Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 HAZÎRAN 2000. SAYI 744 yor, haberiniz var mı?" dedim. "Ben zaten yönetmeliktenanlamamki..." dedi. "Anlamadığınız belli oluyor" deyip kapıyı vurdum,çıktım. Denetim denenşeyin karşımıza duvar gibi çıkmasıy la arabeske mey dan vermiş olduk. "Caz yorumuyla Âşık Veysel" nasıl tepkileraldı? Albüm gayet iyi satıyor, halktan çok güzel tepkileralıyor. Zaten bu, en az yirmi beş senedir düşündüğüm bir projeydi. Çünkü Âşık Veysel'i dinlerken, söylerken içinde kendiliğinden bir caz unsuru buluyordum. Sürekli bunu nasıl yapacağımı düşünürken bir iki defa sahnede söyledim. Ama parasal nedenlerle bu projeyi bir türlü hayata geçiremedim. Aradan en az 25 sene geçti, Yapı Kredi Bankası'na başvurdum, böyle bir şey yapmak istediğimi söyledim. Bir örnek yaptık, beğenildi, tamam devam dendi. Böylece "Caz Yorumuyla Âşık Veysel" YKY Müzik'ten çıkmış oldu. Yapı Kredi Caz Festivali kapsamında bir de konser yaptım. Fakat nedense tekran yapılamadı, paramız yok diyorlar. Âşık Veysel türkülerinin caz yorumunu yaparken nelere dikkat ettiniz? Caz yorumu derken aslında işin yalnızca müzik kısmı caz yorumu. Âşık Veysel'in müziğinin özünü fazla bozmak istemediğim için, özüne sadık kaldım. Benim yorumum caz değil aslında. Mesela caz söyleyen Bulgarasıllı Yıldızlbrahimovatürkülerideğiştirerekyorumluyor. ÂşıkVeysel'eböyle bir şey yakıştırmam, bence gerek de yok. Ama bundan sonra başka bir çal ı şma yaparım, başka türlü düşünürüm bilmiyorum. Mesela ben Rumeli türkülerini de caz yorumuyla yapmak istiyorum. Bundan sonraki projeleriniz neler? Son çalışmam çocuklar için birCD. Onu daKültürBakanlığı ileyapıyorum,amabürokrasi felaket. Neredeyse iki sene olacak... Beş şarkıyı bitirdim, stüdyoya giremiyoruz, çünkü gelene hemen ödeme yapmak zorundayız. Gerisi için paranın de vamının gelmesini bekliyorum. Aynca müzikte otuzuncu yılımı bitirdim. Bir otuzuncu yıl kutlaması yapılabilirdi, ama yaptığım diğerşeyleri biletamduyuramıyorumki... Medyanerede cinayet, kepazelik onlannpeşinde. Ciddi bir şeye kimse eğilmiyor. Yalnız kalıyorsun tabii. Insan zaman zaman kendini dışlanmış hissediyor. Yunus Emre CD'niz yalnızca yurtdışında dinleyiciye ulaştı. Bu CD'nin Türk dinleyicisine ulaşması için bir girişimde bulundunuzmu? 1991 senesinde yaptım o CD'yi. O yıl UNESCO tarafindan Yunus Emre Sevgi Yıh ilan edildi. Avrupa ilgili, Fransa tanıyor Yunus Emre'yi. Fransa'da Yunus Emre dünyanın ilk büyük hümanisti olarak tanınıyor ve Sorbonne'da da ders olarak okutuluyor. Ben de dönemin Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'e Yunus Emre'yle ilgili birprojeönerdim. Dışişleri de projeyi Kültür Bakanlığı'nın elinden aldı, CD yaptı. CD çıktıktan sonra Avrupa ve Kuzey Amerika turnesine çıktım. CD yapıldı yapılmasına, ama halkıma ulaşmadı. Çok uğraştım, nihayet izin çıkardım. Şimdi projeyi yeniden Ada Müzik 'ten hayata geçiriyoruz. Tiyatroyla ilgili bir şey ler yapmayı dfişünüyor musunuz?' Tiyatro, Kelaynaklar'dan sonra devam etmedi maalesef. Dilek Türker'le bir projemiz vardı. Çok da ilginç bir oyun yazıldı bizim için, "Menapoz ya da Kırk Yılda Bir Rahmaninov". tki kişilik bir oyun düşünüyorduk, ama iş büyüdü. O zaman da yine sponsor bulamadık. Yani hepimizin derdi lıydı. AslındaTürkiye'dekimüzikdinleyicisinin de yoz müziğe karşı bir isyanı var. Bazı düzey li kanallar da bunun farkına vardı. Telefon açıp "Sizin gibi bir iki kişiyle program yapalım,gençleranlasınbumüziği değerin i" diyorlar. Böyle bir üzüntü, pişmanlık başladı yeni yeni. Yıllardır Anadolu müziğini alıp farklı bir şekilde yorumlayarak sunuyorsunuz dinleyiciye. Sizden sonra bu müzik tfirünü devam ettirebilccek birisi var mı Türkiye'de? Benim yaptığım iş türküyle sınırlı değil. Nâzım Hikmet'in, Yunus Emre'nin, Mevlana'nın cserlerini de besteledim. Bunun dışında, kabare türü oyunlarda da oynadım, Kelaynaklar, Sanatçının Kaderi... Son zamanlardainsanlar, "Niyebirileriniyetiştirmiyorsunuz?" diye soruyor. Ben de diyorum ki, "Herkes öyle birparagöz olmuş ki, önce para diyorlar." Benim dönemimde konservatuvar mezunu olarak bir ben, bir de Timur Selcuk vardı. Çoğu konservatuvarh olmamasınarağmen yine deortaya çok düzeylişeylerçıkıyordu. Şimdi çoğu konservatuvarh ama yapılan bir şey yok. Yapılan işlerprototip,çünküparaiçinyapılıyor. Âşık Veysel, türkülerini yorumlamanızı nasıl karşılıyordu? Konservatuarda öğrenciyken tanıştım Âşık Veysel 'le. Bir dinleti için gelmişti, ben deonunşiirleriniokuyordum. Sonra yıllar geçti, Kara Toprak ve Güzelliğin On Para Etmez'i yorumladım. Âşık Veysel çok ileri fikirl iydi, "Aferin Afşar, ağzına sağlık" derdi hep. Birçok konserde de beraber olduk, aynı sahneyi paylaştık. Yıllar sonra Anadolu turncsine çıktığımda o, Sıvas'ta hastanedeydi. O zaman gittim, gördüm. Daha ben ağzımı bile açmadan, "Bak sana kimi getirdik Veysel Baba" dediler. Elimi tuttu "Afşar hoş geldin" dedi. Nasıl bir duyarlılıksa bu... Ona sormuşlar, "Veysel Baba senin yaptığın müziği birileri bir şeyler yapıyor, Esin Afşar, Hümeyra falan... Ne diyorsun" "Vallahi, kimileri elmayı ağacmdan kopanr öyle yer, kimileri de komposto yapar" demiş. Caz Yorumuyla Âşık Veysel albümünüzün kapağında, "Veysel ileri görüşlüydü, ama bazı insanlar dur diyorlar..." diyorsunuz. Kinı bu insanlar? Eskiden TRT'de denetim diye bir şey vardı. O denetim öyle katı kurallıydı ki, benim gibi çoksesli halk müziği yapanlara hep engel olundu. "Vay efendim, sazla gitar bir arada olmaz!" Tam bir örümcek kafalılık. Âşık Veysel öldüğünde, Kerim Afşar onun belgeselini yapacak, şiirlerini okuyacak, ben de türkülerini söyleyecektim. Böyle bir proje hazırhyorduk Ankara'da. önce memnuniyetle karşılandı, tarih bile verildi. Sonra, Nida Tüfekçi, bu müzik çoksesli yapılamazdiyeengelolmayakalktı. Bunun üzerine TRT Genel Müdürü Musa Öğün'e çıktım, "Bu, Atatürk ilkelerine karşı gelmektedir" dedim. Çünkü Atatürk 34. nutkunda "Kendi müziğimizi çoksesli yapalım, çağdaşlaşuralun, ancak o zaman dünyaya açılabiliriz" dentiş. "Bizonunçizgisindengidiyoruz, bu adam böyle demekle Atatürk ilkelerine karşı çıkıyor" diye izah edince, Musa Öğün yumruğunu masay a vurdu, "Nida Tüfekçi de kim oluyormuş!" dedi. Açtı telefonu, "Bu program yapılacaktır" diye emir verdi. Program günü geldiğinde, Kerim Afşar teksti getirdi, "Al bunu güle güle kullan, hatıra olarak saklarsın" dedi. Engellemişler yine. Musa Öğün o sırada Erzunım Radyosu'nu açmaya gitmiş, onun yokluğundan istifade edip Nida Tüfekçi çıkttıış ortaya... Ben delirdım tabii... Musa öğün geldiği zaman gittim, kapıyı falan vurmadan güm diye girdim içeri, "Emirlerinize karşı gelini DERGIDEN Merhaba, Bu haftaki kapak konumuz tam 2 yıl 25 gündür hapis yatan Eşber Yağmurdereli. Onu çoğumuz unuttuk. Cezası 10 ay olan bir "suç " işlediği için infazı yakılan Eşber Yağmurdereli'nin 20 yıl daha hapis yatması gerekiyor. Çünkü onun durumu özel. O eski bir mahkum. Geçmişinde bir şartlı tahliye var. Böyle olunca da kitapta karşüığı 10 ay olan cezayı tam 22 yıl yatarak ödemesi gerekiyor. Halbuki o bir insan hakları savunucusu ve bir tiyatro yazarı. Her ülkeye lazım olan insanlardan biri. Ama nedense Türkiye onu hapiste yatırmaya kararlı. Onu neredeyse ömür boyu hapse mahkum eden bu sakilyasa maddesini değiştirmeye kimsenin gücüyetmiyor mu? Düzen öylesine tuhaf kurulmuş ki, hapse atılması, ceza yatması gerken kişilerin çoğu dışarda. Gelgelelim Eşber Yağmurdereli içerde. Ama işin acıyanı "Eşber konusu "nun unutulmuş olması; o içerde diye duyulan tedirginliğin geçmişte kalması. Acaba, Avrupa Birliği 'ne kabul edilmek üzere olan Türkiye Eşber Yağmurdereli'yi nereye saklayacak? Esin Afşar sahnede... *** Eski başbakanlardan Hasan Saka 'ya ait ailefotoğraflannın bitpazanna düşmesiyle ilgili yayımmız üzerine Saka 'nın uzak , yakın çoksayıda akrabası dergimizi aradı. Trabzon basını ve Trabzon Valisi de konuyla yakından ilgilendiler. Trabzon Valiliği yeni yapılmakta olan müzede Hasan Saka 'ya bir bölüm ayrırarak belge ve fotoğrafları orada sergilemeyi önerdi. Fotoğrafların çeşitli kişilere dağılmasındansa tekbiryerde korunması daha doğru olacaktı. Burçak Evren, Trabzon Müzesi ile Ephemera Derneği 'nin yapacağı bir protokol sonucu tüm fotoğrafları Trabzon Müzesi 'ne bağışlayacağını açıkladı. CUMHURİYETDERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: YEDİ MAYIS HABER AJANSIBASINVEYAYINCILIKAŞADINA BERİN NADİ • SORUMLU MÜDÜR: FİKRETİLKİZ • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: ÇAĞDAŞ MATBAACILIK LTD. ŞTİ. • İDARE MERKEZİ: TÜRKOCAĞICAD. NO: 3941CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBUL TEL: (0212)5120505BREKLAM: MEDYAC KAPAK FOTOĞRAFI: ERZADE ERTEM Afşar, tiyatroyu da denedL. Müzikte otuzyıh geride bıraktu.,