27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURİYET DERG1 Cumhuriyet Dergi'de yayımlanan bir yazıda Umberto Eco, "Bizler bugün buradaysak bu fasulye sayesindedir" diyordu. Eco'nun "burada"yla anlattığı Avrupa'ydı, zaman ise ilk binyıl... Aynı tarihlerde bir de Doğu vardı, orada da tarih yazılıyordu ve... . : Doğu'mm fasulyeli binv ılı MERİÇ VELİDEDEOĞLU • ki tane bin yılı geride bıraktığımız 2000 • yılında gerek dünyada gcrek bızde ikinI ci bin yılı değil dc ilk bin yılı dcğerlen™ dirmekdahaöndeydi.Belkiaynıdurum üçüncü bin yıl bitıminde ikincı bin yıl ıçin söz konusu olacak. Bihndığı gıbı ilk bin yıhn yansından daha aşkın bir süresi Ortaçağ döncmine girer. Ortaçağın bu yüzyıllan, uzmanlann değerlendirmelerine göre, insanlığın en karanhk günlenylegeleceğinaydınlıklannıyaratacakanlann bırlikte yaşandığı bir süreç. Bu saptamanın o dönem dünyasının yalnızca Batı'sı yanı Avrupa için yapıldığına kuşku yok. Günümüzün en tanınmış Ortaçağ uzmanlarından bıri olan Umberto Eco'nun bu anlayış doğrultusunda kaleme aldığı vc ilk bin yılın Ortaçağ yaşamından kimi kesitlerverdiği vegeleceği bıçimlendirecekkimi buluşlardan söz ettiğı keyifli yazısı yeni yılın ilk haftasında Cumhuriyet Dergi'de yayımlandı. Pekiama,Avrupa'nındışındaörneğinhcmen onun doğusundaki coğrafyada ilk bin yılınOrtaçağrnda,8.,9, lO.yüzyıIlardaneler olmuştu? Bu topraklarda yaşayan insanlar sözgelimi Umberto Eco'nun Avrupa için söylediği o korkunç açlığı yaşamışlarmıydı? Usta'nın yere göğe sığdıramadığı ve "Bizler bugün buradaysak fasulye sayesinde buradayız" dediği fasulye onlarca da biliniyor muydu? O yüzyıllarda bu coğrafyada yeni bir dine inanan insanlann oluşrurduğu bir toplum yaşıyordu. Yedinci yüzy ılda doğan Islam dinininbirleştirdiği bu toplum, 8. yüzyıldaiyice yeşerttikleri biruygarlığın tırmanışını sürdürüp 10. yüzyıla ulaştırmışlardı. Başkentlerı Bağdat onlara yetmemiş, az ıleride yeni bir başkcnt Samarra'yı kurmuşlar, Dicle'den yararlanmak için açtıklan kanallarla her iki kentı de yemyeşil bahçeler içinde cennete çevirmişlerdi. öte yanda, Islam dini günümüzün dincileri gibi algılanmıyor, gerek yönctımde gerekse yaşamda yenilikler karşısında engelleyici bir öğe olarak kullanılmıyordu. Orneğin, üzennde halife kabartmalan olan para basılabiliyordu. Dahası, dinsel dogmalar akıl süzgecindengeçinlipaklayatkınolmayanlar açıkça yadsınabı 1 lyor ve bu görüşler camilerde, halife saraylarında ortaya konup tartışılabiliyordu. Daha da ılginci yönetim yani halife böyleeleştırelbirgörüşübenimseyip yaşama uygulayabiliyordu. örneğın Halife Memnun (786893), dini akıl çerçevesindc algılayan bırmezhebı (Mutezile), 2( yıllık saltanatı süresinde dcvletin resmi dır görüşü olarak kabuletmişti.Ayncabölgedc Araplann dışındabuyenı dını kabul edenleı sözgelimi Berberiler, kendi dillerinde ıbadeı yapıyorlar.ezanıBerbericeokuyorlardı... îşte şimdı Umberto Eco'nun, 8., 9., 10 yüzyıllarda Batııçınelealdığıkımikonulann bu toplumda ne kertede bılindiğıne, yaşandığı na, ne gıbı ayrımlar gösterdiğine kısacabırbakalımveUsta'mızgibıışe"fasulye"denbaşlayahm. Doğu'nun fasulyesi... Avrupa 'daancak 10. Yüzyıl'daekimiyaygınlaşan fasulye ve kardeşlcri mercımek, nohut bu coğrafyada yaşayan ınsanlarca yüzyıllardan beri tanınıyordu. Fasulye baş yemekleriydi. Fasulyenın yalnız bir türünü değil tam on iki çeşidini üretmişler, her birine özgüpişiıme yöntemini degeliştirmişlerdi. Dahası, bu denlı gözde bir yiyeceğin saptadıklanbirolumsuzluğunugidermekiçinbilim adamlan da işe kanşmış örneğin, dönemin cn ünlübilgini El Razi (öl. 935), kurufasulyenin gaz yapan maddesinden kurtulmak için kaynatıp ilk suyunu atmayı salık vermiş. Sözü ed) len yazıda bıtkısel protein kaynağı baklagillerin dolayısıyla fasulyenin değeri: "Fasulye olmasaydı Avrupa tarihi de kesinlikle farklı olurdu" saptamasıyla dile getiriliyor; böylecc Batı 'yı biçimleyen Hümanizma'nın, Rönesans'ın, Reform'un, AydınIanma'nın fasulye tüketimiyle bağlantısı vurgulanıyor. Eğerbugörüşbirgerçeği ortaya koyuyorsa, 8., 9., 10. yüzyıllarda tslam dünyasının bir Rönesans dönemi yaşamasını da aynı nedene bağlamakta bir sakmca olmamalı değil mi? Avrupa'da açlık ortalığı kasıp kavururken ve bu yüzden Eco 'nun dediğıne göre " Yoksul köylüler arasında yamyamlık olaylan yaşanırken..." bu coğrafyadaki insanlar sofralannda fasulyenin yanında eti de eksik etmiyorlardı. Ve "köfte" o yüzyıllarda daen sevilen et yemeğiydi; kalitesinin bozulmaması köfteci dükkânlannın yalnızca karakolların yanında açılmasına izin verilmıştı... Açlık vebulaşıcıhastalıklaryüzündennüfusu azalarak ıssızlaşan Avrupa kentlerinin, yakılıp yıkılmalarla da harabe görünümüne büründüğünü söyleyen Umberto Eco, aynca kentleri bırbırine bağlayan yollann ilgisizlikten ot yığınlanna dönüştüğüne de işaret eder. için yönetim tarafından korumaya alınmış,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle