Katalog

CUMHURİYHTDERGİ p* tümdünyakörolur"Bence,Afganistan'da bombalardan kaçan bir aile için, hatta Bağdat'ta kucağındaki bebeği ishalden ölen bir anne için terorizm ile savaş arasında hiç ama hiçbir fark yoktur. Bugiin birçok insan, terorizme karşı "tek alternatifin", savaşa girmek olduğunu düşünüyor. Bugün birçok insan, Başkan'ın hep haklı olduğunu düşünüyor... Nixon zamanında da böyleydi. Taki, sonunda, uluslararası sağlıklı tepki patlamasıyla, üzerindeki dokunulmazlık haresi kınlıncaya kadar... Bizim buralarda (herhalde başka yerlerde de öyledir) sağ kanat çok iyi yağlanmış birmekanizmayasahiptir... Şimdi, terorizme karşı savaş diyerek terorizm uygulamak korkunç bir şey. Kendi içinde bu gezegende yaşamı sona erdirmek gücünü barındınyor. Şu anda Afganistan'da binlerce hayatı yok ediyor. "Terorizme karşı savaş", karşısında, gönüllü, üstelikgüçlü birordununoluşmasınayol açıyor. Bu savaş, kapitalizmi ve Batı'yı hedef alacak dev birordu yaratıyor. Washington'ın mantık dışı davranışmı durduramazsak, kendimizi gerçekten yok edebileceğimize inanıyorum. Vietnam'dan hiçbir şey öğrenmemişiz. Peki, sen, şimdiki sen, yani Joan Baez, ABDBaşkanıolsan,neyapardın? Hem Joan, hem başkan olamazdım. Çünkü ben pasifistim, barış eylemcisiyim, oysa bu devletin başkanı, aynı zamanda kara, hava ve deniz kuvvetlerinin başkanı ve komutanı... Bir gün uyanıp da kendimi başkan olarak görsem, o an istifa etmek zorunda kalırdım.... Ama belki de koltuğu bırakmadan önce derhal birini görevlendirir, bana Beyaz Saray' ın adres ve telefon defterlerini bulup getirmesini isterdim. Sonradanişimeyarardı... Joan Baez'in sorulanma verdigi yanıtlar burada bitiyor. Ancak kendisine, söylemek istediği başka ne varsa ekleyebileceğinisöylemiştim. Işteekledikleri: Keşke sizlere, deliliğe karşı çıkabilmek için aklı başında insanlann neleryapabileceğine dair akıllıca şeyler söyleyebilseydim... Açıkçası, kendinize karşı dürüst olun, hükümetlerin çizgisinin peşine takılmaktansa, kendiniz için düşünün. Bugün birçok akıllı insan, şiddet karşıtı eylemciler, aydınlar, tarihçiler, savaşmaktan başka yollar olduğunu da düşünüyor. Bunlarhareketegeçmeyebaşladı, en azından konuşuyorlar. Akıntıya karşı kürek çekmek cesaret ister. Zamanında, fazlasıy la erken öten horoz olma fırsatını yakalamıştım...Şimdilik,sirktiyatrosuna takılmayı sürdüreceğim, ocakta yeni albümümü yapacağım ve önümüzdeki ilkbahar başında darurneyeçıkacağım.O zamana kadar da konserlerde neler konuşacağımı, neler söyleyeceğimi bulmuş olacağım. Çok çabuk sevmeyi öğrendiğim Türkiye insanları rüyamagiriyor. Antik Efes'i, Boğaz'ın ışıltılı sularını, dağlannızı, ovalannızı,zümrütyeşilivelacivertdenizlerinizi, şarkılannızı ve danslarınızı düşlüyorum. Güzellikvemizah...Bunlar, insanı canlı tutan en harika şeyler. Bir de çocuklanmıza karşı duyduğumuz şefkat ve sevgi... Yalnız kendi çocuklanmıza değil, herkesin çocuklarına... ^ Sinop'ta olağanüstü katılımlı bir optimist şampiyonası düzenlendi. Birincinin kim olduğunu yelken camiası dışında kimse öğrenemedi. Halbuki, şampiyonaya, Hatay'dan Rize'ye pek çok ilden 137 tekne getirilmişti. Şu bizim optinıistler YAZI VE FOTOĞRAFLAR: OYA KOCA EĞRİKAVUK . . . T ürkiye Yelken Federasyonu'nun (TYF) programındaki en önemli yanşlardan birisi olan Türkiye Optimist Şampiyonası şimdiye dekgörülenenbüyükçaplıkatıhmlabu yaz Sinop Karadeniz Yelken Kulübü'nünbaşarılıevsahipliğindegerçekleşti. Şampiyonaya Adıyaman ve Eğridir gibiiçsulardahil, Hatay'dan Rize'ye hemen tüm kıyı kentlerinin yelken kulüplerinden 137 tekne getirilmişti. Bu olağanüstü katılım,taşradayelkene olan ciddi yönelimin işareti ve TYF yetkililerinin aceleyle yanaşma nhtımına uzatılan ahşap iskeleden optimistlerini peş peşe suya indirip, yelkenlerini rüzgârla doldurup start çizgisine seğirtiyorlardı. Cin gibi akıllı ve sağlam bu çocukların her biri bizim belirsiz, gelecekteki olimpiyatlara"yetiştirileceğitaahhütedilen"tesislerimizden daha şahane birer yatınm abidesiydi. Onlar belki 2004, 2008 OlimpiyatlanndaTürkiye'ninadınıyukarılara çıkaracak bir spor dalına emek veriyorlardı. Getirdikleri hareket ve canlılıkla.olağandışıbumanzarayıizleyen ev sahibi kentin miniklerine bir yandan hem örnek oluyor hem de bu spora yeni hevesliler, belki de geleceğin yeni yıldız ayrıca para harcamak zorunda kalıyor. RahatlıklabirTVanahaberbüIteninde görsel malzeme olabilecek nitelikteki "Optimist Şampiyonası" haberi yerel basının sınırlarına, rakiplerinin arasından sıynlarak birinci olan sporcunun başarısı ise kulüp duvarları arasına hapsoluyor. Su sporlarınaçok elverişli olan Sinop'ta Su Sporları Kulübü'nün yelken, yüzme, kürek branşlarıyla lokal ve kayıkhanesi tamamlanarak ilk hizmete giriş tarihi 1967. Ancak 1970'te TYF'nin bölgeye tahsis ettiğı sekiz adet optimist tekne ile gerçek anlamda yanşyelkenciliğine geçilebilmiş. llgisizlik ve kaynak yokluğu sebebiyle iki kez faaliyetini durduran kulübün binası zaman içinde GençlikveSporll MüdürlüğüLojmanı olarak kullanılmış, yelkencilere ise sadece kayıkhane ve bir tek oda ile yetinmek kalmış. Taa ki 1995'te bu spora gönül vermiş yedi eski yelkenci tarafından yeniden Sinop Karadeniz Yelken Ihtisas Kulübü (SKY) adı altında binasıyla, birikimliçalıştıncılanyla kapılarını açana dek! Son 5 yıl içinde Yelken Milli Takımı'na23 sporcugönderenSKY, 45 yelken kulübü içinde ön sıralarda. Sözü SKY Başkanı OkanAlpar'abırakırsak:"Başarı ile para arasında maalesef yelkende biraz fazlaca ilişki var. Yelken pahalı malzeme ile yapılan bir spor. Çok kısa süre önceye dek 5 mi lyar liraya beş adet optimist tekne alabilirken şu anda iki tane ithal yarış teknesini temin edemiyoruz. Teknelerimizin ikisi hariç tamamı devletin satın aldığı tekneler. Başarımızdan dolayı TYF'nin hediyesi bir tekne var. Ama kulübün düzenli gelirininolmasıgerek." Üç yıl önce çeyrek yüzyıllığına kiralanan kulüp binasımn restorasyonu ve işletimi için çözüm arayışlarında dernekçatısı altında "akçeli ışlcri döndürmenin zorluğu" meydanaçıkmış. Kulüp içinden, kulüp ilkelerine inanmış kişilerin gereken yatınmları finanse edecekleri bir şirket kurmaları en akılcı yol olarak benimsenmiş. OkanAlpar,parasızhktan işler durma noktasına geldiğindc sporbakanlığına başvurmuş. Hak edilen parasal desteği alan SKY yöneticileri inşaatınihayetbitirip, lokali bu y ılki şampiyonaya ucu ucuna yetiştirmiş. SKY, Sinop'ta yelkeni birokul sporu haline getirmeyi amaçlıyor. Kentin denizci geçmişini canlandırmak gereğinden hareketle ilkokul öğrencilerine temel denizcilik eğitim olanakları sunulup, öne çıkacak çocukların yarışçı olmak üzere yetiştirilmesi hedefleniyor. Bu yıl, 93 ilkokul çocuğu neredeyse üc j bu sporu Istanbul ve tzmir'indışınataşımaya yönelik çabalarının neticesi. Fakat o günlerde ülkemizde toplam kaç kişi bu sportif faaliyetin farkındaydı acaba? Zira, haftalar öncesinden basın bülteniy le duyurulmasına rağmen şampiyona sadece yerel basın temsilcilerinceizlendi.OysaTürkiye'nindörtbiryanından gelip Sinop Limanı'nın yat nhtımında buluşmuş yüz otuz yedi optimist teknenin, sabahlan rüzgânn oturmasıyla parlak güneş altında kamaşan Karadeniz'e indirilmesi başlı başına bir haberdi! Sabah küçük sporcular kendi yelkenlerinin donanımlannı taşıyor, hazırhyor, takıyor, kontrol ediyor, kumanyalannı yanlanna alıp direktifler verilir verilmez lannıçekiyorlardı. Sizler bunları göremediniz. Türkiye genelinde bir avuç insan dışında kimse, ülkede olağanüstü sayıda katılımlı bir optimist şampiyonası düzenlendiğini, hatta optimistin ne demek olduğunu bile öğrenemedi. 2000 yılındaÇeşme'deLaser Sınıfı Yelken Dünya Şampiyonası düzenlendiğini ve Karşıyaka'dan bir sporcunun birinci olduğunu yelken camiası dışında kimseninbilmediğigibi... Büyük medyada bu tür sportif faaliyetlerleilgiligelişmelerhepkenardatutuluyor. Eurobasket200l'eizleyici ilgisini derlemeyi "garantilemek" üzere milli takım sponsoru Garanti Bankası etkileyici "On lki Dev Adam" kampanyasına retsiz eğitilmiş. lçlerinden yarış sporcusu olarak devam edecekler yıl boyunca yağmur kar demeden her hafta sonu, yarış dönemlerinde de en az on gün boyunca her gün düzenli çalıştırılıyor. Her yaş için bir yelken eğitim ve buluşma noktası olması hedeflenen kulüpte yetişkinler ve üniversite öğrencileri için de bir denizcilik eğitimi ortamı yaratılacak. ^