Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mardin Cezaevi, babaoğul Yağmurdereliter. Bursa Cezaevi'nde bir açıkgörüş; Eşber, Sumru, Uğur ve anne YağmurderelL. fettiğimi düşündüm. O gün bende sinema karesi gibi kaldı: Abimin önce bacaklan gitti, sonragövdesi, en son kafası... Tannm dedim, burası bir kuyu, abimi kuyuya gönderiyoruz... Üç hafta sonra görüşe gittim, avurtlan çökmüştü, ilk defa saçlan beyazlamıştı. O Sinop'tayken bir hafta, uykusuz, bakanhkla cezaevi arasında gidip geldim. Cezaevleri Genel Müdürü, hücreden ahnması için cezaevi müdürüne yanımda faks çekiyor, cezaevi müdürü almadım diyordu. Sonunda aynı genel müdürün bir yazısını gördüm, "hücreden çıkarmayın" yazıyordu. Odasının kapısım tekmeledim, adamlan w EŞBER'DEN SUMRU'YA. 23.3.1979 Sevgili A, mektuplannın ikisini de aldım, tam karşılık verecekken; bir gece yatağımdan kaldırılarak Trabzon mapusuna getirildim. Burada yalnızım. Diğerieri kaldılar. Şimdi bir hücredeyim, bu üçüncü gecem. Eni boyu iki metreye yakın. Ben şimdi mağara devrinin değil hücre devrinin insanı olarak yazıyı icat etmeye çalışıyorum. Bu yazılan sökmek özel bir uzmanlık gerektirir sanınm. Ama şu anda olabilecek en büyük felaket hücrenin bir depremle yıkılması değil, elimdeki kalemin yazmıyor oluşudur. Kalemi de Ferhat'tan aldım. Şirin'ini yitirince dağları delemedığinden vukuat işleyip mapusa düşmüş, aklının yarısından çoğunu dışarda bırakarak... O bana arada sırada çay getiriyor... 31 Mayıs 1985 Bahar dışarda yaza dönüşüyor herhalde. Burada beton ve demir ısınmaya başladı. Ben de sırtımı güneşe çeviriyorum. ...Bugün kırk yaş çizgime ulaştım. Artık bundan böyle hep kırkımdan önce ya da sonra diye konuşacağım. "Kırk" lafını içine alan tüm atasözlerı artık beni ilgilendiriyor. Bundan beş yıl önce yolun yarısı diye yaşgünümü kutladığında yine mapustaydım ve çayla cigara vardı. Bakalım önumuzdeki kırklı yıllar ne getırecek. Bugün siftah dedim. Siftahı benden, bereketi tarihten... Hollanda'da 1945'ten bu yana her 5 Mayıs'ta Ikinci Dünya Savaşı'nın bitmesi nedeniyle etkinlikler yapılıyor. Bu yıl, ilkokul öğrencileri insan hakları savunucuları için kartlar hazııiadı. 89 yaşındaki çocuklann bir bölümünün seçtiği kışi Eşber Yağmurdereli oldu. Kampanyayı hazırlayanlara göre çocuklara bazı ülkelerde insanlann düşünceleri için hapsedilmelerini anlatmak kolay olmamıştı.^ 1984, Samsun Cezaevi, Uğur babasının gözlerini anyor... 1985 Samsun Cezaevi, Sumru ve Eşber Yağmurdereli açık görüşte.