19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BAŞKENT GUNLERİ Mavi sevinci MÜŞERREF HEKİMOĞLU ayramdan önce ressam Mehmet Güler geldi Ankara'ya. Başkentli dostlan büyük sevinçle kutladı bu kavuşmayı. Bir akşam saatinde buluştuk, Büyükelçi Oktay Aksoy ve eşiyle biıiikte geçmişten bugüne uzandık güzel anılarla. Soğuk günlerde sıcak esintiyle ısındı yüreğimiz. Dostlaria birkaç saat özleme, gereksime dönüşüyor giderek, gerilimi taşımak, donukluğu aşmak için güç veriyor. Çevremiz giderek buzlaşıyor, dostlan yitiriyor, yalnızlığa, hüzne gömülüyoruz. Mehmet Güler'in gelişi de böyle günlere rastladı, onun deyimiyle mavinin sevincini duyurdu bize. diyor Pazarkaya. O günlerde önemli olaylar yaşanıyor Avrupa Birliği'nde. Brüksel'de toplantılar, başkentte ilginç tartışmalar ve yorumlar, sonra Avrupa'dan gelen bir konuk, Mehmet Güler, Kassel'de yaşıyor kaç yıldır, Almanya'nın kültür ve sanat kentinde. Aynca sanayi merkezinde. Ünlü Leopar tanklan bu kentte yapılıyor. Sanat yaşamı da büyük önem taşıyor. Mehmet Güler de Kassel'in yaşamında yer alan bir Türk sanatçı olarak ilgi topluyor. Güzel bir evi, atölyesi var. Kitaplan yayınlıyor, sergiler düzenliyor, büyük saygı ve hayranlıkla izleniyor çalışmalan. Başta Yaşar Komal, Orhan Pamuk, belli yazarlann Almancaya çevrilen .kltaplannı o resimliyor. Malatya'dan Kassel'e uzunlnce bir yolculuk bu. Köy kökenll bir ressamın mırtlu ve onurtu öyküsü. Beyaz duvara kömürle resim yaparak özünü tanıyor, yeteneği hızla getişiyor sonra. Gazi Eğitim Resim Dalı'nda okuyor, Kassel'e gidiyor, dört yıllık öğrenlmi bir yılda bitiriyor, yol bitmiyor, uzuyor giderek. Kassel de sürekli bir durak oluyor yaşamında. Güzel eşi Moryem Güler Türk çocuklanna ders veriyor, doğasından uzak olsa da insanına yakın yaşıyor Güler ailesi. u z çocuklan da mimariık okuyor. Yılda birkaç kez Türkiye'ye geliyor, sergiler açıyor, dostlarla buluşuyor, özlem dindiriyor, iyimserlik duyuruyor. Yazarken düşünüyorum, bu konumda sanatçılanmız çok değil, ama onlan yeteri kadar tanıyor, gerekli ilgiyi gösterebiliyor muyuz acaba? Onlan tanıtarak, başanlannı paylaşarak dünyaya daha çok açılamaz mıyız? Mehmet Güler Kassel'e çoktan döndü ama mavinin sevinciyle birlikteliğimiz sürüyor. Renkleri duvarda, anısı belleğimizde her zaman. Yitlk dostlara Jale Inan da katıldı son günlerde. Arkeoloji dalının partak yıldızlanndan biri. Kazılan, kitaplan, araştırmalanyla topraklanmıza soluk veren bir kadın. Teyzemin komşusu Erenköy'de. Masal yazan kızlardan biri çevremizde. Anadolu uygariıklannın gizemini açıklıyor, Side Kraliçesi diye anılıyor dalında. Taşa can, soluk veriyor. Kraliçenin sarayında güzel bir gecem var. Bilsay Kuruç, Uğur Korum, Murat Katoğlu ile birlikte bir Akdeniz yolculuğunun son gecesini arkeoioglar evinde geçirdlk Antalya'da. Jale Inan'ın konuğu olduk. Güzel bir sofra donattı bize. Kınk heykellerin öyküsünü anlattı sonra. önce paramparça, ince bir işçilikle bütünleşiyor, canlanıyor sonra. Arkeoloji dalını kadmlar yeşertiyor denebilir. HaJet Çambei'ler, Nimet özgüç'ler, Jale Inan'lar MuNbe Darga'lar dağlan, taşlan aşıyor, geçmişi bugüne ulaştınyor. Toprağımıza yeni bir soluk veriyor. Jale Inan da uzun soluklu bir kişi bu bilim dalında. ölüme karşın onun şarkısıyla çınlıyor dağlar, taşlar. ^ Kadmlar Türkiye'de deyürümüştü. ekonomik anlamda, insanlann sosyal gelişimi üzerinde ne tür etkiler yapıyor, onu sorguluyoruz. Biz adalet ve eşitlikle ilgiliyiz. Oysa küreselleşmc dendiği zaman en çok duyduğumuz şey nasıl daha fazla para kazanılacağı veya uluslararası şirketlenn nasıl para kazanacağı. Dünya Bankası ve IMF de yoksulluğa son vereceklerini söylüyor ancak bunu gerçekleştirmek için basvurduklan yollar hiçbir sonuç vermedi. Şu anda eksıkliğıni çcktiğimiz çözüm yokluğu veya fikir azlığı değil, var olan çözümlerin uygulanması için gerekli olan siyasi istek. Dünya Kadın Yürüyüşü ile siyasi kararlar verilmesini hızlandırmayı amaçladık. IMF, Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler'in nasıl bır dünyada yaşamak istediğimize dair güzel prensipleri var. Ancak bunu başarmak için yapılması gerekenler yapılmıyor. Dünya Kadın Yürüyüşü projesi üzerinde 1996 y ılından beri çalıştınız. Önünüze ne tür engeller çıktı? Genelde kaynak sorunu çektik. örgütümüz fazla büyük değil. Mali sorunlanmız oldu. Aynca iletişim çağında yaşamamıza rağmen kadınlara ulaşmakta zorluklar çektik. Baştan itibaren uluslararası kadın örgütleri yerine taban hareketi özelliğini taşıyan kadın gruplanna, her gün sıkıntı çeken, sorunlarla karşılaşan kadınlara ulaşmaya çalıştık. Bukolay olmadı. Bütünbağlantılanmızı kullandık. 1998 yılmın ekim ayında burada 65 ülkeden 140 kadının katıldığı bir hazırlık toplantısı yaptık. Dünya Bankası ve IMF ile görüşmelerin yapılacağı tarihJeri ve diğerfaaliyetlerinnelerolacağınısaptadık. Aynca isteklerimizı destekleyen herkesin imzalayabileceği ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan 'a sunulmak üzere "destek kartlan" adıyla bır imza kampanyası başlattık. Bu kampanyaya yaklaşık 5 milyonkişikatıldı. Yürüyüşe katılmayan ülkeler oldu mu? Yürüyüşe 159 ülkeden katılım oldu. Katılmayanlann çoğu küçük ülkeler. En acıklısı da Çin' in katılmayanlar ülkeler arasında olması.Çin'deÇinlilCadınlarFederasyonu ile ilişki kurduk. Projeyle ilgilendiler. Ancak şu veya bu nedenle katılmadılar. BildiğimizkadanylaÇin'defederasyonunharicinde kadın örgütü yok. Ayrıca federasyon daha başka kaynaklara ulaşmamızı hiç de kolaylaştırmadı. ^ * Fâdâration des femmes du Ouebec www.ffq.qc.ca [email protected] Ankara'ya gelişi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde açılan karma sergi nedeniyle. Iki yapıtıyla katılıyor bu sergiye. Gerçek sergi kitabında, uzun yıllann ürünlerini içeriyor. Yaşam öyküsünü de Kaya özsezgin anlatıyor. Bir renk şöleni oluşuyor sayfalannda, maviler, yeşiller, pembesi yoğunlaşan kırmızılar, san sıcaklaria Anadolu topraklannda selam gibi yerleşiyor belleğimize. Yağlı boyalar, ağaç basmalar, gravürier, dağlar, ağaçlar, Anadolu tannçalan gibi dikilen kadmlar, kimi mavinin sevincini, kimi yeşil özlemini, kimi sannın coşkusunu yansıtıyor, doğayla, insanla, dağlarla, denizlerle, düşle, gerçekle boyutlanarak yereli evrenselleştiren bir ustanın gizemi bu. ^lu?R>ji^^ls^^^HCflvî Şair Yüksel Pazarkaya'nın önsözü güzel bir boyut katıyor bu kitaba. Resim dalında bir ustanın portresini çiziyor birkaç satırla. Mehmet Güler'in resmi Anadolu insan ve doğasından, Anadolu'nun saklı ve açık kaynaklanndan doğmuş, bu kökeninden hiç kopmaksızın Almanya'ya serpilmiş ve oradan dünyaya açılmıştır. Uluslararası sergiler, koleksiyonlar, kitaplar, kataloglarta kendini her yerde kabul ettirmiştir. Gerçek sanatın sınır ötesi büyük ırmaklar gibi, yereli evrensele dönüştürmek olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir, Ressam Mehmet Güler, eşi Meryem ile Almanya'da Berlin 'de birgezide...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle