Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
UN GECE RUYAMDA Son yüzyılda rüyaların yorumlanmasında başta Sigmund Freud olmak üzere Jung, Adler, Stekel gibi psikanalizcilerin büyük katkılan oldu. Psikanaliz ekolü, rüyaları zekice kılık MAYMUN, YIAN, FARL. değiştirmiş kendi düşüncelerimiz olarak tanımladı ve acil mesajlar ilettiklerini öne sürdü... Zaman zaman yaşamın kostümlü provası olarak da tarifedilen rüyalarımız bakalım neleri simgeliyor?'.. m ÇOCUKLAR İÇİN EVET Türkiye'de çok sayıda çocuk sokakta yaşıyor, tacize uğruyor ve ölüyor. Türk hukukunda velayet, görev değil hak olarak tanımlanıyor. Çocuklann yaşamını iyileştirmek için 10 zorunlu eylemi belirleyen UNICEF, küresel çocuk hareketi için gönüllü anyor. YAZI: FtGEN ATALAY FOTOĞRAFLAR: SENEM ÖZTÜRK öğretmenleri "Şiddeti çizer misiniz?" diye sordu. Çoğu reddetti. Çiçekleri, Miki Maus'u, ılle de rengarenk duvarlı, bahçeli, güzel evleri çızmek istediler. Sonra içlerinden biri "Ben şiddeti çizeceğim" dedi. Çizdi ve anlattı: "Faciayı çizmek istedim. Hırçmlığı. Bendeki değil, çevremdeki hırçınlığı..." Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Yeldeğirmeni Çocuk ve Gençlik Merkezi'nin resim odasındayız. Kimisi birkaç hafta, kimisi bırkaç ay önce sokaktan gelen, şiddeti çok yakından tanımış çocuklar, bir yandan resim çiziyor, bir yandan sorulanmızı yanıthyorlar. öyküler birbirine çok benziyor. Hemen hepsini sokağa, evdeki şiddet itmiş. Oğuz henuz 10 yaşında ve beş aydır Merkez'de kalıyor. öyküsünü kendinden dinleyelim: "Annem sinir hastasıydı. Babam da içip ıçip beni döverdi. Dokuz ay önce bir gün çok fena dövdü. Ben de sokağa kaçtım. Sümbülefendi Çamii'nde kaldım. Selpak sattım, tartı yaptım. Çamiye ölenleri getiriyorlardı. O zaman bir sürü kişi ağhyordu. Bana gelip 'selpak verir misin?' diyorlardı. Ben de para kazanıyordum. Sonra polisler beni sokaktan aldılar. Annemi, babamı özlüyorum ama eve belki dönerim, belki dönmem. Burada kalıp, okumak istiyorum." Oğuz, öğretmeni şiddeti çizmesini istediğinde, "Şiddeti sevmediğim için çizemem" yanıtını vermiş. Bir de ilerde çocuğu olursa onu hiç Devamı 1012. sayfada