24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 TEMMUZ 2000. SAY1 745 Oysa bu yüzyıllann Ortadoğusu'nda kentler her yönden adeta birbirleriy le yanş halindedirler. Kentler arası kervan yolları bakımlı düzenliydi, karayollan dışındadeniz ve ırmak kıyısındaki yerlcşim birimlerinde de ulaşım için su yolu taşımacılığı geliştirilmişti. Bu taşımacılığın ne denli ileri düzeyde olduğunu Onuncu Yüzyıl'da Bağdat'ta 30 bin kayığın varlığından söz ederek yansıtır yazar Ali Mazaheri, "Ortaçağ'da Müslümanlann Yaşayışı" adlı araştırmasında. Ayrıcabuçok genişkapsamlı araştırmada, bu kentlerin, insanların sıradan ihtiyaçları dışındaki gereksinmelerini de karşılamakta olduğuna işaret edilir, örneğin ikinci başkent Samarra'da halkı eğlendirmek için düzenlenen at yanşlannın yapıldığı çevresı birkaç kilometre olan bir alan ile pek çok hayvan türünün yaşadığı "ElHır" adlı bir hayvanat bahçesi hakkında aynntılı bilgi verilir. Batı'daancak 10. yüzyıhn bitiminedoğru beliren kilise yapma atılımı, 11. yüzyılda yavaş yavaş dev boyutlu yapıtlarla sürdürüİecek, bu oluşumu da Umberto Eco: "Sanki dünya kiliselcrden yepyeni beyaz bir örtüye bürünüyordu" diye anlatacaktır. Islamm yaydığı coğraryada ise 8. yüzyılda iyice yol alan cami yapımı 9. yüzyılda doruğa çıkacaktır. Ama şimdi sözünü etmek istediğimiz konu camilerin kendileri değil onlann işlevsel yönleridir. Camiler bu yüzyıllarda yalnızca ibadet edilen dinsel bir mekân olmayıp toplumsal yaşamın da merkezidirler. Insanlar dostlarıyla buluşmak, söyleşmek, yazarlann, şairlerin yeni eserlerini dinlemek, bir parti satranç oynamak, türlü türlü kutlama, tören ve kamu toplantılanna katılmak, dahası kılıç yutuculann, aley yiyicilerin gösterilerini seyretmek için decamileregidiyorlardı. Buarada, Islamın temel koşullanndan biri olan "Hac" olayının Bağdat'ın gelirinin başka kentlere (Mekke, Medine) akmasına neden olduğu ileri sürülerek eleştirildiğini, zaman zaman da Endülüs Emevı Halifelerince Hac'a gidişin yasaklandığını belirtelim. O keyifli yazıda fasulyeden sonra en uzun sözü edilen yenilik "menteşeli dümen"dir. 11. yüzyılda Normanlann lngiltere çıkarmasına katılan gemilerinde arkaya takılı bir kürek olduğunu, bunun çağdaş anlamdaki dümenin öncüsü sayılabileceğini, daha sonra 12. ve 13. yüzyıllar arasında geliştirilen bu kıçtan takılı menteşeli dümen bulunmasaydı, Kolomb'un Amerika'ya gidemeyeceğini ve bin y ılın sonrasının çok farklı birtarihe sahip olacağını söylerUmbertoEco. Doğu'nun Islam dünyasına bakılınca, Müslümantüccarlara ait 9. Yüzyıl'dan kalma anılarda Çin'in Kanton limanına vanşlanyla ve Çin sarayına kabulleriyle ilgili pek çok anlatı yer alır. Basra Körfezi 'nden kalkan bir geminin Hint Okyanusu'nu aşıp, muson rüzgârlanna dayanarak Çin'e varabilmesinin ancak menteşeli dümenle gerçekleşeceği kabul edilmektedir. Kara parçasının yakm olup olmadığını anlamak için güvercinlerin kullamldığı bu yolculuklarda kimi zaman deneyimli kaptanların, bahklann cinsinden de geminin yerini tahmin ettikleri söylenir. rak yerleştirilmiş delikli birkurşun borudan verilen suyla yavaş yavaş ıslatmaktan oluşuyordu. Varlıkh kişiler suyun içine koku koyarak odayı baharhavası ile durdurabilirlerdi. "Kubbetül Hayş' ın en çok kadınlara yaradığı, onlann yazgünlerinıçekilirkıldığı birgerçektir. Kadınlardinin öngördüğükoşullarda yaşayabilmek için kendilerine özgü, dışa kapah bir dünya kurmuşlardı. Yönetimler de onlann bu dünyalannda rahat etmeleri için gerekeni yapıyordu, örneğin kadınlann evlerin avlulannda çekinmeden dolaşabilmeleri için mahalle aralanndaki camilere ezan okuyacak kör müezzinler gönderiyordu... Aynı düşünccyle kadınlararası eğlencelerde çalacak körmüzisyenler yetiştiriliyordu. Gezgin kör satıcıların evlerde satış yapmalanna da ses çıkartılmıyordu. Yine de kadınlar bu dünyanın dışına çıkabiliyor, örneğin Kurtuba'da yüzlerce kadın kitap kopya etme işinde örgütlenerek çahşabilıyordu. Kentlerde peçe ile kırsal kesimde peçesiz sokağa çıkabiliyorlar, Berberi kadınlar ise peçe takmadan at üstünde, söz ge1 imi Marakeş' in sokaklannda hiçbir engele Nemllkubbe... uğramadan dolaşabiliyorlardı. Taa ki OnbiBatı 'da tanm alanlannın terk edilip ormarinci Yüzyıl'adeğin... na dönüştüğü yüzyıllarda Ortadoğu'nun Onbirinci Yüzyıl' ın başında ilk kısıtlama ekilebilecek topraklanna nasü özen gösteHalife Hakim'den geldi: Kadınlann sokağa rildiğini, bir tanm kitabı yazan tbni Vahşiçıkmasını tümüyle yasakladı ve bunun akya'nın kimi önerilerinden anlıyoruz. tbni samadan uygulanması için de kadın haVahşiya toprağı korumak için Islamın ölü mamlannı kapattı ve bundan böyle ayakkagömme usulüne karşı çıkarak ölülerin doğbıcılar kadın ayakkabısı y apmayacaklardı. rudan doğruya toprağa gömülmesinin topArdından bir tarikatçının Fas 'ta at üstünde rağı zehirlediğini, verimsizleştirdiğini ileri kenti dolaşan Berberi reisinin kızını saçlasürüp, en sağlıklı ve akıllı işin cesetlerin ya nndan tutup alaşağı etmesiyle, bubölge kakılması olduğunu açıkça ortaya koyar. 10. dınlanna da sokak yasağı başlatdmak istenyüzyıhn bilgi dağarcığı ölçüsünde ortaya di. konan bu koruma bilinciyle Ibni VahşiDüzenin değişimine ilişkin başka işaretya'nın belki de ilk çevrecilerden olduğu ler de vardı; antik Yunan yapıtlanm Arapsöylenebilir... ça'ya çevirmek içinkurulan "BeytülHikme" yönetiminin görüş açısı değişip daralBatı'nın ağır geçen kışına karşıhk tsmış, tek yöne bakar olmuştu. Düşünce özlam'ın doğduğu yayıldığı coğraryada da gürlüğü de aynı yolun yolcusu olup, yalnızaşın sıcağın egemenliği bilinir. Bu yüzyıllar böyle olumsuzluklarla çözüm aramanın Ba ca Islamsal boyuta yönelmişti. tı'dan beklendiğı dönem olmadığından, bu Bininci yılda Avrupa'yı kasıp kavuran ve toprağın insanlan "Kubbetül Hayş" (NemBertrand Russell'in çağımız Kızıl 1\ıgayli Kubbe) adını verdikleri bir sistemi, yani lar'ına benzettiği "Dilenci Tarikatlan" kadar "klima"yı yaratmışlardı. Bu sistem odanın olmasa da Karmatiler'in de Bağdat'ı tedirduvarlan boyunca asılan keçeyi, yatay ola ginettiği bilinir. KarmatilerbiraraKâbe'deki kutsal taş "Haceri Esved'M çahp, 20yıl saklamışlardı. Günlük yaşamda görülen aksamalar ise ekonominin durumunu anlatan birer göstergeydi: Tartıyla satılan ipekli kumaşa, ağırçekmesi için, hafifkolayapılmaya başlanmıştı; yalancı mücevher yapımımn ve bunlann gerçekmiş gibi satışının önüne geçilemiyordu; sabun yapımına bile kanştınhyor, sütler su katılmadan satılmıyordu; gülsuyu yerine şap ve karpuz suyu kanşımını satmak doğallaşmıştı; en kötüsü köfteler bozulmuştu!.. Bunlann nedenlerini ve olaylann gelişimini gözden geçirmemiz Umberto Eco'nun ele aldığı konularla sınırladığı yazının dışına çıkmak olur. Biz de Ustamız gibi yapalım, yalnızca şunu belirterek yazıyı noktalayahm: tlkbinin son yüzyılı Batı'da ağır olumsuzlukların yanında az da olda, geleceğe dönük aydınlıklann tohumunun atıldığı, Doğu'daise üç yüz yıllık artılann kemirildiği ve geleBu geniş ticaret ağında kullaceğe dönük olumsuzluklann nılan ortak para birimi Mısır Dibaşladığı bir döncmdir.^ nan'ydı.Dinar,9., lO.yüzyılls Avrupa açlıktan kırılırken Doğu 'da et vardı, ama sonralaru, lam dünyasının dolanydı ve gün geçtikçe de değeri artıyordu. Dokuzuncu yüzyılda bir dinar 13 dirhem iken 10. yüzyılda 150 dirheme yükselince satın alma gücü düşen Halifenin muhafız alayının, bu durumu protesto eden bir direnişte bulunduklan belirtilir. Ayrıcaheryıl Hac mevsiminde dinarın değeri yükselirmiş. Bu ticaretin dışsatım ürünlerinden biri olan camın üretimi 9. ve 10. yüzyıllarda çok artmış ve bu yüzden büyük kentlerde ambalaj malzemesi olarak kullanılır olmuştu. Bakkallarda pek çok yiyecek ve içecek üzeri etiketlenmiş cam kaplarda ve şişelerde satılırdı. Cam şişelerde satılan meyve sulannın en ünlüsü olan "Ishak el Vasıtı Meyve Suyu"nun etiketi şarap şişelerine de yapıştınlır, böylece yasak olan satış rahathkla gerçekleştirilirmiş... Şarap yasak olmasına yasaktı, ama Halife saraylarında bile içiliyordu; Harun Reşid'inunlüşairiEbuNüvas(öl.813)yalnız içmekle kalmamış keyifle içmenin kaç kişiyle olabilcceğini şöyle anlatmış: "Beşten azı yalnızlıktır, beşten fazlası ise pazar yeridir." DERGIDEN Merhaba Bu haftaki dergimizin kapak konusu, güldürünün en büyük ustalarından Nasreddin Hoca. Hoca üzerine en aynntılı araştırmayı Pertev Naili Boratav yapmıştı. Dünyanın değişik kütüphanelerinde sürdürdüğü çalışma tam 42 yıl sürmüştü. Ancak sıra yayın aşamasına gelince, kitap müstehcen bulunuvermişti. Çahşmayı sonunda Edebiyatçüar Derneği yayımladı da bu tuhafdurum son buldu. 700 yülıkfıkraları belden aşağı mıdıryoksa belden yukarı mı diye masaya yatırmakfanatik kafalara özgü bir marifetti. Çocuklarına yüksek sesle gülmemeyi öğütleyen bir toplum elbette güldürünün bele olan mesafesiyle deyakından ilgilenir. Hoca 'yı anlatan yazüardan birini beş yıl ö'nce yitirdiğimiz Aziz Nesin'denseçtik. Hâlâ ders kitaplarma girmeyen Aziz Nesin 'i ancak kitapçıya gidebilen çocuklarımız tanıyor. Türkiye 'nin önemli kalemleri hep muhalif. Bu nedenle de ders kitaplan onları yok sayıyor. Aziz Nesin de umuyoruz Nasreddin Hoca gibi yıllara meydan okuyacak. Ama onu fikralanyla değil, kitaplarıyla yaşatmamız gerekiyor. Ölümünün beşinci yılında Aziz Nesin 'i anmak isteyenler, onu tammayan bir çocuğa, bir kitabım armağan edebilirler... Önümüzdeki haftayeni bir dergide buluşmak umuduyla... Cumhuriyet Dergi Zeugma girişimine gönderdiğiniz mektuplar elimize ulaşmaya başladı. ZeugmaHasankeyf Forumu sonuç bildirgesine imzalanyla katılanların isim ve telefonlannı oluşacak bir eylem plarformuna aktaracağız. AJANSIBASIN VE YAYINCILIKAŞADINA BERİN NADİ • SORUMLU MÜDÜR: FİKRETİLKİZBGÖRSELYÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: ÇAĞDAŞ MATBAACILIK LTD. ŞTİ. • İDARE MERKEZİ: TÜRKOCAĞICAD. NO: 3941CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBUL TEL: (0212)5120505 BREKLAM: MEDYA C KAPAK DESENİ: TAN ORAL CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: YEDİ MAYIS HABER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle