Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 PAZARIN PENCERESİNDEN CUMHURİYET DERGÎ Wahid sünnet olacak mı? SELÇUKEREZ Anneler Günü K im anlatmıştı, nerede okumuştum? Pek hatırtamıyorum ama olay belleğimde oldukça canlı: Arap Krallıklannın birinin büyükelçisi, o yaz büyük oğlu VVahid için görkemli bir "esselkh" düzenlemeye, yani onu sünnet ettirmeye karar vermişti: Olaydan ayiarca önce VVahid'in annesiyle ve büyükelçiliğin tüm üst düzey görevlileriyle çalışarak davet edilecek olan kordiplomatik üyelerinin, devlet büyüklerinin ve kral ailesi fertlerinin adlan ve adresleri saptandı. VVahid'in babası Büyükelçi, sünnet düğününden bir gün önce, başkatip ve Ingiliz organizatörierle beraber "Sunan AlFıtra" programını gözden geçirdiler: Sabah namazı, Arabistan'dan gelecek olan Thariyye Külliyesinin Başimamının güdümünde kılınacak, ardından VVahid ve kendisiyle biriikte sünnet edilmek Uzere yine Arabistan'dan getirilmiş iki amca çocuğuyla Ingiltere'de çeşitli okullarda okuyan beş Arabistanlı genç hamama sokulup yıkanacak ve hacıyağı sürünüp akrabalarla beraber büyükelçiliğin bahçesinde fotoğrafçıya penis kanseri, eşlerinde rahim kanseri daha az görülüyor. Haftada iki kez yıkanırsan sünnet derisi ucunda birikip ittihaba, kansere yol açabilen salgı giderilebilırmiş.. Ama sünnet olursan edineceğin hediyelerin ileride düğününde edineceklerinden bile çok olabileceğini de düşünl Hediyeler cazip ama Serdar Efendi'nin anlattıklan da aklımdan silinmiyor! Ailemizden korkak çıkmaz; böyle şerefli ve daima koltuklanm kabararak anmayı istediğim bugünde anlı şanlı atalanna yakışır bir şekilde davranmanı, korkmayıp kendini kirvelerine ve sünnetçilere bırakmanı dilerim Ikindi namazından sonra misafiıier gelmeye başladılar: Bahçe smokinli Ingiliz ve Avrupalı, eteklikli Iskoç misafırlerle ve bunlann arasında dolaşan entarili, agelli çok sayıda Arabistanlı ile doldu. VVahid'in babası onları birer birer karşılıyor ve ilgileniyordu. Şalvar giymiş, başlan sanklı Ingiliz garsonlar da onlara alkolsüz içkileri, şerbetleri sunuyorlardı. Büfede sülün ve keklik etleri, üzerinde tereyağdan develer gezen pastalar ve tavuskuşu şeklinde sunulan dondurmalar göz alıyordu. Nıhayet davullar gümbürdedi, zurnalar öttü ve Büyükelçi, günün anlamını ve önemini açıklamak için öne çıktı: Pek kısa olmayan konuşmasını önemli bir din yorumcusu olan AlMavvardi'den aktardığı birkaç cümleyle bitirdi. Sıra sünnetin gerçekleşmesine gelince ortalık kanştı. Arap uşakların sağa sola koşuştuklannı, bu ara bazı saksılan devirdiklerini gören bir Lordlar Kamarası üyesi sordu: Bomba ihban mı var? Hayır elçinin sünnet edilecek çocuğu korkup kaçmış! Bu skandal karşısında fenalık geçiren Büyükelçiye ilk tıbbi müdahale yapılırken Scotlandyard çocuğu her yerde aramaya başladı; hatta kaçınlmış olabileceği düşünulerek durum televizyonlar aracılığıyla kamuya da yansıtıldı. Çocuğun gece geç vakit Hyde Park'taki ağaçlardan birinin tepesinde bulunduğu duyulunca Büyükelçi sevinmesinin mi utanmasının mı gerektiğini bilememişti. Bu öykü neden gelmiş olabilir aklıma? Belki de son zamanlarda IMF ve Dünya Bankası'nın ve diğer saygınlann verecekleri hediyeler karşılığında, bizim hemen kabul edip yürürlüğe koymamızı istedikleri yasaiar ve kurallan bir türiü benimseyemeyen, tıpkı Büyükelçinin oğlu gibi atlatmaya, kaytarmaya yeltenen hükümet üyelerini, parlamenterlerimizi fazlaca izleme böyle bir anımsamaya yol açmış olabilir.. Peki öyleyse bu hikâyeyi neden mi anlattım? öykü, bize korkunun sünnete yarannın olmadığını, Hyde Park'taki ağaçlara tırmansanız bile bazı fedakârlıklardan eninde sonunda kaçınamayacağınızı açıkça yansıtmaktadır. Ekonomistlerin uyarılanna direnenler okuyup yaraıiansınlar diye aktardım..^ S ve muhabirtere poz vereceklerdi. Çocuklara verilecek hediyeler alınmış ve garaja saklanmıştı: VVahid'in iki yıl önce satın alınmış olan arabası eskimiş sayılırdı, o son model bir Porche edinmiş olacaktı. Amca çocuklanna on beşer Abdülaziz altını, diğer çocuklara da bir miktar para yanında uzaktan kullanılan otomobiller, bisikletler ve Yemen hançerieri hediye edilecekti. O gün "preputium"lan uçurulacak olan çocuklann edinecekleri hediyeler tabii ki bunlardan ibaret olmayacaktı; törene davetli olan protokol üyeleri de beraberlerinde kuşkusuz çok değerli armağanlar getireceklerdi. Bu hediyelerin içinde biriktirileceği çadır, bahçenin hemen girişinde kuruldu. Hazırlıklar bitince elçi, VVahid'i yazıhanesine çağırttı. Onu, karşısına oturttu. "Bu, ülkemizde bir erkeğin yaşamında atacağı en önemli adımdır. öyle olmalı... Cidde'de Seyis Serdar Efendi, son altmış yıdır her hafta rüyasında sünnet edildiğini gördüğünü ve geceyarısı uyandığını anlatırdı.. Serdar ödleğin biriydi.. Sonra sünnet hem dinimizce vaciptir, hem de tıbben de geçerli yararian vardır: Sünnetlilerde "Annesini kaybettikten sonra, beşyaşında babasının arkadaşı ünlü müzisyen ve satranççı Akif Bey' in zorlamalanyla müziğe ve satranatranç Geliştirme Merkezi 1982'de ülca başlamıştı. Fakat o sonradan sonradan kemizin ilk satranç okulu olarak hizsatrancı daha çok sevmiş daha çok zaman mete girdiğinde ülkemizde turnuvaayınr olmuştu. Bu durum sevgili babasını da larda oynayan bayan oyuncu sayımız onu geçmiyordu. Bu yüzden bayanlardan üye ai içten içe sevindiriyordu. Hocasının da satrandatı ve kurs ücretleri almayarak teşvik başlat cı tercih ettiğinin farkındaydı. Sık sık: "Keleıldı. Bunun ilk meyvelerini Nımet Yardımcı, Ay bekl, piyano çok daha önemli" diye sitem etse de! tunaveAybikekardeşleri kazanarakaldı. KreYarakibi.onupektanıdığısöylenemezdi; O di ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Şahap Ar'ın desteği ıle üniversite yurtlannda yoğun da beş yaşında başlamıştı satranca. Biraz şısatranç dersleri verildi. Yeni ve önemli isimler mank, daha çok küstah olmasına rağmen büyükküçükokulunfavorisi oydu. Türksatrancınakazandınldı, NilüferÇınar, FatHakemin, "Siyahlarsaati çalıştırır" duyurumanur öney... 1992 yılından itibaren bayanlara özel ödüller konuldu. Bunu Axa Oyak ile iş sundan sonra maç başladı. Kelebek siyahlarbirliği ıle düzenledikleri"lstanbul Satranç Şö la en hırçın oynadığı "Sicilya'nın Dragon varyantını" seçmişti. Ondördüncü hamleden leni"okulturnuvalannda4.Masalarda bayan oyuncu koyma şartı ekley ince kitle halinde ba sonra (kimse ne olup bittiğini anlamadan) üstün durumdaydı. Durumu iş işten geçtikten yan oyuncular satranç sahnesindeyer almaya sonra fark eden rakibi bembeyaz olmuştu. Kebaşladı. Burcu Korkmaz, Yıldız Çavuşoğlu, özge Kızıldağ, Zahra Ali Topel, Irem Saklıca, lebek atı tuttu, tam oynayacakken maçı izleEsen Erserim bu ocaktayetişerekTürksatran yen Vural'ın annesine baktı. Oğlunun bembeyaz halini üzüntüyle izleyen kadıncağız hıçkırcına kazandınldılar. Bu çalışmalara Beyoğlu Anadolu Lisesi çalışmaları ve Atatürk Haftası mamak için için mendilini ağzına götürmüş dişleriyle bastınyordu. Birtaraftan oğlunun yeKızlar Tumuvaları eklendi. Burçak Gültekin, Nesrin Taraf, Şeyda Şahiner, Nevin ve Nevra nilmemesı için bildiği ve bilmediği tüm duaları Donat kardeşler, Irem Ayberg bu sayede orta okuyordu. Şimdinekadarbenziyordu.kendi yaçıktılar. SGM, Türkiye lig maçlanna Alman annesinin yüzündeki ilahi hüzünle... ya'da Emine Yanık'ı getirerek Turk satrancına At elinde bu kez arkadaşlanna çevirdi bakıştakdimetti. Bu gelişmeler Anadolu'yudahe larını. "Hadi" diyordu hepsi bakışlarıyla. "Ez yecanlandırdı ve harekete geçirdi. İlk olarak onu* Hepimizin öcünü al". Henüz gelmiş olan Helin Aydın ve özge özkan ortaya çıktı. Onlan hocası Akif Bey'e baktı, bir de. Yüzü tahta baNazlı Pınar Aydın, Işıl Goler, Perihan Meşeli, şındaymışgibiydi;"Pokerface"... Başak Soylu, Güneş Hüseyinkulu, Gizem At hâlâ elde bakışlan yeniden Vural'ın anneAcar, Betül Cemre Yıldız., Rahime Kehya, Se sine döndü. Kendi annesini gördü tekrar, anrap Keskin, Deniz Kürümoğlu, Oya Demirdağ nesinden geriye kalan sıcak yumuşak, biraz izledi. dahüzünlü bahargüneşini. Atı doğru hamle d5 yerine g4'e oynadı! SGM'nin yayımladığı "Satranç Dergisi" ilk Neşesi yerine geldi Vural'ın. Hızlıca devaçıktığıyıllardaturnuvalardayaşanılanolaylarmındaki kombinezona girdiler. Kelebek elini la ilgili bir öyküyü okuyucularına aktarmıştı. sıktı, tebrik etti rakibini, kaçarcasına çıktı saBugünün anısına sizlere ve tüm annelere bu londan, gözleri dolu dolu. öyküyü armağan olarak sunuyoruz. Ardından yürüyen arkadaşlarının kulağına Her yıl yapılan llkokul Satranç Birinciliği'nin 1 yedinci ve son turu birazdan başlayacaktı. Ar şu melodik dizeler geliyordu; Kelebek in hiç dından ödültöreniveokulaveda...Attımaçta yanından ayırmadığı, annesinin hediye ettiği altı galibiyeti olan iki kişi kalmıştı. Siyahlarla oy mızıkasından. nayacakolan "Kelebek" masasınaonbeşda"Küçücükken başucumda kika önce gelip yerini aldı. Başı elleri arasında Bana ninni söylerdin, hangi varyantı seçeceğine geçmeden çok kıSabahları uyanınca sa bir anda gezinti yaptı belleğınde. Beniokşarseverdin!.."^ H. SERTAÇ DALKIRAN Komblnezon Euwe Davidson, Amsterdam 1925 Beyaz oynar kazanır EtOt ShortRıbli, Belfort1988 Siyah oynar berabere iiuBZB>| eA 9P<A Z Z 6 § 8PA ' •ejeqejeq 9A zey 9M 01 9 gps WS L SOS £e§ " 9PS CPâ > 9e§ £9S X İ9PS 90 Z 96$ '6 6 g