Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7EKİM2001.SAYI811 layıcıîarından. Tarihe, dayanışma, enternasyonalizm ve ırkçıhk hakkında çağdaş tartışmalarayolaçacakbirbakışaçısıgetiriyor. • . Brock'ın 11 Eylül'den sonra Chicago Sanat Enstitüsü 'nde (SchooloftheArtlnstitute) düzenlenen "SanatveAct "konulu tartışmadayaptığı konuşmayıyayımlıyoruz: 21Eylüi,2001 Burada olmaktan mutluyum. Birkaç gün önce yaşanan olay lardan beri, birlıkte eğitim gördüğümüz öğrencilerin birçoğu gibi, ben de George Bush'a bir mektup yazmaya çalışıyorum. Onlara bu mektuptan söz ettim, ama henüz pay laşma olanağını bulamadım. Bugün tartışmama mektubumdan bir bölümü sizlerle pay laşarak başlamak istiyorum. Daha sonra bu mektupla sanatçıların acıyla nasıl haşır neşir olmayabaşlayabilecekleriyle ilgili görüşlerim arasında bir bağlantı kurmaya çalışacağım. Sayın George Bush, Dünyamız sıradan binlerce insanın akıl almaz boyutta ve anlamsız bir şiddete kurban gittiği, dehşet venci ve son derece üzücü bir dönem y aşıyor. Dünya Ticaret Merkezi 'ne gitmiş biri olarak, onlann yerinde benim, eşimin, ya da oğlumun, ya da başka bir sevdiğimin olabileceği gerçeğini kavrayabiliyor, onlann üzüntülerini, yitirmenin verdiği duyguyu yürekten paylaşıyorum. Yıkım sahnelerini izlerken, eğilip bükülen çelıkler, çevreye yayılan dumanlar ve çığlıklar içinde koşuşturan insanları gördüğumde, Hiroşima, Vietnam yada Irak'ta da yaşanan böyle bir şey olmalı diye düşundüm. 1992 y ılında ziyaret ettiğim, bü Vietnam 'da bir baba, ölü çocuğu ve kendisi için "yer" anyor... yuk ölçüde ABD destekli silahlı eşkıyalar tarafından yerleştirilen kara mayınlan ne dığını anlattığı öyküyü ammsadım. Ardın ğerlendirme yönünde birçağrı oiması gedeniyle milyonlarca kişinin öldürüldüğü, dan, burada, Chicago'nun güneyinde polis reken şeyi bir "av", "intikam" ve "misillebinlerce çocuğunsakatkaldığıAngola'yı olan veteşkilattabiryandanzirveyetırma me" çağnsmadönüştürdünüz. Kendinizi düşündüm. Özellikle de, Ruanda yakınla nırken bir yandan da yüzlerce zavallı zen sorgulamaya ve geliştirmeye ayırmamz rında köhne bir motelde yaşamını sürdü ciy i ışkenceden geçiren Jon Burge aklıma gereken zamanı, yok etme manevralanna ren, ailesini sorduğumda yalnızca yüzüme geldı. ayırdınız. Amerika'nın dünyadaki konuöylece bakakalan, dönüp yeniden baktıDünya Ticaret Merkezi 'ndeki o korkunç muy la ilgili bir diyalog ve tartışma olanağımda kan çanağına dönmüş, yorgun göz yıkıma tanık olduğumda, kafamdan bin ğıru ele geçirmişken bunu y ine biz Amerilerinin dolu dolu olmasından tüm yakınla lerce şey geçti. Derken, Siz George W'nun kalılann beyinlerini y ıkama girişimine dönnın öldüğünü anladığım, sakat askeri bu elemi bu savaşa dönüştürdüğünüzü nüştürdünüz. Nedense sizin ve yönetimiammsadım. Guatemala, El Salvador, Ni duy dum .Bir şey leri yen iden düşünüp de nizin, Usame bin Ladin ve köktendincileri v e karagua, Kongo ve Şili'yi. ABD'nin destek verip Fort Benning, Georgia'daki okulunda eğittiği ordular, diktatörler ve ölüm taburlannın yok ettiği milyonlarca insanı düşündüm. Nijerya'yı, Ogonıland'daki Shell petrollerini, köylerinden geçen çrplak ve petrol sızan borular arasında oynay an çocukları, bir zamanlann verimli, şimdi ise yerle bir olmuş, üzerinden yükselen koca koca alevlerin gecenin karanlığını sürekli gündüze çevirdiği topraklan düşündüm. Silah zoruyla atalannın topraklanndan kovulan Anrerikan yerlilerinin yaşadıklan umutsuzluğu, küçücük yaşlannda olgunlaşan o güzelim yavrulannın köle olarak uğradıklan bedensel ve ruhsal şiddet karşısında siyahi annelerin doğal olarak yaşadıklan üzüntüyü düşündüğümde mideme bir sancısaplandı. Sonra bir Yahudikadınınbana gözyaşlanna boğularak aktardığı, bebekken annesinin onu eteğıne sanp sarmalayıp Nazi Almanyası' ndan kaçınşını, neredeyse boğulacakken nasıl gıkını çıkartma Hayır, New York değU, Hiroşimtu. Afiika'da açhğın nedeniarandığındasonuca ulaşmak hiçdezor değü... çok iyi tanıdıgınız gerçeğine hiç değinmiyorsunuz.Onlansilahlandınp, özgürlük Savaşçılan adını takan ve Taleban hükümetine öncülük etmelerine izin veren ABDidi. SizveTaleban'uuelbirliğiyledevirmiş olduğu hükümetin, tüm kusurlanna karşın, kadınlara tam eşitlik sağlayan, yükseköğrenim görmelenne olanak tamyan ve onlan ortaçağın toplumsal geleneklerine boyun eğmeye zorİamayan bir hükümet olduğuna dıkkatinizi çekerim. Dahası, ABD'nin, yeryüzünü korumaya yönelik kimi temel önlemlerin alınmasını hedefleyen Kyoto sözleşmesıni ımzalamaya yanaşmayarak, Avrupa'daki dostlannıza asla işe yaramayacak bir fuze savunma sisteminı dayatmaya çalışarak ve başkalan sizin egemen olmanıza ve paradigmalan belirlemenize karşı çıktığı için, Birleşmiş Mılletler'in ırkçılık ile ilgili Dünya Konferansı'nı terk ederek, dünyanın geri kalan ülkeleri tarafından hiç de hoş karşılanmayan bir yolda ılerlediğı gerçeğine de hiç değinmiyorsunuz. George W. Bush, dünya vatandaşı olmanındışında,biryurtseverdeğilim.Oldum olası tüm insanlann acılannı içimde duyuyorum. Yüreğim, bu ulus devletten değil, emekçi ve yoksul insanlardanyana. Bayrak tutmayacağım ve yurtseverlik taslayan ezgilersöylemeyeceğim. Yitirenlerin acısmı yüreğimde duyumsayacağım ve bu acımın kısasa kısas bir mücadeleye dönüşmesine izin vermeyeceğim. Terorizmin sona erdirilmesi için tek yol başkalarının acı lanna her zaman ve her yerde ortak olmak, insan haklan ve toplumsal adaletin korunmasına çalışmak ve dünyanın neresinde olursa olsun tüm annelerin yüreğinin yitirdiği yavrusunun ardından aynı acıyla paralandığını bilmektir. Hlphop, şllr, Mr anna... Bu, George Bush'a yazdığım ve daha uzay ıp giden mekrubun yalnızca bir bölümü. Tartışmaya katılanlardan sanat ve keder konusundaki görüşlerini iletmelerini istiyorsunuz.Olanlarveyakınbirgelecekte olabıleceklerle ilgili üzüntümü ben bu mektubu yazarak ve her bölümünü sizlerle paylaşarak yansıtıyorum. Sizlere önerim, acıyı yeni tanıyan herkesin ruhunun daha da derinlerine inip başkalannın acısını içinde hissetmesine izin vermesi ve "bizim halkımız", "o insanlar" gibi kavramları dikkate almaması. Bu türkavramlara kendinizi kaptınrsanız, acı kavramının özüne inme yeteneğinizi yitirirsiniz. Acı, hepimizin içine düştüğü, hepimizin içine düşerek gelişip olgunlaştığı birkuyudur. Sanatta acıyı tanımak istiyorsanız size önerim AfroAmerikan ilahılerine, hiphop müziğine kulak vermeniz," Yüreğimi Yaralı Dize Gömün" şiirini okumanız, dört çocuğunu tek başına onca ekonomik güçlük içinde yetiştirmeyeçalışanbıranneyle sohbet etmeniz, Nikaragua ya da Meksika'daki bir köyü ziyaret etmeniz, y a da Chicago'nun Batı Yakası'na uzanıpbir göçmenin, bir evsizin, ya da cinsel tacize uğramış birinin gözlerindeki ifadeyi okumanız. Yaşamlannı sürekli acıylayoğrulup, sürekli yitimlerle sürdüren insanlar var. Bu insanlar burada, sizlerin dünyasında. Onlann yaşam çabalanna ve boğuşmalanna kulak verin. Onlann bu öykülen anyı dile getiren sanat konusunda sizlere bir aynatutacaktır.^