Katalog

20MAYIS2001.SAYI791 se var ve niçin, ben de onu tatmayay ım? Ama birmüşterim dik dcsc, böylc bir şcyı nasıl giyersınizdiye, ıtirazcdcrım. Sokakta transparan bir kadın gördüm, bayılıyordum. Panik oldum, sanki kadın çarcsız bir şekilde, ortada kalmış gibiydi... Rüy amda kendimi sokakta şortla görür ve uçar, kaçanm. Uçtuğumu, koşarken havada birkaç adım attığımı zannederim. Hakikaten,şakadcğıl,çıplakJıkbanaçok tersgelenbirşcy... Siz transparan dikiyorsunuz, en azından mankenler giyiyor... Y. Mayruk: Mankenler o kadar zarif, o kadar estetik ki bana hıç çıplak gelmiyor. Çıplaklık ne ve sizce nerede başlıyor? Y. Mayruk: Şovda başlıyor şovda bitiyor. Avrupa'da ve Amerika'da modayı şekillendiren, bunun için siyasal oyunlara da dahil olan büyük bir pazar var. Türkiye'de böyle bir şekillenme başladı mı? Y. Mayruk: Türkiye'de ne modası var? B. Şansal: Trend kumaş fabrikalan ile başlıyor. Bellinormda kumaşlar var, krepjorjet, müslin... B ir de her scne yeni eklenen teknoloj i ürünleri var... Pazar böyle oluşuyor ve genişliyor... Siz çalışmaya başladığınızda Türkiye'de dikiş diktiren kaç aile vardı? Y. Mayruk: O devirde insanlar Kadıköy yakasına ve Adalar' a y azl ığa giderlerdi, sezon başı yani Mart'tan ıtibaren bizde herkese gardrop yapılırdı. Her müştcri, her sezon birkaç elbise diktirir, yazın nerede, ne giyeceksc düşünürdü... Mescla biz Kadıköy Ada vapuru için tayyör, cmprime elbise dikerdik. Diktirenler, "Kadıköy'egeçerkenvapurdagiyeccğimiz elbise", derlerdi... Şimdi o müşteri yok diyorsunuz, nedeni Türkiye'ninekonomikolarakgerilemesi nıi, güzellik anlayışının değişmesi mi? Y. Mayruk: Hem estetik anlayışı dcğişti, hem Türkiycgcriledı. Bir Avrupamcrakımız var bizim. lstanbul'a iyisi de geldi, kötüsü de. Avrupa'ya gidemeyen bir sürü insan, bunları almak istiyor, ucuz, pahalı "Avrupa elbise" aldım diyor. Bir düğünde yanımıza birisi oturdu, ayağa kalktıgı zaman arkasında bir davul var, zannettim. Elbise dar gelmiş, fakat ismi Avrupa ve o memnuniyetle giyiyordu. Üstüne göre dikilen bir elbise her zaman başka. Kadınların birkısmı çalıştığı için provadan uzaklaştı. Yeni nesil zaten dikiş diktirmeye alışıkdeğil. Bir dehazır,daha ucuz... Bugün? Y. Mayruk: Yavaş yavaş elbise diktirme modası başladı. Artık yemeğe giderken de, gece kulübüne giderken de çok para harcıyorlar. Türk kadını, nerede, ne giyeceğini öğrendi. 10 sene evvel sokakta maky aj siz kadın görebilirmiydiniz? Hem dc nasıl makyaj, hayretler içinde kalıyordum, nasıl bir insan böyle sokağa çıkar diyc. Şimdi ycrine, zamanına, zeminine göre giyiniyorlar. Türk kadınının bedeniyle ilişkisi nasıl sizce? Y. Mayruk: Türk kadını couture dikişe gidecek. Çünkü Türk kadınında iki tip var, ya üstü çok büyük altı hiç yok, ya altı çok büyük üstü küçük, ya da üçüncü diyeyim, altı üstü çok farklı bir durumda. Yani standart bir Türk kadını ölçüsü yok. Ölçüsü olmadığı müddetçe de ısmarlama elbise giyecek. B. Şansal: Dar ya da bol giysilerle idare ediyoruz, ama sosyal statü olarak toplum içinegirdiğiniz zaman giyiminizvegörüntünüz işin yüzde 6O'ı. Bütün dünyada bu böyle... Türkiyc'dcyüzde80'iayakkabınız,mücevheriniz, saçınız... Böyleolunca kadın,mecburcn profesyonellere müracaat etmek zorunda. Aynı saç, aynı saç, aynı müccvher... Y. Mayruk: Her kadınınelindeaynıçanta. B. Şansal: Tıffany olursa takıyor, özgün bir şeyi takmıyor. •* ^^V ^^^^^^^^^^^^^BÎLÎ^ : Buket SaygL.. Mayruk 'un son defilesinin adı "Sera Mania!" idi ve küresel ısınmaya karşı bir tepkiydi, ama konuşulan hep transparan giysiler oldu...