Katalog

18MART2001.SAYI782 ettiler. Aldık, başanlı olamadı. Ama şimdilik. Ona bir dönem daha şans tanımakta fayda var. Üstüne gideceğim, kazanırsakhem Nihat, hem de Türk futbolu kazanacak. Bütün bunlar Turkiye'nin ortak hatası. Çok ilgiliyiz amabilgi almıyoruz. Insanlar çalışmalı, okumah, boş durmamalı. Bilgi alırsak çok daha büyük adımlar atarız. Biraz geçmişe dönelim. Geçmişi hiç unutmadım. Mahalle arasında limon kabuğuyla başladı benim futbol sevdam. Babam hiç istemedi futbol oynamamı, bu nedenle çok dayak yedim. Yaşıtlarımla oynarken hep ileride yer alırdım. Büyüklerle oynamak bir sevdaydı ama onlar da hep kaleye koy arlardı. Ne yazık ki başanh olurdum. Ne yazık ki diyorum, çünkü hayatım boyunca kaleciliği hiç sevmedim. lyi olduğum için de kaleden kurtulamadım. Çocukluk kahramanlarımz kimdi? Benim zamanımda Trabzon'da bir tek radyo vardı. Istanbul futbolunmerkeziydi ve tek iletişim kaynağımız radyoydu. Maçlan, yorumlan her şeyi radyodan dinlerdik. Trabzon dışına ilk kez 15 yaşındaçıkabildim. Benim kahramanım Şeref Has'tı. Ama ne ilginçtir ki onu hiç seyredemedim. Radyodan futbolunu, efendiliğini dinleyerek onahayranoldum. BirkezOrduMilliTakımı ile Lefter Trabzon' a gelmişti. Ne yazık ki ınaça giremedim. Arkadaşlarımın anlattığı kadanyla ona da hayran kalmıştım. Hayatımda YusufTuna' nın ayn bir yeri vardır. O da Ordu Milli Takımı ile Trabzon'a gelmişti ve kendisine karşı oynamıştım. Çok iyi ve çokcanayakın biriydi. Babanızın kızdığını söylediniz. Evet. Bizim zamanımızda futbolcu demek, işsiz güçsüz scrseri demekti. Ama zamanla bu aşıldı. Profesyonelliğe gcçildi. Tam profcsyonellik de tehlikeli. Bizim zamanımızdaki amatör ruhun bu döneme de yansıması şart. Amatör ruh kesinlikle olmalı.Futbolcularçokparakazansınlar,ama yüreklerini ortayakoymahlar. Şimdilerde Emre'nin genç yaşta çok kazandığından söz ediyorlar. Kcşke daha çok kazansa, çünkü Emrc gibi, Okan gibi bazı futbolcular herşeylerini koyarak oynuyorlar. Amatör ruhlarını asla kaybetmiyorlar. Trabzonspor'un yaşanunızdaki yeri... Nasıl olabilir. Her şeye karşın hayatımın engüzel günleri geçti. Şimdilerde çoküzülüyorum ashnda. Turkiye'nin Trabzonspor'a ihtiyacı var. Bunu herkes bilmeli. Trabzonspor'da teknik direktörken çok güzelişleryapıyordum.lleriyesağlam adımlar atıyorduk. Ama bir kaç maç sonucuyla ipimçekildi.Bana karşı haksızhk yapıldığına inanıyorum. tşime son veren Mehmet Ali Yılmaz yeniden göreve çağırdı ama bu kez ben kabul etmedim, çünkü kınlmıştım. Eski Trabzonspor nasıl ortaya çıkabilir? En büyük yanlış Trabzonspor' un başanlı olduğu sistemi inkar etmesi oldu. Trabzonspor' u başanya Trabzonsporlu ruhu taşımıştı. Bunun yerine yabancılan tercih ettiler. Aradabirtek Arçil Şotaikilisi vardı. Onlarıbileharcadılar. Trabzonspor'un birlikveberaberliğe ihtiyacı var. Amabubirlik ve beraberlik yemekleriyle, çekilen fotoğraflarla gelecek bir şey değil. Herkes yüreğini, dostluğunu ortaya koymalı. Ve hedef büyük konmalı. Bu Türkiye'de şampiyonluk değil, Avrupa'daşampiyonlukolmalı. Şenol Güneş'in hobileri neler? Büyük bir eksikliğe parmak bastınız. Türk insanının hobisi yok. Daha doğrusu kimse hobiye zaman ayırmıyor. Bu çok önemli.Bucksikliğimigidermckiçintenise başlamıştım ama belımdcn sakatlandım. Şimdi bol bol yüzüyorum. Aynca kitap hayatım boyunca iyi bir arkadaşım oldu.^ Kartpostal resimler Metin Eloğlu'nu ressam olarak mı bilirsiniz yoksa şair olarak mı? 1985 yılında aramızdan aynlan sanatçıyı yakından tanımak isteyenler "Kuşla Gelen Kartlar" sergisini gezebilir. • • • V edat Günyol onun için "Türk şiirinin bıçkın, hırçın ve külhan ağızlı, uçan şairi" demışti... Hakkındaki tek ınceleme/antoloji kıtabını ise Asım Bezirci hazırlamıştı. 1985 yılı Ekim ayında aramızdan aynlan Metin Eloğlu'nun kartpostalresimleri 24 Mart tarihine dek Yapı Kredı Kültür Merkezi'ndesergileniyor. "Kuşla Gelen Kartlar" sergisine eşlik etmek üzere yayımlanan kitap ise Metin Eloğlu'nun yaşamından ve resimlerinden kesitler içeriyor. Samih Rifat'ın kitap için kaleme aldığı "Kartpostal Arkası On Kısa Metin"den aktanyoruz... "Kavgacı, öfkeli, başkaldıran birkişilik. Ama gülmeyi, alay etmeyi de iyi bilir. Gençliğinden başlayarak "sol"a eğilimli. Ve başma çeşitli işler açar bu eğilim. Akademinin üçüncü yılında, bir arkadaşının meyhanede yaptığı bir gevezelik yüzünden tutuklanır. Iki ay "emniyette" kalır. Sonunda suçlu görülmeyip salıverilir ama okuldan kaydı silinmiştir. Kaydıru yenilemek için uğraşsa da başaramaz (o yıllarda okullar, sol eğilimli öğrencilerden işkillenmeye başlamışlardır besbelli). Konuk öğrenciyazılarak 1947'yedekdersleri izler. Resme duyduğu sevginin açık bir göstergesidirbu. 1947'de askere aluur. Izin sorunlan yüzünden orada da başı derde girer; altı ay hapis yatar ve toplam beş yıl askerlik ya par. Askerliği süresinde Diyarbakır, Sıvas, Malatya, Siirt, Bingöl, Elazığ'ı dolaşır. 1952'de terhis olunca Yıldız Bahçelcr Müdürlüğü'ne babasının çalışma alanına yazıcı olarak girer. Üç ay sonra yöneticiyle kavga ederek işten aynlır. İşsiz, sıkıntılı günler geçirir. Sonunda rcsim yardımına koşar. Resimle ve resmin yan uğraşlany la geçinmeye başlar. ömrünün sonuna dek sürecektir bu. 1955'te Kırk Bir Buçuk adlı mizah dergısindeŞckispirtakmaadıylayayımladığı Demokrat Aile adlı, bir perdelik güldürü yüzünden kovuşturmaya uğrar. "Aile mücssesesini tahkir" suçundan bir buçuk aya hüküm giyer ama cezası ertelenir. Ikınci şıır kıtabı Sultan Palamut'a daha basımevinde el konulur; "örf ve adâtı tezyif" suçundan kovuşturma açıhr. Eloğlu bu davadan da bir aya hüküm giyer, ama bu ceza da ertelenir. Başka bir kovuşturmaya rastlamıyoruz yaşamöyküsünde; ozan "yola geldigi" için değil, ülke biraz değiştiği içindir bu. Savcılann ilgisi şiirden başka yerlere yönelmiştir zamanla. Oysa Eloğlu, kendi alanında, kendine özgü, ince birbaşkaldınyı sonuna dek sürdürecek, "örf ve adâtı", yerleşik ahlâkı daha doğrusu ahlâksızlığı yaygın ikiyüzlülüğü, sevgisizliği insafsızca eleştirmekten hiçbir zaman geri kalmayacaktır."^