Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Adil Salih'in 18. kişisel sergisi îstanbul'da Bilim Sanat Galerisi'nde. Boyadıklanm yaşadıklanmın önüne geçiyor. Resmimi beğendiysem mutlu oluyorum. Aynı hatalar insana farklı resimler yaptırabiliyor" Zeliha, 1996 (üstte)... KahveFalı (detay), 1997 (üstte sağda)~. diyorAdilSalih... Bir dalgınlık hali... UMAYUMAY AdilSalih 'in resimleri herzaman hşhrtıcı olan bakışlarımı sessizliğe davet ediyor. Böylece takılıp kaldığım sahnenin, bir dakika sonraki hareketine veşaşhnlığtna hazırlıksızyakalamveriyorum. Karşımda dalgın hikâyelerin hüzünlüyüzleri duruyor. Birresimden diğerine eşlik eden bir türam izleyicisine dönüşüyorum. Renklerin ve bu huzur çemberinin kalabahğındayalnızhğın tarifini buluyorum. Resmedilen bir kadın yüzününgerisindeaçıkçadilegetirilmeyenmutluluk aramyor. Diğerinde boyamn örttüğü bir alınyazısı duruyor. Kendimeyaklaştırdığtm vekendimden uzaklaştırdığımfıgürlerin arasında duruyorum. Hiç gitmek istemiyorum. Bu oyundan ve bu çocuklukgözyaşlanndan keyifalıyorum. Türkiye'de ve dünyada tuval resmi, boya bitti deniliyor. Oysa sen sadece resim yapıyorsun... Onlar ölsünler o zaman... Nasıl yani? Resim biterse hayat bitiyor mu? Birincisi ben boyanın bittiğine inanmıyorum... Sen ikincisine geçmeden ben daha ileri gideyim. Sadece boyanın değil sanatın bittiğini iddia edenlerin sayısı hiç az değil... Toplu ölümler olacak o zaman. Bak, hayatın anlamsızhğını kabul cdiyorum. Hayatın anlamsızhğı karşısında bir şcyler yapamıyorsan zaten sen de ister istemez anlamsızlaşıyorsun. Ben bir anlam iadesi gerçekleştiriyorum. Böyle hıssediyorum. Ama sadece bunun için de resim yapıyorum denemez. Resim yaparken yaşadığımı hissediyorum gibi bir klişe koymayacaksın herhaldeortaya... Yaşadığımı hıssediyorum demeyeyim de, resim yaparken yaşadıklanmın adını koyu Yeniden öpü$, 2000... Yeniden Muzi, 2000... yorum diyelim istersen... Ama sırası gelmişken klişeden, beylik ve bildik şeyler söylemekten, ne bileyim insanlann, özellikle de sanatçılann kaçındığı şeylerden korkmuyorum vc kaçmıyorum. Kitsch'ten de korkmuyorum demişsin biryerlerde... Korkmuyorum ve korkmadığım da resimlerimden anlaşıhyor zaten. Kitsch hayatta varsa benim resmimde neden olmasın ki? Hayatta olduğu kadar, çevremde olduğu kadar, gezdiğim tozduğum, yemek yediğim, içki içtiğim yerlerde, denize girdiğim sahillerde kitsch olduğu kadar benim resmimde de vardır. Kitsch tuzağına düşmemek için resim yaparken kitsch ayıklayacak değilim ya... Resim hayatın yansıması ve tekran mı sence? Belki. Ama arada bir de sen varsın. Yani ben. Hayatla resmin arasına insan olarak dahilolduğun zaman kaçınılmazolarakmüdahale ediyorsun. Dolayısıyla istesen bile birebirtekraredemezsin. Benim için sanat, yaptığımı ve yaşadığımı anlamak aslında... Resim, yaşadıktan sonra durup düşünmek benim için. Anlamak ve hatırlamak için bıraktığım bir ipucu... Sabah uyanır ve bir gün önce yaşadıklanmın izlerine bakanm. Fırçanın harcketini devam ettiren ritim aynı zamanda yaşamın hareketidır. Resim bittikten sonra yaşadıklarını beğenmezsen neoluyor? Tuvali kapatıp boyadıklanm yok edebildiğin gibi yaşadıklarını yok etme şansın yok ki... Resim bittikten sonrahayattan kopuyor işte... ve boyadıklanm yaşadıklanmın önüne geçiyor. Resmini beğendiysen yaşadıklarını affediyorsun o zaman... Resmimi beğendiysem mutlu oluyorum. • Yaşadıklanm üzerine de düşünüyorum tabii... Bu, resmimden öğreniyorum ve aynı hatalan bir daha yapmıyorum anlamma gel • miyor kuşkusuz. Ama öğrendiğim bir şey var. Aynı hatalar insana farklı resimler yaptırabiliyor. Bir resmin hayatı değiştirebileceğine inanıyormusun? Hayırinanmıyorum. Hiçbirşey tekbaşına hayatı değiştiremez. Mutlaka başka faktörler vardır. Ve en önemlisi de süreç. Nasıl bir resinı bir anda ortaya çıkmıyorsa aynı şekilde bir hayatı da tekbaşına değiştiremez. Ressamın bir tarihi var, tek bir resmin kendi başına bir tarihi var. Şöyle bir hikâye okumuştum, adamın biri Paris' te intihara karar verir ve Seine nehrine doğru yürümeye başlar. Yolda bir kitapçı vitrinine gözü takılır. Cezanne resimleri vardır. Cezanne'ın elmalarla kurduğu bir kompozisyona bakar ve hayatın böyle bir şey olabileceğini düşünür. Intihardan vazgeçer. Onu yaşamaya ikna eden elmalar değil herhalde... Resme nasıl başladın? Açıkçası resme başladığım tarihi hatırlamıyorum. Çünkü resim hep vardı. Bu kaçıncı sergin olacak? On sekizinci ama profesyonel anlamda sekizinci kişisel sergim. Ressam olmaktan çok memnun görfinüyorsun. lyi para kazanıyor musun bari? Hayır çok para kazanmıyorum. Ama resimden para kazandığım zaman çok mutlu oluyorum. Ama önemsediğim bir şey var: Sadece resimden para kazanıyorum. Başka biriş yapmıyorum. Para da yoksa bu tatmin olmuş ressam mimikvejestlerinineredenedindin?Seni mutlu eden başka şeyler var o zaman. Bir yerlerden besleniyor olmalısın... Olmaz mı? Mcscla Adnan Vannca'nın resmimeilgiduymasıbeniheyecanlandırıyor. Burhan Uygur'l a arkadaş olmak, Turan