23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURİYET DERGt Ayşe, Ercümend Kalmık için son limandı, sakin ve sevda yüklü... Ercümend Kalmık, resme, bir sevdanın aynlıkla sonuçlanmasının ardından başlamıştı. Deniz, martılar, tekneler, mercanlar sığmıştı tuvaline. Sonra yüreğini yine aşka aralamış, Emel Hanım'a tutulmuştu. Bir kızlan olmuş, ama o daha yedisindeyken Emel Hanım, başka sevdalara yelken açmıştı. Kalmık'ın yaşamına bu kez Ayşe Hanım girmişti. Kalmık'ın resimleri 8 Nisan'a kadar Ankara Halk Bankası Sanat Galerisi'nde izlenebilir. olduğudönemdcbaşındadönenenoyalnızlıkduygusu...Babıâliyokuşunubırlıkteçıkarlarken, sıkı sıkıya tuttuğu o el yok şimdı... Nâzım Hikmet'ın ansızıngecelerı evlerine gelerek yayımlanması için verdiği yazılan Münevver Andaç'a götürürlerken, babasının Cumhuriyetgazetesi için yaptığı illustratif çalışmalan gazeteye teslim ederlerken annesiyle yaptığı sohbetler, şakalaşmalarher şey bir anda kesilip, yok oluvermişti. Dostlar yine evlerine ziyarete geliyorlar, mutfaklannda sıcak yemekler kaynıyordu. Ama o yoktuişte.Annesininyokluğubabasıylabir gizl i oyuna itmişti ikisini. Boyunun küçüklüğüne aldırmadan mutfağa giriyor, babasının dostlannakendi elleriyle yemekler hazırlıyordu Hülya Kalmık.. Çocuk tecrübesizliğiyle kabağı salatalıktan ayırdedemiyor, bir güzel salatalık dolması yapıyordu. Kerevizleri bilye gibi yapıyor, yemekleri bir oyun keyfinde hazırlıyordu. Ercümend Kalmık kendi yaptığı yemekten önce, kızının bu çocukça becerisiyle hazırladığı yemeklerini dostlanna sunuyor, dostlarının da büyük hoşgörüsü ve övgüsüyle kahkahalar içinde, içki masalannın özel spesiyalitelen oluyorduHülya'nınyaptıklan.. Okul sonrası babası işte olduğundan ev bomboştu. Neyse ki Moda semtinin yakınlannda keşfettiği çingeneleryetişmişti imdaduıa. Aradığı o sıcakhavayı çingenelerin göçebe hayatında bulmuştu. Çingeneler de onun gibi özgürdüler, bir yere bağlı değildiler ve alabıldiğine neşehydiler. Dığer ınsanlar gibi soru sormuyorlardı ona. Aralanna sorgusuz sualsiz girmenin keyfini yaşıyordu. Onlar gibi dansediyor, üstünü başını kirletme kaygısı olmadan, çingene çocuklanyla sokağın tadını çıkanyordu. Ercümend Kalmık titiz, üstünc başına özen gösteren bır insandı. Ama Hülya Kalmık ayrıcalıklıydı. Ne yaptığı yaramazlıklar, ne üstünü başını kirletmesi ne de çingene çocuklanyla vakıt geçirmesi onu kızdırmıyor, aksine Hülya'nın yaptığı her şey muzipçe, zekice yapılmış hayatın neşesini ona getiren bir kimlığe büriinüyordu. Dostlan Zekı Faik lzer, Hakkı Anlı, Bülent Cimcoz, Emin Onat, Falih Rıfkı Atay, Celal Sılay, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nâzım Hikmet, Münevver Andaç'ın da Kalmık'ın yaşamının sevinci olan Hülya'ya yaklaşımlan aynıydı. Onlar da bu oyuna ıştirakediyorlardı. Bir defasında Hakkı Anlı büyükçe bir tencerenin içine saklayacaktı Hülya'yı... Babasının, dostlarının şımartması, çıngenelerle zil, cümbüş geçen günlere rağmen o yoktu işte.. Ve de Avusturya Lisesi'ne yatılı gideceği güne kadar da bir kere bile göremeyecekti Emel Kalmık'ı. Ercümend Kalmık Devlet Güzel Sanatlar Akademisı'nde öğrenciyken tanımıştı Emel' i, Atatürk'ün de katıldığı, Emel'in dayısımilletvekiliAsafBey'inkızlannınBomonti Gazinosu'nda yapılan düğünlerinde. Ercümend Kalmık, Galata'dakı Scottish Mission adlı lngiliz okulundan mezun olduğunda, ressam olmaya kararını vermişti. îngiliz okulunun parlak öğrencilenndendi... Yakışıklılığıyla, giyimiyle, çalışkanhğıyla, spora olan düşkünlüğüyle göze çarpıyordu. Futbol takımının aranan simalanndandı. Yüzmede ise dereceleri vardı. Kızlann peşinden koştuğu bır gençti. Hayatı boyunca da böy lc olacaktı, hep dikkati çekecekti. Onca kız arasmdan, okul dışından sanşın bir Rum kızınatutulacaktı,lisedeokurken. tlkaşkın, o sarsıcı duygulanylabağlanacaktı Rum kızına. Sonra beklenmedık bir ayrıhkla, aşkın o yürek sızlatan acısıyla tanışacaktı. Böy lesi birbunalımı, acıyı bilmiyorduyürcğı. Öylesine çılgınca bir üzüntü, depresyon yaşayacaktı ki, hiç düşünmcden annesi Emine Saadet Hanım' ın tesellilerine kulak asmadan, kendinipenceredenatmayakalkacaktı.An Dişmeyin Ercümend'e NEVtN ÜNALIN • svicre'deki Cenevre Cantonale Hastanesi'nin odasında baş başaydılar şimdı... Çekilen acılar, özlemler yüreklerinın derinliklerinden gözbebeklerine yerleşmiş, geçmişin anılannı aralıyordu. Hayatlannın uzunca bir döneminde birbirlerini hiç görememenin o ezikliği geziniyordu odanın havasında. özlem her ikisinin de yakından tanıdıği duyguydu. Bir sevgılinin sıcaklığında gelen aynhk... "Değer miydi" diye düşündü yaşlı kadın. Başucunda bekleyen kızı da belki aynı sonıyu soruyordu o anda "Değermiydianne?"... Babası Ercümend Kalmık'la çok küçük yaşlarda annesiz kalışının, bir başınahğın o tuhafözgürlüğü ıçınde geçen yıllar... Hastane odasımn kapısından içeri süzülüvermişti anılar... Moda'da Mektep Sokağı'ndan, annesi Emel Kalmık' ın ev sahiplerinin oğluna gönül vermesıyle patlak veren o beklenmedik aynlış... Sonra Şükran Sokağı' nda bır ev kiralamalan.. 7 yaşında annesine en ihtiyacı Emel Hanım çekip gittiğinde, yıllann bir türlü örtemediği bir sızı yerleştiyüreğine... Kalmık'tan kızı Hülya'ya...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle