara elverenler, "Boğaz'a değil Zap'a köprü" kampanyasını hatırlar. Mimarlar Odası'nınveMilIiyetGazetesi'nin desteğiyle '<• A