Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 Bu yıl dördüncü kez bir araya gelen Yunanlı ve Türk seramik sanatçılan, güncel ve baskın politikalann dışında üretim yapılabileceğini kanıtlıyorlar. Beyoğlu Sanat Galerisi'nde süren sergi, izleyiciyi eserler kadar "niyef'iyle de etkiliyor. malzemelerinden öte bir yerlerde ortaya çıkmaktadır: Niyetlerinde... Buniyet farklılığı, sanatçıya doğrudan doğruya "daha iyi", "daha doğru", "daha sanatsal" vs. gibi göreceli nitelıkler y üklemez elbette; fakatonlansıradan "show"lardankesinlikle ayırır; işte bu ayrım, güncel sanatın içinde yer alması gereken radikal bir tavrı işareteder. Otavır; meşrulaştınlmayaçalışılan, bütüncül tanımlara maruz bırakılan sanat kavramının, yeniden tekilleşme eğilimine olanak verebilir. işte (kanımca) Türk ve Yunan seramik sanatçılarının etkinliklerini bu "nıyet" açısından değerlendirmeliyiz. Etkinliğinbaşladığı ilkyıldan bu yana, "sanatçı kadrosu"nun pek değişmediğini göz önünde tuttuğumuzda ve sanatsal yöntemlerinin aynılığı da (seramik) düşünüldügünde, bunun neredeyse bir"eylem"edönüştüğübileaklagelebilecektir: Güncel ve baskın politikalann dışında kalmak, bunu yaparken sanatsal bakımdan özel bir yöntem benimsemek ve ondan vazgeçmemek, bunları sürekliliğe ulaştırmak ve sonuçta da; altenıatif bir dünya görüşünü (empoze etmeksizin ve meşruluk alanlanna göndermelerde bulunmaksızın) içten içe sürdürmek... Bunu birperformans kararlılığından ayıran şey nedir? Elbette hiçbir şey... Sonuç olarak şunları söylemeliyiz ki; her şeyden önce Türk ve Yunanlı sanatçıların bir araya gelmesindeki neden, elbette rastlantısal değildır. Bubırliktelilc,herhangi iki ülke sanatçılarının çalışmaniyetlerinden ya da iki çahşma grubunun işbirlığinden çok ayn bir anlam taşır (kimileri Maro Kerassoti'den... Politikalara rağmen sanat EMRE ZEYTİNOĞLU ' "4. TürkYunan Seramik Sempozyumu", 10 Eylül'de Vitra Sanat Atölyesi 'ndeki çalışmalar ile başladı, atölye mekânında bir "raku" gösterisine sahne oldu, ardından da; Beyoğlu Garanti Bankası Sanat Galerisi 'nde açılan (19 Eylül10 Ekim) sergi ile devam ediyor. Sempozyumda Yunanistan'dan Chnsa Achimastou, Lily Bakoyannis, MariaKarakatsani, Kostas Karakitsos, Pericles Kontoninas, Maro Kerassoti, Vera Siaterli, Christos Tsimpourlas ve Maria Vlandi; Türkiye'den ise Ferhan Taylan Erder, Reyhan Gürses, Ayfer Kalsın, Meltem Kaya, Tüzüm Kızılcan, Ayşegül Türedi özen, Ayla Yüce Tuncer, H. Mutlu Başkaya ve Zerrin Ersoy Demırsuyeralıyor. llk kez 1998 yılında Midilli 'de gerçekleşen TürkYunan seramik sanatçılan buluşması," 1999 lzmır Alaçatı", "2000 AtinaRafina" ve "2001 lstanbul" toplantılanylasüreklilikkazanırken, iki ülkearasında yaşanan güncel ve olağanlaşmış polıtık gerilimleri pek umursamayan, kimi zaman meydana gelen güç gösterılerini ustaca dışlayan (Kıbns kapışmalan, Kardak senaryolan,vs.),çoğunlukla seramik sanatı çevresinde iletışimkuran "politikalardışı"biretkınlikdoğmuşoldu. Aslındadüpedüz,sağlambirpolitikanınyapılanmasıydı bu. Diretmeci merkezi politikalann çevrelediği bir yaşam içinde, sanat yoluyla alternatifbir politika yaratma süreci denenmekteydi. Üstelik sözkonusuetkinliğin yürütülmesi iki ülke arasındaki sorunlar yüzünden zorluklarla karşılaşmıştı ama; asıl zorluk sorunlara yalnızca sanatla y anıt verme yönteminden kaynaklanıyordu. Çünkü sanatın pratik yaşam üzerindeki "eleştirici" etkisi.günümüzdetümüyle yok olup gitmiş ve büyük organizasyonlann "show"lan önem kazanmıştı. Bugün sanatın elinde kalan nedir; toplumsal yaşamın ideolojik dayatmalannı kırma gücü mü, yoksa ütopyalann krallığını ilan ettiği günlerdeki anılar mı? Sanat hâlâ, egemen sistemin alternatifi midir, yoksa tekillik ile evrensellik arasındaki şaşırtıcı birçakışmamı? Belki hiçbıri değil; yaşamın kendisinin estetikleştiği, "işte! nihayet ve gerçekten estetikleştiği" söy lenryor; sanat artık vitrinlerde, televizyon haberlerinde, dergi posterlerindç, duvar rlanlannda, müzik kHplefınde, süpermarket raflarında, o raflan görüntüleyen güvenlik kameralarında, orta sayfa reklam fotoğraflannda, bilgisayar oyunlannda ye büyük organizasyonları barındıran mekânlann dekorasyonunda. Geleneksel estetikle ilgilenen özerk sanat, bir simülasyon olarak görülüyor; tüketim nesneleri ile gerçek, sanatın ta kendisidir (belki de öyledir; olabilir. Bu, kabacabirbakışla; sanatçının üretim ve tüketim arasındaki ideolojik mesafeyi, uzak ya da yakm tutmasıyla ilişkili bırtartışma konusudur)... Yeni piyasaya sürülmüş bir ilacın romanı, kent meydanında süzülen bir otomobilin müziği ve cep telefonunda fılizlenen ilahi aşkın kısafilmi...Doğallıklabuyazının;nefark1 gerekçeler sonucu ortaya çıkan sanat yo1 rumları arasında tercih kullanma, ne de o gerekçeleri yeniden tartışmay a açma gibi Ayfer Kalsın 'dan... Ferhan Taylan Erder'den... Dördüncü kez bir araya gelen Yunanlı ve turk sanatçüar birlikte... bir niyeti olamaz; amaaynı yazı, şu soruyu gündeme getirmeden de edemez: Eğer sanat denilen "şey" tüketimin içinde eriyip gitmişse, o halde sanatçı denilen bir grup insan, varlıklarını "show"lann dışında nasıl ve niçin sürdürüyor ve onlar, örneğin bir Hollyvrood stüdyo animatöründen hangi özellikleriy le aynlıyor? Sanatı show 'dan ne ay ınr? Yukandaki soru; sanat konusunda bitmekbilmeyen "sanatçı nedir" tartışmasını hedeflemiyor ama; ne sanatın ne de sanatçınm, büyük organizasyonlann ve meşru pol it ikalanndümensuyunda gitmek zorunda olmadığı gihı çok sıradan bir şeye dikkat çekiyor; Artık "show"a ortak olmayan sanatçılann seçimleri, yapıtlanna yükledikleri biçim çözümlemelerinden, sürekli biçimde; böyle biretkinlik ile işadamlan arasındaki ilişkiyi özdeşleştirmeye çalışmışsa da, bu anlamlı bulunmamıştır). Söz konusu birlikteliğin, salt duygusallıktan (ki, o da mevcuttur) ibaret olmadığı, onun kendiliğinden alternatif ve empoze kaçınan bir politikaya neden olduğu da yadsınamaz. Bu durunı günlük yaşam dan çok sanatı etkileyen, iktidarlann ve onlann meşruluk yaratıcılannm ısrarcı ve yukardan sanat tanımlarını bozan (şüpheli hâle getiren) bir birlikteliğin ürünüdür. Sergiy i gezen ızleyici tarafından, galeride yer alan seramik yapıtlann değil (bu ıkıncı plandadır),sergıninoluşturulmanıyetının önemi algılanmalıdır. Çünkü asıl sanat yapıtı; bir "eylem" olarak, tüm bağlamlarıyla birlikte sergi sürecinın kendisidir. ^ Chrisa Achimastou'dan... ' ' *