Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET DERGİ Mayruk, tasanmlan ve mankenler... Mçyruk defilesi. Yu 1993. 0+ Üzerimizdebirkİmllktutaınamamızdan, bir kimlik edinememizden mi? Y. Mayruk: Kimlik edinememektcn... B. Şansal: Türk toplumuna başka bir sosyolojik açıdan da bakmamız lazım. Türk toplumu burjuvazisini daha yeni yarattı. İlkmüşterilerini/, kasabatüccarlığından sanayiciliğe ilk adımı atanlar olmalı... Y. Mayruk: Köklü ailelerden söz ediyorsunuz, onlar hâlâ var, ilk müşterim, hâlâ müşterim. B. Şansal: Yıldınm Bey anneanneye dikmiş, anneye dikmiş, şimdi toruna gelinlik dikiyor. Y. Mayruk: Şimdi de çok genç, çok düzgün insanlar var. Neıstediğini bilen.tuttuğunu koparan bir gençlik geliyor... Bizde en lcüçükyaş25'inaltı... B. Şansal: Nüfusun yüzde 6O'ı 25'in altı. Y. Mayruk: 10 sene sonrasını düşünebiliyor musunuz, o insanlann hepsi okumuş, yetişmiş olacak. Gelın geldiği zaman bakıyorum, çoğu master yapmış, okumuş, iki lisan, üç lisan bilenmükemmel insanlar. Bunlarne istediklerini çok iyi bilıyorlar ve son derece saygılılar. Bunun yanında, biraz ters olacak belki ama 4045 yaşında, değil ne istediğini, hiçbir şey bilmeyen, ama bir şey bildiğini zanneden bir toplum var. B. Şansal: Ara jenerasyon yok Türkiye'de, anneannelerimizin kızları annelerimiz, anneannelerimizin kızları olarak kaldılar, ama biz onların çocuklan yani, torunlan olarak kalmıyoruz. Jenerasyon, dijital teknoloji, haberleşme, daha demokratik ortama duyulan özlem gençlerin çok daha hızlı yol almasını sağlıyor. Çiinkü hcr negatifin bir pozitif yanı var. Size bilgi akmıyor, siz bilgiye ulaşmak zorunda kalıyorsunuz. Bir röportajda, pijamayla odanızdan bile çıkmadığınızı söylemişsiniz... Y. Mayruk: Hayır, ben evde robdeşambrla bile dolaşmam. Şimdi eşofman giymeye başladım, onu bile giymezdim. Eve döndüğüm zaman üstümü dcğiştirir, başka pantolon giyerim, çünkü öyle yetiştirildim. Ben doğduğum zaman babam emekli olmuştu, babam 60 yaşındayken ben doğmuşum ama ben babamı her sabah kravatlı, tıraş olmuş, üstüne de ceketini giymiş görürdüm... Bir modeli ortaya çıkartırken nelerden etkileniyorsunuz? Y. Mayruk: Valla, bütün amatör ruhuma rağmen ben birprofesyonelim. Ben mecbur isem o anda her şeyi yapanm, ama bunun günü var. Bir gün çok isteyerek yaparsın, bir gün istemezsin. Bir kreasyon hazırlarken... Y. Mayruk: Hcrdefilcdepanoyamodelleri asar, her gün arkama bakanm, ne yapıldı, ne oldu? Her defı leye bir hafta kala çok üzulürüm, mahvoldum çok kötü oldu, keşke vakit olsahepsini yeniden yapsam diye... B. Şansal: Çünkü görüldükçe eskiyor. Yine röportajlarınızdan, kravatsızyabancı film seyretmezmişsiniz... Y. Mayruk: Evet, kravatsız Emek ya da Yeni Melek Sineması'na, yani yabancı fîlmler oynatan sınemalara girmedim, Türk fılmi oynatan sinemaya gırerdim. Bu ayrun neden? Y. Mayruk: Dönem öyleydi. Yanmadan önce Kültür Sarayı' ndaki her oyuna, galaya 1415 elbise dıkcrdim. Galada çok şıktılar, çıktıktan sonraZuhal tşkembecisi'ne ya da Saray Muhallebicisi 'ne gidiyorlardı ama Beyoğlu'nda çok şık hanımlar görürdünüz... Ama bir şey söylemelıyım, çalışırken de ben kravat takardım ama müşterilerim istemezdi. Neden? Y. Mayruk: Çünkü sizi erkek olarak görmek istemiyor, sizi cinsiyetsız düşünüyor. Kravat clnsiyet ve uzaklık sınırlarını da mıçlziyor? Y. Mayruk: Evet, uzak ve itici oluyorsunuz. Mesela bir müşterim bana dedi "Sana bir kırmızı ceket baktık, giyer misin" diye sordu. Biri "Yakanaçiçektakarmısın"dedi "Sana kamelya baktık". Ve ben provada herşeyi, değen eli, her hareketi takip ederim. Anladım ki uzak kalıyorum, bir rahatsızlık var, ondansonrasporgiyinmeye başladım. Ama kadının "öteki"nin gözü olarak size ihtiyacı var... Y. Mayruk: Sizi erkek olarak görmck istiyor fakat hatır hatır bir şey görmek istemiyor. Arada kıskançhk olmadan, kendisini en iyi bir erkeğin ortaya çıkaracağına inanıyor. Şimdi, sen erkek gözüyle bak, uzaktan, diyor. Hareket ediyor mesela, iyi miyim diye soruyor. Fakat sizi sert bir erkek olarak görürse; kravath, elbiseli, takım elbiseli. B. Şansal: Soyunamıyor, prova olamıyor, çünkü ortada cinsel dürtü var. Bu denklemin ters kurulduğu oluyor mu, erkek, kadın terzinin karşısında şöyle bir dönüp, yakışıklı mıyım,diye soruyor mu? B. Şansal: Erkeğe dikiş diken kadın terzi yok, denese de başanlı olamıyor. Neden? B. Şansal: Hiçbir kadın, tasarımcı olarak moda sektöründe çok başanlı olamıyor. Y. Mayruk: Çünkü kadın, kadına güvenmiyor, ufak da olsa bir kıskançhk olabilcceğini düşünüyor... Kadının bedenini en güzel bir erkek ortaya çıkarabilir, çünkü en ufak bir kıskançhk duygusu yoktur. B. Şansal: Kadınlann arasında bir rekabet var, her kadın, her kadını kıskanır. Yani, o beni çirkin gösterecek diye kadın terziye güvenmiyor... B. Şansal: Korkuyor. Y. Mayruk: Hayır, çirkin gösterecek diye değil, şuuraltı. B. Şansal: Çünkü erkek hayalindeki kadını yaratmaya çalışacak, o da zaten başkalannın hayalindeki kadın olmak için süsleniyor, giyiniyor ve güzel leşiyor. Sizce Türk kadını şehvetli mi? Y. Mayruk: Hayır, öyle gözükmeye çalışıyor.^ beratguncikan@turk.net Son defues'mden...