Katalog

CUMHURİYET DERGt Operasyon sonunda saat 14.00 civarında, gücümüzkesildi. Koğuşa girdilcr. Aramızda olan uzman çavuştan haberlcri yokmuş ki, onu da tutuklu sanıp bizimle birlikte dövdüler. "Ben komutanım, ben komutanım" diye bağırarak ellerinden kurtuldu. Hepimizin ellerini arkadan kelepçclcyerck yere yatırdılar. Bu sırada ıçi demır çubuklu coplarla vurmaya devam ediyorlardı. Yarı baygın tutuklulan arkadan kelepçel i kollanndan havaya kaldırıp hem copla kıyasıya vuruyorlar sonra yere çarpıyorlardı. Bu sırada benim sağ kolum iki yerinden kınldı. Bazı askerlerin ellerinde taşlar vardı. Bu taşlarla başımıza ve yüzümüze vuruyorlardı. Benim sol şakağım ve sağ alt çeneme bu taşlarla vurdular. Tbtukluların en ağır kınk ve yaralan bu kelepçeli halimizle döverlerken meydana geldi. Sonra sanınm birçoğumuzun öldüğünü sanarak, bizleri ikinci kattan üst üste aşağıya atarak indirdiler. Ben bu zamana kadar bilincimi kaybetmemiştim. Bazı kişiler ceplerimizi kanştmp paralan aldılar. Operasyonu yöneten, sanınm albay rütbeli kişinin valiy le telefon konuşmasını yan baygın dinledim. lçimizden 6 kişinin ölmüş olabileceğıni söylüyordu. Daha sonra bilincimi kaybettim. Ayıldığımda hastanede bir hemşire, üzerimdeki çamur, kurum ve kana bulanmış giysilerimi çıkanyordu. Çorabımın içinden çıkan 30 milyon lirayı, adının baş harfinin C oldugunu hatırladığım fakat adını tam olarak hatırlayamadığım asker aldı. Cezaevinden çıkanhrken ve hastanede yalnız benden 80 milyon liraahndı.Hastanepersoneli,hemşire ve doktorlar bize tıbben yapı labı lecek müdahaleleri yaptılar. Gözlerimizi temizleyip açık yaralanmızı pansuman ettiler. Başımdaki, yüzümdekı darp izleri ve şişlikler tehlikeli bir görünümde olduğundan beyin tomografim ve kolumun kınklannın röntgeni çekildi, kolumu alçıya aldılar. Gözlerim tamamen şişmiş ve aşın derecede kanlanmıştı. Daha sonra bir gözüm bıraz açı ldı ve az da olsa götmeye başladım. Doktorlar benim kolumun ameliyat edilmesine karar verdiler. Ortopedist doktor kan seviyemin düşük oldugunu, bu ameliyatın yapı labilmesi için üç litre süt içmem gerektığıni söyledi. Ben ölüm orucunda olduğumdan bunu reddettim. Ameliyat olmayı dareddettim. Daha sonra beni Ceyhan Cezaevi' ne getirdiler. Burada 5 kişi bir hücrede kalıyoruz. tdareden Sincan F tipi Cezaevi 'ne sevkli olduğum söyleniyor. Resmi tatil bitince göturüleceğim söy lendi. Burada idare ve personelden özel bir baskı ve işkence görmedim. Halen ölüm orucuna su, tuz ve şeker alarak devam ediyorum. Ceyhan Cezaevi 'ne yapılan operasyonun tamamı jandarma kameralan ile kayda ahndı. (30 Aralık 2000) AtılcanSADAY/ TKlPdavası tutuklusu Nakleden: BabasıtshakSADAY Tktuklu ve hükümlü yakınlan gehir dışına kurulan F tipi cezaevlerinin önünde beklediler... Kurta rılnıış hayatlar "Hayata Dönüş " operasyorilan önce televizyonlardan öğrenildi. Birgecesabaha karşı aynı anda 20 cezaevinden yükselen dumanlar haberlerin gerçekliğini de bulandırmıştı. tlk gunlerde ağırhklı olarak resmi açıklamalaryayımlayan medya acabagerçeğin ne kadannı aktarabilmişti? Günler geçtikçe tutuklu ve mahkumyahnlan gazetelere resmi açıklamalann çokdışında bilgileraktarmaya, adlimakamlarasuçduyurularında bulunmaya başladılar. Yaşananlarlailgili olarak CumhuriyetDergi'yeulaşanlardan bölümleraktarıyornz. CeyhanC«za«vi Ceyhan Cezaevi' nde operasyon 19 Aralık Salı sabahı saat 4.45 'te, haber verilmeden aniden başladı. C4 koğuşunda topiam 60 kadar tutuklu burada operasyona direndi. 20 kişilik bu koğuşa, tavandan açılan delikten 150 kadar bomba atıldı. Bu bombalann bir kısmı ses bombası, bir kısmı gaz bombası, birkısmı dayangınbombası idi. Ses bombası sadece patlama sesiyle işlevini yerine getiriyor, gaz bombalan patladıktan sonra işlevini tam olarak tespit edemediğimiz, ciğerleri zehirleyen, göz yaşartıp nefes almamızı güçleştiren çeşitli gazlar yayıyordu. Üçüncü tür bomba ise önce patlıyor, sonra yanmaya başlayıp, bir sure yanarak bulunduğu yerde yangın çıkanyor, sonunda da zehirli bir gaz yayıyordu. tlk on on beş bombayı patlamadan geri, dışanya attık. Bunlann bazılan çok sıcaktı ve peş peşe atıldığından bir süre sonra takatımız kesildi, diğerlerini atmayı başaramadık. Uzun süre ilkel yöntemlerle gazdan korunmaya çalışarak bombalann sebep olduğu yanmalan söndürmeye çalıştık. Yatak, battaniyegibibirçokeşyabuaradayandı. Bir kısmımızın üzerindeki giysiler de tutuştu. Koğuşun önündeki koridorun duvarı dışandan inşaat makinelerıyle yıkılmıştı. Operasyon güçleri zaman zaman koğuşa girmeye teşebbüs ediyorlardı. Bu arbedelerin birinde, Oktay ve Şevki adlı iki arkadaşımızı aldılar. Daha sonrakı bir saldında da, adı Sabri Ertel olan bir teğmenle, adı Hüsamettin Bayın olan bir uzman çavuş koğuşta bizim aramızda kaldı. Bu ikisi ilk önce çok korkup bizi öldürmeyin diye yalvarmaya başladılar. Biz onlann yaralannı, sıynklannı pansuman edip, sigara verdik. Sonradan sakinleştiler. Operasyon sonuna kadar, aşağı yukan beş saat yammızda kaldılar. Cezaevleri operasyonlan bugüne kadar resmi ağızlardan anlatıldı. Oysa tutuklu ve hükümlüler, avukatlar ve aileler vardı operasyonu yaşayan. Işte onlann önce cezaevleri kapısında beklediler, sonra çocuklarınm cenazesine katıldılar... Edirne'de Başsavcı'mn tutumu lstanbul Barosu avukatlan tbrahim Erdoğan, Mehmet Günscl, Mihriban Kırdök, Oya Ersoy Ataman vc Gülizar Tuncer 22 Aralık günü, 13.00'te müvekkilleriylc görüşmek üzereEdirneFTipiCezaevi'negittiler. tzin EdirneCumhuriyetBaşsavcısı'ndanalınacaktı. Başsavcıyla görüşme daha sonra tutanakhalinegctırilui: "...Kendisiylegörüşüpmüvekkillerimizle görüşmemizin sağlanmasını istediğimizde' Bana ne cezaevi orada gidin, ben bilmiyorum, kolunuzdan tutup cezaevine götürecekdeğilim'dedi.Bununüzerineenyetkili şahıs olarak ve Adalet Bakanlığı'nın ildeki temsilcisi olarak kendisiyle muhatap olmak durumundakaldığımızı söyledik. Birmeslektaşımız bundan sonraki süreçte sizinle görüşmelerimiz devam edecek, ama şu anki anlattıklan...