23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İmtina değil, nıilitanJık. HALtL TURHANLI S apkın tarikatlar, radikal gizemciler, düşgörücüler, ütopyacı sosyalistler, anarşistler, kızgınlar, hoşnutsuzlar vejetaryenliği daima politik bir duruş olarak benimsediler, aktörel bir diyet olarak savundular. Onlar içinvejetaryenlikinsanmerkezcibiryaklaşırru aşan, geniş mi geniş bir eşitlik ve kardeşlik anlayışının doğal sonucuydu. Bu nedenle, vejetaryenliği kadınerkekeşitliğiyle, banşseverlikle bir arada ele aldılar. özellikle feministler, insanın kendini üstün ve ayncahklı sayarak diğer hayvanlara zulmetmesini çok önceden eleştirdiler. Türler arasında ayınm yapmanm, türcülüğün (speciesm' in) ve cinsiyetçiliğin (sexism' in) birmadalyonun iki yüzü olduğunu vurguladılar. Aslında, kadıtılar ile hayvanlann yazgılannı Aristotle birleştirmişti. Batı'ya uzun yıllaregemen olacak politik teorisinde kadınları ve hayvanları politik hayatın ve etiğin dışında bırakmıştı. MargaretFullerveCharlottcGilmanPerkıns gibi önde gelen ilk dalga feministleri hayvan haklannın, vejetaryenliğin de sıkı savunuculanydılar. Hayvanlann denek olarak kullanılmalanna, bu amaçla kesilip biçilmelerine karşı yürütülen kampanyalann (antivivisection kampanyalarının) ön saflannda feministler vardı. Ataerkil toplumdaki durumlannın kesilmek, bedenleri yanlmak üzere bağlanmış, yatınlmış hayvanlannkin denpek farklı olmadığını düşunüyorlardı. Kartezyen düşünce rasyonel varlıklar olmayan hayvanlara karşı her türlü baskıyı, kötü davranışı, zulmü akıl temelinde meşrulaştınyordu. Duygulantanımayanbu soğuk mantığa göre ınsan akıl sahibi olduğu ve düşunebildiği için doğanın da efendisidir, doğadaki diğer bütüncanlılarüzerindemutlak Hayvan haklanna sahip çıkanlar arasında kadınlar hep öndeydi. Çünkü yazgılan birleştirilmişti... Vejetaryenlik de dahil orta sınıf duyarlılıklar hayvan haklannı Baruch Spinoza... korumaya yetmiyor... haksahibidir. Kartezyen düşünce, "öldürme gücüne tapınan" bir kültür inşa etmiştir. Bu kültürün içinde büyuyen eril ego, özünde dişil olan doğayı egemenliği altına almak ve denetlemek ister. Aynm kesindir: Akıl erkege aittir, duyguisekadına. Spinoza, Etik'inde, hayvanlann kesilmelerine karşı çıkmanın akılcı bir temelden yoksun olduğunu, bunun batıl inançlardan ve kadınlara özgü acıma duygusundan, merhametten kaynaklandığını ileri sürmüştü. Onsekizinci yüzyıl sonundaki bazı gelişmeler Spinoza'yı bir anlamda haklı cıkaracaktı. Onsekizinci yüzyıl sonlannda kadınlann kültürel hayatta görece etkinlik kazanmalan "kültürün duygusallaşması"na da katkıda bulundu. JeanJacques Rousseau ve Jeremy Bentham'ın doğadaki bütün canlılara empatik yaklaşımlan da duygusallaşan kültür içinde gelişti. Rousseau ve Bentham, insanın başkalarına karşı kötü davranmakla yükümlü olduğunu vurguluyorlardı. İnsanın başkalanna karşı bu yükümlülüğü onlann rasyonel var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle