23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Marcel Olllvler Henrf Barbusse'un önsoıuyle 15 PAZARIN PENCERESİNDEN yatör olarak dövüştürülüyorlardı! Şehir dıkenüstündedir. "SonsuzKent" Roma'nın yöneticileri ve yurttaşlan olup biteni anlamakta güçlük çekerler. Köle ordusu başa çıkılacak gibi değildir. Şu resmi açıklamaya bakın:" Roma ve Italya'nın bütünüyle yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir sırada, asker toplama normal yollardan olamaz. Sonuç olarak, ne yaş, ne koşullar, ne kişilerin görevleri askere yazılmak içın yeterli neden oluşturamaz." (7) Şimdi 100 bin asker, iddialı birkomutanın peşinde Spartacus üzerine yürümektedir. Ancak daha ilk karşı karşıya gelişte cesareti kınlan Romalı komutan, Senato'dan Makedonya ya da Ispanya'da görev yapan Roma ordularının desteğini ister. Buna karşın Galyalılarla Cermenlenn dar görüşlü ve disiplinsiz tutumlan yüzünden Spartacus'u Ülkii Erdoğdu TürkçeleştirdL köle ordusu bir kez daha bölünmüştür; mücadele yitirilmek üzeredir. Spartacus ne yapacaktı? Durumu ve koşullan çabucak kavler. Onlara göre Roma üzerine yürümeli ve rayan bir lider olarak, banş görüşmelerine dünyaya mey dan okuyan bu zulüm merkezi başlamak içın elçilergöndenr, Romalı koyıkılmalıdır. Kuzeye yürüyüştcn sonra Po mutana. Durumu iyi kavramıştıro da; redOvası 'nın batakhklarını geçemeyen Spartadederbuısteği. cus, en geniş köle kitlelerinin bulunduğu ve M.ö. 73 yılıdır. Köle ordusunun karargâköle ayaklanmalarının kaynağı olan güneye hında başkomutanlığı simgeleyen kırmızı yönelir. Buradan Sicılya'ya gcçmeyi tasaripekten bir bayrak dalgalanmaktadır. Köleladığı sanılıyor: "Planı başanlı olursa (...) lcrın önderi sonçağnsını yapar: "...Yazgıbiryandan Mithrıdates'la, öte yandan Ser nız bu savaşa bağlı. Son ncfesinize kadar torius'la ittifak yaparak, korsanlar yardıdövüşmeniz gerekiyor! Ya sonsuza dek özmıy la denize egemen olup Annibal' in başa gürlük, yadaherkese ölüm!" (8) ramadığını başarabilir, sonsuza dek, Roma Köle ordusu yenilir. "Çünkü köleliği orîmparatorluğu'nuyıkabilirmiydi?"(5) tadan kaldırmak için, köleliğıyaratanekoYaklaşık üç yıldır dcvam eden savaşta kanomik nedenleri ortadan kaldırmak gerezanılan başanlar, Spartacus' ü artık bu soru kirdi. (...) Bunudane Spartacus, ne de ayakyu soracak noktaya getirmişti. Olliver, lanmış köleler başarabılırdi. Yalnızca bu döSpartacus' ün kişiliğinde büyük bir örgütçü, nüşümü sağlamak için hiçbir fikirleri olmayetkin bir siyasal lider ve bir askeri deha yışından dcğil, o dönemin toplumunda heportresiçizdi. nüz uygun koşullar gelişmemiş olduğundan başaramazlardı bunu..." (9) Peki boşuna Romatltrfyor... mıydı ayaklanmalan? Spartacus'ün bu son Büyük köle ayaklanmalannın maddi te çağrısı aynı zamanda bu soruya da en anmeli neydi? Yazar, önce köleci toplumun iç larnhyanıttı.^ çelişkisini çözümlüyor. Köleci toplum ".. .Bütün işi kölelerin üstüne yıkıp maddi (1) Marcel Ollivier, Spartacus / Henri Barbusgercksinimlerini sağlamaya yönelik işgücünü elde edebilmek için sık sık insan avına se'ün önsözüyle, çev: Ülkü Erdoğdu, Pencere Yayınları, 1. basım: Mart 2000, s: 141. (2) A.g.y., çıkmay a, bir başka deyişle kendi içinde süs:12 (3) A.g.y., s: 41; Ord.Prof .Dr. Emst von Aster, rekli savaş ortamı yaratmaya mahkum olHkçağ ve Ortaçağ Felsefe Tarihi, Günümüz Türkmuştu..." (6) Roma tümenleri Orta Asya, Is çesi: Vural Okur, Im Yayın Tasarım, 1. basım: Şubat 1999, s:230; Ivan Frolovyönetiminde Bilimler panya ve Makedonya'da at koşturmaktadır. Akademisi, Felsefe Sözlüğü, çev: Azlz Çalışlar, Sık sık savaşlarla sürülen Romalı küçük Cem Yayınevi, 2. basım: Ekim 1997, s: 147148 çiftçiler, topraklarını büyük çiftçilere sat(4)Spartacus,s:8889(5)A.g.y.,s:124(6)A.g.y., mak zorunda kahrlar. Savaşla ele geçirilen s:25. (7) A.g.y., s: 110. (8) A.g.y., s: 138. (9) A.g.y., topraklar da, büyük çıftçilerin topraklanna katılır. Bu şekilde büyütülen beylik arazılerde köleler çalıştınlmaktadır. Çünkü köleler hem hiçbir hakka sahip değildirler, hem de askerlik hizmetinden bağışık tutulmaktadırlar. Böyle bir süreç, çiftçileri ortadan kaldmr. Yeni bir sınıf doğmuştur, köleler sırufı; günden güne büyümektedir. Birbirine düşman iki sınıf; büyük arazi sahipleri ile köleler. Aradaki çelişki uzlaşmaz niteliktedir. Toplumun en eski dengesı yerle bir olmuştur. Rüş vet, yolsuzluk vc ahlaksızhk, toplumu içten içe kemirmektedir. Ne olursa olsun, kölelerin böylesine büyük bir hareket gerçekleştirebileceği hiç kımsenin düşünemeyeceği bir şeydir. Hem de kılıç kalkanlı bir gladyatörün önderliğınde Roma tümenlerini çil yavrusu gıbi dağıtmak ha! Bu ne aşağılanma! Savaşlarda esir düşen Romalılar, tıpkı kendilcrinın kölelere yaptıkları gibi, glad Spartacusfilmi 1960 tarihini taşıyor... Bizimkini Camus yazmamış! SELÇUK EREZ errahpaşa Tıp Fakültesi'nın Yale Üniversitesi'yle ortak düzenlediği Mezuniyet ötesi Eğitim Konferansında "Doğum Hekımliği ve Etik" konusunda konuşacaktım. Bu sunuşa hazırlanmak için okuduklanmdan biri lonna Kuçuradi'nin "Etik" başlıklı kitabıydı (Meteksan Ltd. Yayını. Ankara 1988) Kuçuradi, kitabına Camus'nün Veba romanından aktardığı bir cümleyle başlamış, bununla yetinmeyıp bazı kavramlan iyi açıklamak için de bu romandan bazı bölümler aktarmıştı. Veba'nın Nedret Tanyolaç Öztokat tarafından çevrilmişinı (Can Yayınlan) alıp bu aktarmalara ve diğer bölümlere baktım.. Bu roman neydi? Cezayir'de, bir kentte görülmüş ölümlere yol açan bir salgını iyi anlatan...hayır daha doğrusu ınsanların veba salgınına tepkilerinı ustaca yansıtan bir başyapıttır. önce fareler ölmeye başlar; sonra da kapıcılar: Ama "bu kentte yaşayanlar, oturdukları yerin, farelerin güneşe çıkıp ölmesi ve kapıcılann tuhaf hastalıklardan yaşamlannı yitirmeleri için belirlenmiş bir yer olabıleceğini düşünmemişlerdir." Camps adlı biri bu hastalıktan ölür; ardından konuşurtar: Neden öldü? Göğsü zayıftı ve Orpheon'da çalıyordu. Bir boruyu sürekli üftemek adamı yıpratır. Hastayken boru üflememeliydi.. Her doktor en çok üç vebadan ölüm vakası gördüğünden, başkalarını bilmediğinden olanlar önemsenmez.. Günün birinde, biri bütün vakalan derieyince ciddi bir sorun karşısında olunduğu kavranmaya başlanır. Doktorun biri Çin'de bulunmuş ve yirmi sene önce de Paris'te böyle bir vaka görmüştür. Hastalığın veba olduğunu söyler ama kuşkular dağılmaz.. Beşinci hafta üç yüz yirmi, altıncı hafta ise üç yüz kırk beş ölü vardır. Nihayet hastalığın adı konur, kent karantinaya alınır.. Biri, "temiz şarap mikroba iyi gelir" der. Halk arasında alkolün bulaşıcı hastalıklardan koruduğu inancı pekişir. Katedraldeki papaz 17 Ağustos 1999 zelzelesini Tann'nın kendini bilmezlere dersi diye adlandıran ahlaksız yobazlannkini çağnştıran vaazında, "Kardeşlerim," der, "siz bunu hak ettiniz!" Sonra, incil'in "göç" bölümünden bahsaçar ve açtklar: Tarihte bu felaketin ilk kez ortaya çıkışı, Tann düşmanlannın cezalandınlması nedeniyledir. Veba, birçok tasarıya karşı çıkan Firavuna diz çöktünnüştü. Tüm tarihin başından bu yana, Tannnın bu felaketi, kibiriileri ve körieri dize getirmiştir.. Veba ıle yüzyüze geldıyseniz bu, düşünme zamanı geldiği içindir. Doğrular bundan çekinmesinler ama kötüler titremekte haklıdırlar. Evrenin bu ekin ambannda amansız bir döveç, zamanı tohumdan ayırana kadar insanlık buğdayını dövüp duracaktır. Saman tohumdan çok ayrılanlar olacak.. Kuçuradi, bu yorumun etik açıdan ayıbını anlatır.. Romanın bir yerinde gönüllü sağlık ekıplerine katılmaya çağrılan Cottard, "Veba bana yaradı. Neden onu durdurmaya kalkışayım?" der. Doğru, bu çıkmasatutuklanacaktınız.. Bu yenı kurcalanan eski bir hikâyedir.. Kuçuradi bu tepkiyi de etik açıdan eleştirir.. Bu ara giriş ve çıkış izni verilmeyen kentten gizlice adam kaçıranlar da türer. Bu romanı, bilmem kaçıncı baskısından okumak size neler çağnştınr? önerilere imza atıp sonradan ters yönde oy kullanan ve yaptıklannı gizleyen saylavlanmızı mı, enflasyonu yendiğımizi, bu ay olmasa bile nasıl düşeceğıni her ay ılan edip, bir ay sonra bu kehanetlerinin bir ay ertelendiğinı açıklayan yönetıcılerimizi mi? BakuCeyhan bitti, tüm pürüzler giderildı deyip deyip "bu haliyle fınansman bulunamaz" diyen yabancılaria çelişenleri mi, Cumhurbaşkanlığına aday olduğu için başka milletvekillerince tehdit edilen, arabası yumruklanan, istidası yırtılan milletvekilimizi mi? Yoksa bütün bu vebayı aşan çürümüşlük belirtilerine rağmen "Eh, Galatasarayımız finale kaldı ya.." diye avunabilen , "Bu ülke buyük bir ülkedir; yabancılar kıskanıyor bizi!" diyenlere inanıp şışinebilen, "şaibelerden aklanmadan hükümete gırmeyeceğini" açıkladıktan sonra başka şaibelilerle işbirliği yapıp kovuşturmadan kendini sıyırtanları hemen unutabilen halkımızı mı? Ya da "Aman bana ne? Sıkışırsam başka yere tüyer kendimi Albert Camus... kurtannm!" diye düşünenlerimizi mi? Amma benziyoruz şu Camus'nün Veba salgınına uğramış kentinin insanlanna.. Orada sonra ne olur? Dr. Rieux, Tarron ve Grand gibi insanların gösterdikleri dayanışma, alınan karantina önlemleri ve geliştirılen serumlarla "makus talih" yenilir, roman bir "mutlu sona" bağlanır.. Bizde henüz yanılgılar sürüyor, tepkiler etkisiz.. Vebanın dördüncü bölümünü aşamadık henüz! Demek ki bizim senaryonun yazan Camus değil; belki de ondan kopya çekmiş biridir.. Dördüncü bölüme kadar adamakıllı benzetebilmiş ama sonunu bir türiü bağlayamıyor.. Kuçuradi, Veba'nın neresini sevmiş de kitabının başdizisi yapmıştı? "Dünyadaki kötülüklenn kaynağı genellikle'cehalet'tir; iyiye yönelmek deyönelen aydınlanmamışsa kötülük kadar zarar getirir!" Galiba bu geçedi oldukça bizim senaryonun sonu gelemeyecek; Tann gökten tek değil dört Camus indirse de bu kağnı çamurdan çıkamayacak.. Sadece bunu bile fark etsek ne olur bilir misiniz? Mutlu sona götüren o upuzun yola doğru ilk adımımızı atmış oluruz. ^ olduğundan kurtulanlardan çok aramızdan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle