23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18MART2001.SAYI782 ve Paris' in aşkı, Troia Savaşı, Tahta At, Antik Dönetn, Ortaçağ ve günümüz yazarlan ile sanatçılan arasındaki çekişme serginin "duşsel" yanını oluşturuyor. Troia'yı bulan Alman Heinrich Schliemann'ın "düşscllik" içeren öyküsü de çeşitli belgelerle anlatılıyor. Fatih'in okuduğu, Homeros'un tlyada destanı kitabmın antik Yunanca elyazması kitabı da Topkapı Sarayı arşivinden özel olarak sergiye gönderildi. Moskova'da Puşkin Müzesi'nde bulunan, mülkiyeti Türkiye, Almanya ve Rusya konusunda tartışma konusu olan Troia Hazinesi'nin yalnızca resimleri sergide yer alıyor. Dünyanın 42 müzesinin yanı sıra pek çok özel koleksiyonlara dağılmış Troia eserlerinden bazı örnekler de bu müzelerden sergiye getirildi. Serginin "düşsel" bölümü için Troia Savaşı öykülerini anlatan antik seramık vazolann yanı sıra Rönesans ve sonrası ressamlan ile sanatçılannın yaptıklan eserler de çeşitli müzelerden sergi için özel olarak ödünç alındı. Serginin en önemli yanını "gerçekler" oluşturuyor. "Düşselliğin" yarattığı inanç sonucu bugüne değin, Troia ile Yunan Miken uygarlığı arasında bir ilinti kuruluyor, Troia'ya Yunan Uygarlığınınbirparçası olarak bakılıyordu. Oysa, Prof. Korfmann 13 yıllık kazılan ve gcniş bir bilim ordusunun araştırmalan suncu ortaya "gerçekler" çıktı. dil alanına ait olduğunu, buranın Hitit metinlerinde adı geçen bölgeye (kent ya da bölge olsun) işaret eden Wilusa Taruisa, Tarawa ile özdeş olduğunu savlayan sesler yükselmeye başlamıştır. Bulunruİanmızı da göz önüne aldığımızda, bu savın tersini düşünemeyiz. Bu öne çıkan arka plan bilgıleh sonucunda yukandaki saptamalara yönelik bakış açısının haklılığı da kesinlik kazanmaktadır." adı da geçiyor. Kaskal 'yol' ya da 'tünel' anlamını taşır. Kur kclımesi ise 'yeraltı' ya da 'toprağın altı'nı anlatır. Böylece bulduğumuz yapay yeraltı tünelin, anlaşmada sözü edilen yer olduğu anlaşılacaktır." Son dört yılda ele geçirilen ve Troia'nın Anadolu bağlantısını kanıtlayan iki küçük yapıt da sergide ziyaretçilere sunuluyor. Bunlardan biri l ö 10901040 tarihleri arasında kullanılan iki yüzlü bir bronz miihürdür. Bir yüzünde soylu bir kadın resmi ve öteki yüzünde bir soylu erkek adının yazılı olduğu belirlendi. Troia'nın Anadolu uygarlığı ile bağlantısı açısından da bir baska ipucunu veren bu Luwice hiyeroglifyazılı mührün en önemli yanı Anadolu'nun o yüzyıllarda "KaranlıkÇağ" olarak tanımlanan döneminde dahi Troia'da yazının kullanıldığını ortaya koymasıdır. tkinci küçük eser ise Yakındoğu ve Anadolu özellikli bir bronz tannyı gösteren küçük bir bronz heykelciktir. Sergi, Troia ile çağdaş ve Anadolu'nun değişik yörelerindcki buluntular da ziyaretçiye sunuluyor. Böylece ziyaretçi Troia'nın Anadolu bağlantısını artık "gerçek" olarak algılayabiliyor. Ayrıca, çeşitli Avrupa müzelerinden getirilen yapılann yanı sıra çeşitli tablolar, hatta Troia konulu karikatürler de yer alıyor. 2002 yılı başlanna değin iki ayn kentte daha sergilenecek olan "Troia: Düş ve Gerçek" sergisinin Anadolu ve Türkiye'nin tarih ve kültür görüntüsüne önemli katkı yapacağı anlaşılıyor. Ayrıca, çevre ülkelerden bu sergiyi görmcye gelenler ile birliktc Almanya'dan bu iki yıl boyunca Türkiye'ye önemli turist akışı sağlayacağı da bekleniyor. ^ Osman B*y'ln Troia'sı Yöre halkının "Osman Bey" dediği Prof. Korfmann'ın sergide de sunduğu ve Troia'nın "Ben Wilusa, Anadoluluyum" yorumunu şu veriler destekliyor. Bilindiği üzere Troia çeşitli katmanlardan oluşuyor. l ö 3. binyıldan günümüze değin çeşitli uygarlıklann geçtiği Troia 'da yapılan araştırmalan Korfmann yeniden değerlendiriyor. llk Tunç Çağı olan, t ö 3. binyıl dönemindeki TroiaI ve sonraki dönem TroiaII tabakası farklı kültürlerden oluştuğu savlanmıştı. Oysa son kazılarda ıkısi arasında 8 ayn yapı evresi ortaya çıkanlmakla kalmadı, binalann mimarisinde yön değişikliği olmadığı,seramiktekesintisizbirgeçişinvarlığı saptandı. Böylece Troia III arasında ayıncı birçizginin olamayacağı belirlendi. Benzcri durumTroiaIII için degözlendi. Troia IIII Dönemine ayrıca Marmara Bölgesi ve Kuzey Ege'yc de yayılan benzeri kültüre Korfmann "Denizsel Troia Kültürü" diyor. 1998 yılı kazısında Troia'da Anadolu'ya özgü "Megaron" adı verilen bir yapı kalıntısı ve içinde alışılmıştan farklı olarak, yanındaki sunak ile özellik gösteren, ayrıca tapınan insan motifli dinsel konulu bir seramik bulundu. tçindeki kömürleşmiş tahılın fiziksel incelenmesi ile yapının tarihi l ö 29002200 olarak ortaya kondu. Megaron ' un Yunan tapınak mimarisinin kökeni olduğu anlaşıldı. Sergide bu dinsel kap da sergileniyor. tö 3. bınyılda, düzenleyici ve etkin bir biçimdeplanlanan(kale, megaron, hazine buluntulan, uzak bölgelerle yapılan ticaret) böyle biryerleşmenin yalnızca sınıflı bir topluma ait olmadığı, aynca, Güney Batı Asya için genel olarak kabul gören yerleşim tipi olan, savunma duvarlarıyla yukan ve aşağı kentl i yerleşim planına da uyduğu saptandı. Surlar dışında kalan ve "Aşağı Kent" denilen, kaleden uzak birbölgede Troia VI erken dönemine ilişkin yapılar gün ışığınaçıkanldı. Budöncmdemetalin işlendiğıne ilişkin buluntular. dokumaları boyamada kullanılan midyc kabukları, kilden bir mühür, fayans boncuklar, üç kanatlı ok uçlan ele geçirildi. Yoğun felaketlere işaret eden verilerden, önce bir depremin, sonra da yitirilen bir savaşın yaşandığı gözlendi. Bu buluntulardan bazılan da sergileniyor. Wilusa Kalesi'nin güney giriş kulesindeki kazılarda l ö 1300 yıllannatarihlenen bir kültle ilişkisi olan steller (mezar taşlan) ortaya çıkan ldı. Buluntular, kültün Hititlerin "Apaliunas", dedikleri ve daha sonra Yunan'a "Apollon" diye geçen tannyla özdeşleştiği belirlendi. Troia kenti su tünelL. zeyinde havuzcuk oluşturmakta ya da kuyu biçiminde aşağıya doğru inmektedir. Havuzcuklara günde toplam 1.5 tona kadar su akıyorolmalıydı. 1090m.uzunluğundakibutünel son dört yıl en önemli buluntusudur. Tunç Çağında, kentin özellikle düşman kuşatmasında su gereksinimini sağlamada, bu tünelin büyük rol oynadığı anlaşıldı. Mağaranın 3. binyıhn başında yapıldığı belirlendi. Işin ilginç yanı, Anadolu'ya özgü bir yöntemin benzeri Hititlerin başkenti Boğazköy Hatuşaş 'ta da bul unuyor. Wi lusa 'daki tünel Anadolu'dabilınen en eski tüneldir. Homeros'un "Troia/Ilios" ile Hititlerin "Tarusia/Wilusa"nın özdeşleşmesi hakkında Korfmann şu değerlendirmeyi yapıyor: " l ö 1280'de Hitit Kralı Muvvattali ve Wilusa'nın Kralı Alaksanduarasındabiranlasmayapıldı. Anlaşmadatanrı KaskalKur'un 'Troia Anadolu uygarlığıdır' Prof. Korfmann önceki yıl dünyayı şaşırtan şu açıklamayı yaptı: "Son on yılın kazılan sonucunda, Troia ile ilgilibildiklerimiz,düşüncelerimizoldukça değişti. Budcğişikliklerkentinbüyüklüğü ve kültürel bağlamı ile ilgilidir. Bize göre, Troia'yı gclcneksel olarak Ege'ye, yani Yunanistan'abağlayacakkeramikdedahil.bu türbuluntular yoktur. Tonlarca yerel seramik karşısında, yalnızca en fazla iki bin parça Miken seramiği bulunmaktadır. Bunlargöz önüne al ındığında, Troia ve çevrcsinin Geç Tunç Çağı'nda tek başına bir kültür, bir grup, yani eski Anadolu Kültür Coğrafyasına ait, siyasal bir birlikolduğu ortaya çıkmaktadır." Dünyaya kcndisini kanıtlamış Alman arkeoloğunun yargısı şöyle sürüyor: "Komşu Bcşik Koyıı, Troia mezarlığında bulunan gömüçeşitlen ve biçemleri de aynı sonucu onaylamaktadır. Mezar cvlerinin, pithoslann (büyük çömlekler) kullanımı ve özellikleölüyakmageleneği.buranın Anadolu gclenek vc görcneklcriyle aynı kökten olduğunun altını çızmektedir. Şimdiye dcğin Troia'nın kültürel ve öteki alanda Anadolu'nun birparçası olarakAnadolu'ya yönelik olduğunun gcncl olarak kabul görmemiş olmasını garipkarşılıyorum." Serginin düzcnlcnmesinde Korftnann konuya şöyle bir bakış açısı da getiriyor: "Gerçekte bağımsız bir açıdan bakı Idığında, hcr şey bunu doğruluyor. Troia'da son kazılarakadarçahşan arkeologlar, Schliemann (18711890), Dörpfeld (18931994), Blegen ya da Caskey (19321938), Troia'ya Yunanistan'dan gelmişler, daha sonra oraya gitmişlerdir.Hepsininbelirginbirbakışaçılan (fakat kesinliklebilinçalh önyargılan) vardı. Bir de buna Homeros epos'lannın eski bir Yunan kültürünün ürünü olduğunun benimsenmiş olmalan da eklenmişti. Sonuç olarak '2. binde Anadolu' adlı bilimsel haritalarda bile, Anadolu'nun kuzeybatı köşesini, yani Troas'ı siyasalkültürel açıdan, Eski Anadolu, hatta Hitit eski alanı olarak göstermeye, hiç kimse cesaret edememiştir. Troia ve Troas birçok yorumda 'hiç kimsenin yurdu' olarak kalmıştır." 13 yıldır sürdürdüğü kazılarda ulaştığı sonucu Korfmann şöyle noktalıyor: "Oysa, son dönemlerde, burasının Luwi NEVYJAZZUNEFESHVAL ISTAN6UL 3/21NİSAN2001 SEa. I~$BS& ««?.«*** Ernek Sıneması Babylon Dulcınea Cafe Roxy Swılch Mılk ' t 3/ Richard Galliano Trlo New Musette 4/ Der Rot» Btrtich (Jazz Trlo) 5/ Louis ScUvi* Trlo 67/ Mr. Thing & Kelı 1314/ilhan Erfahin Solo 20/JamMMİon 1112/ Frtderic Galliano prtscnts Orchtstrc Maquisard International "Frikyiv»» Llv«" 8/ R.BolUkba*). M. Yalay. S. Maden Trio 15/ Sinan Bökasoy "Environmenti II" 1819/ArkınAUan(akalMercanD*da 21 / Closing Party / Svvayzak Llv* Ninja Tunt presents COLDCUT Uv* Support Rood Chakra Iftaturlng Matt BUck) »IÛE'.9Ö.2 Olağanüstü buluntu Bu arada kentin altında bir mağaratünel bulundu. Tünelin insan eliyle yapıldığı kollarından birinin 289 m. güneydoğu yönünde ilerledikten sonra, sağa kayarak 75 metre kuzeydoğuya ilerlediği görüldü. Üçü yukanya açılan geçitlerde ise aydınlatma oyuklan bulundu. Bunlardan en az ikısı, kaya yü Sanayl Sitasl dulclnea "Sanat Yapım" www.dulclnea orf Cumnurty«ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle