23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 MAYIS 2000. SAY1737 bu duruma alışık değildi. tdari olarak en büyük zorluğu da biz çektik. Çünkü biz hem öğrencilen hetn velılen hem de öğretmenleri ikna etmek zorundaydık." Herkes başlarda bocalasa da daha sonra herkes alışmış pansiyona ve ögrencilerine. Otuz köyden gelen üç yüz öğrencinin kaynaştnasıve pansiyona alışmalanzorolmuş. Turan, "öğrenciler, imkânsızlıklar ortammdan; suyu, elektriği olmayan köylerden buraya geldiler. Dolayısıy la buraya alışmalan uzun bir süre aldı" diyor. Müdür Refik Turan'ın öğretmenlerle birlikte mücadele ettikleri birbaşkakonu ise, öğrencilerin ailelerinden getirdikleri batıl inançlar. Ayda bir pansiyona kuaför geliyormuş. Birçok öğrenci önce tıraş olmak istememiş. Tıraş olanlar ise ağlıyormuş. Uzun bir süre müdür ve öğretmenler bunun nedenini araş tırmışlar. Turan şöyle diyor: "Doğu'da kış şartlan daha ağır olduğu için aileler çocuklar saçlannı kestirmesinler diye türiütürlü şeyleruydurmuşlar. Saçını kestirirsen, ailenden birisi ölür, boyun uzamaz, günah ışlersin gibi." Bu sorun da öğretmenlerin gayretiyle zamanla aşılmış. Yine günde birkaç öğrenci ranzadan düşüyormuş. Zamanla bunlar da azalmış. Kadro eksiği bulunan pansiyonun idari işlerinde bir aksaklık yok. Işlerin aksamamasının en büyük nedeni okulun kendi bütçesinin oluşu. Turan, "Bakanlıktan ödenek okul adma geliyor. Bizhertürlüihtiyacımızı yönetmeliğe uyarak alıyoruz. Bu bürokrasiyi azaltıyor. Bize de zaman kazandınyor. Valiliğm, Milli Eğitim Bakanhğı 'nın bu gibi okullara desteğı fazla. Bu da zorluklan aşmamızda büyük bir etken" diyor. Yatıh öğrencilerin okula gelmesiyle okulun öğrencıleri civar köylerin öğrencileriyle ilk kez tanışmışlar. Aralannda küçük kavgalar çıksa da bir yılın sonunda birçok şey aşılmış. Müdür Refik Turan, yatıh okulda öğrenim görmenın zor olduğunu söylüyor. "Anne, babalanndan ayn kalan öğrenciler zorlukyaşıyorlar ama Iğdır'da böyle bir okulun açılması üç yüz öğrencinin makus talihlerini yenmek için bir şanstır. öğrencinin köyünde okul yoksa, bu öğrenci okumayacak, okumadığı için de belki askere gidene kadar köyünden çıkmayacak. Birbakımahayata gözlennı açamayacaktır." Okula kayıtta da hiçbirbürokrası uygulanmıyor. Okulubulunmayan köylerin listesı okulda olduğu için. öğrenci ikâmetgâh belgesi ve nüfus cüzdanı fotokopisiyle kayıt olabiliyor.^ Yemekten öıtce ve sonra buradalar. 17 Ağustos depreminin yaralannı kendi araç gereçleriyle sarmaya çalışan dünya yazarlannın kitaplan, şiirleri, mektuplan, desenleri 27 Mayıs'a kadar Yapı Kredi Kültür Merkezi Seraıet Çifter Kütüphanesi Salonu'nda sergilenecek. Sergide Umberto Eco, Paul Auster, John Berger, Susanna Tamaro imzalı kitaplar, mektuplar ve şiirlerdeyeralıyor... Paul Auster (üstte), Susanna Tamaro... öğrencüerden Nahide... Yer sarsıldığında S adece Türkiye'de değil, dünya genelinde bir dayanışmanın bir örneğine tanık olduk, 17 Ağustos 1999'da. Depremin yıkımı onanlmayaçalışıldı. IştebusüreçteTürkiye Yazarlar Sendikası da dünya yazarlanna bir çağnda bulunarak depremin yolaçtığı manevı yıkımm ortadan kaldınlmasınakatkıdabulunmalannı istedi. Buçağnya Meksika'dan Finlandiya'ya, Amerika'dan Amavutluk'a dünyanın dörtyanından yanıt geldi. Işte o yanıtlardan örnekler: mi kurbanlanna. lyileşsinler ve hayatta kalsınlar. Umberto Eco: imzalı bir kitabını iletti. Angela SommerBodenburg: Türk dostlanmaen ıyı dıleklerımle. John Berger: Bu kesik ipek parçası, şu anda bana öy le geliyor ki, yüreğinızle hemen tanıyıvereceğiniz bir şey olacak. Sizinle dayanışmam ve tanışıklığımla birlikte geliyor. Paul Auster: Brooklyn, New York'un bu küçük köşesinden dayaruşma. . ^ Kasım sabah kahvalttsında... f5**w Mehdi, 3. sınıfta ve avukat olmak istiyor. ona her şeyin doğrusunu, güzelini ve iyisinl öğretmiştı. O ıdeal bir öğrenci olmuştu. Ağlamasını kesip bana dönerek: "Ama ben hazııiık yaptım gitmek için." "Ne hazırlığı yaptın?.." Yandakı öğrenci hemen atıldı. "öğretmenım o kardeşine kantinden hediye almış. Onun için gitmek istiyor." "Ne aldın?" "Bisküvi ile mendil." Onlara verilen aylık harçlıklanndan binktirerek kendınce bir şeyler almıştı. Onları götürmek içindi bu sabırsızlık, özlem duyulan, sıcak bir ana kucağı içindi bu sabırsızlık. Gözlerimin içıne bakarak bir şeyler söylememi bekliyordu. Sessizce sınıftan dışanya çıktım. Gözlerimden akan iki damlayı elimin tersiyle şöyle bir silip içeriye girdim. , (*3A Sınrf öğretmenl Dünya Aktaş'm ' okul gazetesine yazdığı yazı.) 1, sımf öğrencisi KemaL.. Susanna Tamaro: Aynı deneyimi 1966'da Friuli'de, Italya'nın kuzeydoğusunda ben de yaşadım. Gece saat 9 'du, evdeydim, eski bir yapının dördüncü katındaydım ve birden tavan çöktü ve ayakta durmak imkânsızdı... Peter Poulsen: Sonuçpek iyimser olmasa da, sözcükler içten ve bu nedenle de iyimser önermelerden çok daha huzurverici. Nina Malinovski: Depremin kurbanlanna, Türk insanlanna, yeniden kurma sürecinde... Doris Lessing: Başınıza gelen korkunç trajedıden ve çektiğiniz acılardan dolayı son derece üzgünüm. Milan Kundera: Sizi düşünüyorum, hep sizi düşünüyorum, sizinle bırlikteyim. John Fowles: En derin duy gulanmla bütün insanhğa ve daha çok da 1999 depre Danimarkah yazar ve graflk sanatısı Dea Trier 'dan...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle