04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

11 Eylurden sonra butun dunya basını clddi blr sınav verdl. Bu sınav ham polltlk, hem estetik hem de okonomlk algılamalarla llgiliydi... Örneğln Fransa'nın an çok dinlanan radyosu, Amerikalı yönatlcllardan daha atlk davranarak Bln Ladln'l va tüm Müslümanlan hedef gösterdl. Öte yandan yaşananlar gazetecllar içlnffaclaolmaktan çıkıp "basdöndühicü coşkıTya donuyor; gerçek, artfstlk görüntülerle kaydınlıyordu... NUR DOLAY ew York ve Washington'da 11 Ey lül 'de yaşanan korkunç olaylarmedya ve gazeteciler için bir sınav oldu denebilir. Kamuoyunun "yönlendirilmesi" konusunda herhalde Bush 'un veya herhangi bir devlet başkanının ya da pol itikacının konuşmalarından çok daha fazla ağırlık taşıyordu medyanın aktardığı göruntüler ya da yaptığı açıklamalar. Ve pek çok ülkede, pek çok basın organı için "yönlendirme " idi genellikle söz konusu olan. Haberdar etme ya da bilgilendirme değil. Fransız basını bu Amerikan yanlısı ve Arap karşıtı yönlendirmenin basını çekti denebilir. öyle ki insan, CIA'nınbile onlardan öğreneceği çok şey var, diye düşünebilirdi. Çünkü daha olayın ilk saatlerinden itibaren Fransız basını, birde Israil yetkilileri suçluları belirlemiş ve sanık sandalyesine oturtmuşlardı bile: Kim olacak, tabii ki Müslümanlar. Daha doğrusu Araplar... Olayın önemi karşısında bütün basın organlan günlerce programlannı durdurarak yayınlarını sürekli bu konuya ayırdılar. Ama şaşılası bir şekilde televizyon, hatta hafif eğlence programlarıylabilinen özel kanalTFl bileağırbaşlıbirtavırizledi: Sadece görüntülen y ansıtarak fazla abuk sabuk yorum ve tahminler yapmaktan kaçmdılar. Gerçekten işlevlerini eriformasyon Medyanın sınav günleri N lasınırlamışlardı. Nevarkigöruntüavantajına sahip olmayan ve devamlı anteni sesle doldurmak zorunda olan radyo için aynı şeyi söylemek olanaksız. Oysa ki böylesi durumlarda radyonun önemi diğer basın organlannın üzerine çıkıyor. Çünkü işinde, yolda, sokakta veya evinde işe gitmeye hazırlanan insan, televizyon karşısına çakılma veya oturup gazete okuma olanağına sahip olmasa da bir kulağı radyoda olabiliyor. Ne yazık ki en önemli ve en yüksek dinleyici kitlesine sahip bir kamu kuruluşu olan France Inter herhalde görevini en kötüye kullanan yayın organı oldu. 12 Eylül sabahıdoğalolarakkitlelerinkafasında.bu olayın suçluları hakkındabirçok soru vardı. Bin Ladin bunlardan sadece birisiydi. Diğer olasılıklar Japon kent gerillalarından Moskova'ya, Bağdat'a, küreselleşme karşıtlanna, Amerika'nın içindeki dini tarikatlara, bunalımlı Körfez Savaşı kahramanlarına kadar uzuyordu. Ama France Inter için geçerli olabilecek tek bir ipucu söz konusuydu ve bu hiç kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ArapMüslüman iziydi. Bunun aslında sadece bir varsayım olduğu ara sıra belirtilse de başka hiç bir varsayım öne sürülmüyor, başka hiç kimseden kuşku duyulmuyordu. Olayın ilk dakikalarmdan başlayarak izleyen günlerde hep aym tek varsayım üzerindeenineboyunatartışıldı, Islam üzerine uzman olduklan söylenen kişiler stüdyoyaçağnlarak görüşleri alındı, analizler yapıldı, dinleyicilerdenbukonudagelen sorularyanıtlandı.Üstelikdeikide birde bütün Müslümanlann suçlanamayacağı, Bin Ladin'in diğer Müslümanlarla aynı sepetekonulmaması gerektiği vurgulanıyordu, ama böylesi bir isteri içinde olan olmuş, herkesin kafasına Islam eşittir terorizm düşüncesi öyle bir yerleştirilmişti ki... Oysa ki daha Amerika, hatta Bush bile henüz hiçbir varsayım dile getirmiyordu. Fransız basınımn isterik yaklaşımı karşısında Amerikalılann soğukkanlılığı neredeyse şaşırtıcıydı. Bütün bu yaygaraya rağnıen radyodakilersık sık çok ölçülii ve saygın bir tutum takındıklannı y ineleyerek kendilerine övgüler düzüyorlardı. Programlar sürekli dinleyicilere açıktı, telefonla katılıp soru sorma olanağı vardı, ama Amerika'nın ektiğini biçtiği şeklinde farklı düşünceler ifade edildiği anda ya da ABD'nin çeşitli ülkelerdeki terörist eylemleri anımsatıldığında, bunlara cevap bile verilmiyor, "müstehcen" diye azarlanıp kesiliyordu. Radyo programlanna çağnlan konuklar yeni bulunan bu terime dört elle sanlmış, yanıtlayamadıklan her soruya"müstehcen" damgasını vurupçıkıyorlardı. Daha sonra ABD açıkça Bin Ladin ve çevresindekileri olaydan sorumlu tutunca, radyoda Arap müziği yayımlanması bile yasaklandı. Tabii bunuresmi bir şekilde veya yazılı emir olarak bildirmedi yöneticiler, ama program yönetmenlerine çatlak ses Daniel Mermet'nin her gün bir saatbüyükbirdınleyicikiUesine seslenen "Eğer Oradaysam" adlı programından geldi. Bütün programların kaldırılıp radyonun sadece terörolayınakilitlendiği ilk üç gün geçtıkten sonra Mermet nihayet kavuşabildiği programında inadına Arap müziği dinletiyor, inadına "müstehcen" sayılarak çenesi kapatılan dinleyicilerin bu konuda sözlü direktif verildi. Bir tek Acının "sanat"ı yapıldı fotoğraflarda...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle