Katalog

NE DEDİLER? Yıldırım, vücuttan tuvaller üzerine kumaşlarla tablolar yapan bir ressamdır. Türk tiyatrosunun en büyük efsanelerinden biri olan "Çılgınlar Kulübü"nde, haftalarca uğraşarak bana tasariayıp hazırladığı kostümler o çok zor karakteri yaratmamda müthiş yardımcı oldu. Benim için o işini çok ciddiye alan, geçmişi bugüne, dünyayı ülkemize bağlayan ve mısralannı kumaşlarla yazan bir şairdir. Ali Poyrazoğlu Onun adı asaleti çağrıştırıyor. Zaten olağanüstü bir yetenek, her defilesinde kendimi Paris ya da Londra'nın en görkemli şovlarında hissediyorum; gönlümden o kadar çok şey geçiyor ki ifade etmek zor. O bir kont, bir lord, bir insan! Ayten Gökçer Sabah olıır ben çayımı içerim, Bir daha bana haber vermeden Avrupa'ya gidersen silsileni Bedia Muvahhit Onun kulisini görmemiş manken, mankenlik yapmış sayılamaz! DenizAkkaya O ancak anneanneme dikiş dikebilir! HandeAtaizi Son derece kıbar, zarif ve ince ruhlu olmasından dolayı sevdiğim, ayrıca da hayranlık duyduğum biri. Türkan Şoray Yıldırım Mayruk, senede iki kez, yazlık ve kışlık koleksiyonunu sergiliyor. l.Sayfanındevamı Tema olarak neden küresel ısınmayı seçtiniz? B. Şansal: Bu tabii biraz ticaret bazlı bir şey. Bizbilimadamıdeğiliz.Yoğunentelektüel değilız, sabahlan bir saat radyoda küresel ısınma hakkında konuşamayız. lnsanlara,tasarımlarımızı,koleksiyonlarımızıgösterirkenbirdemesajverelimdedik... Transparan giysilere bu kadar tepkinin altında bir pazar kavgası, bir rekabet mi var? Yıldırım Mayruk: Rekabet kavgası ama neyi bölüşüyoruz onu anlamıyorum. Herkes eleştirdi açık elbise yaptı diye, 78 parçanın içinde altı açık çok mu? Sizin modacılığınızın gelişimi ile Türkiye'nin siyasal haritasını ve kadının geldiği noktayı birlikte çizebilir miyiz? Y. Mayruk: Bursa'da daha ilkokulda öğrenciyken, bir Cumhuriyet Bayramı' nda, bir evde konuktuk. Konuklar arasında bir hanımefendi baloya katılacaktı, o evde çalışan hanımla beraber onu belediye sarayına götürdük. Arkası belden 56 parmak kadar açık, kuyruklu, boncuk işlcmcli bir tuvalet giymişti. Hangi yıllardan söz ediyoruz? Y. Mayruk: 4O'lı senelerin sonundan. O senelerde böyle birtuvalet giydi, düşünebiliyor musunuz? Ben başladığımda bugünkü gibi dekolte çok fazla değıldi ama insanlar daha sonra, daha bir kapanmaya başladılar... 50'li yıllardan bahsediyorsunuz... Y. Mayruk: Bence50'li yıllarda serbcstti,60'larda.70'lerdenitibarenhafifhafifkapanmaya veya birbirlerinden çekinmeye başladılar. Bu 80'lerdeiyicenearttı. 9O'lı yılların sonlarına doğru ise iç astarlar inceldi, "tçimhafifgözükcbilir"dcnmeyebaşlandı. 70'li yıllardaki kapanmayı neye bağlıyorsunuz? Mayruk, ilk röportajındaki fotoğrafında... Y. Mayruk: Ne düşünce ile kapandılar bilmiyorum. Bclkioyıllarınterörolayları... Sizaçıklıktanvazgeçmediniz... Y. Mayruk: Ben açık elbise yapıyorum ama giyilebileceğini düşünmüyorum. Şov yaptığımı hiç kimse nazarı itibara almıyor. Ben de muhafazakârbiraileden gelıyorum. Biraskerçocuğuyum. Babam subaydı ama Kuran'ı daezberebilirdi. Ben dc iyi bir Müslümanım, orucumu tutuyorum ama bu, o kadarlakalıyor. Bu şov sizde neyi doyuruyor, neyi karşıhyor? Y. Mayruk: Dünyadabumoda. Açıkelbi Sevim Tuna ve Mayruk, tam 30 yıl önce... Yıldınm Mayruk, Türk kadınmın ancak "couture" giyinebileceğini söylüyor. Bunun nedenini ise Türk kadınının iki tipli olmasında görüyor; ya belden üstünün ya da aşağısının büyük olmasında. "Yani" diyor Mayruk, "standart bir Türk kadını ölçüsü yok. Ölçüsü olmadığı müddetçe de Bir zamanlar artistlerin terzisiydi, bııgiin ise artisllerle çahsmıyor... ısmarlama elbise giyecek". Barharos Şansal, aksesuvar tasanmcıSL..