Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 MART 2000. SAYI 730 ğunu, işçilerin de iyi para aldıkları için bile bile ses çıkarmadıklarını, bir yerde vatan görevi olduğunu düşündüklerini söylemişlerdi. Sonra bazı yay ınlar da bunlan doğruladı. Bunlar size bir şeyler hatırlatıyormu? Türkiye'de son zamanlarda yenibirozellikortayaçıktı. Politikacılarda görülen dürüstlük, tutarhlık, bilgi ve ciddiyet zayıflığı bilim adamlanna da sıçradı. özellikle bazı nükleer fızikçiler, santral yapmayakarşı çıkılınca elinden tncil i alınmış papaza dönüyorlar. Daha özeli, oyuncak bir reaktöre benzeyen Küçükçekmece'de, bazı bilim adamlan ciddi bir kaza yapıyorlar. Kaza veya kazacık tartışmalan ile halktan saklanan durum Amerika'da bir bildiri sunumunda ortaya çıkıyor. Konu tekrar bastınlmayaçalışılıyor, hatta 'Nükleer kaçağı biz tasfiye ettik' deniliyor. Oysa böyle bir teknoloj i yok. Göle ve çevreye yayılmış kaçağı tasfiye etmek imkânsız ve astronomik derecede pahalı. olarak kullandığı üretken yerlerdir. Balıkçılarbunuiyibilir, önce gönül dalyanlar genellikle nehir ağzına yakın koylara kurulur. Bakoydugu nükleer lıklar, dere ve nehirden gelen santral projesine organik besinlerden yararlanmak ve yumurtlamak için koykapılanm açtı, lan seçer, bir koyun ölümü çevtam da dünya resinden çok daha geniş alanı etkiler. Bir paradoks gibi gözükse de kirlenme sıcak denizlerde daha etkindir, bu denizlerde tür sayısı fazla, fakat haı büyük bir cim azdır. Kirlenmeden miködemiş, roskobik bitkiler ve hayvanlar ınssnın £AI tcttgiıtc da etkilenir. Kirlenme varsa, deniz hiçbir canlıyı banndıraIpotek komılmuftu. maz. Türkiye otuz yıl Nükleer reaktörier büyük bir dünya pazanydı... Kendl ülketorinde santrallan kapatanlar, üçüncü dünya ülkelerlne yönelmistl, sadıkMr Akkuyu nunardındakıtepelerdehıçlcullanılmarnjşbırpoY örüklertanmdapekfaz aılaç kullanmazlar. Bugün Alman BAŞKENT GUNLERİ Ben sende tutuklu kaldım MÜŞERREF HEKİMOĞLU I aşta Ayta Hatıriı, ANAÇEV (Anadolu Çağdaş Eğıtım Vakfı) yöneticilerini, ' vakf ın amacı doğrultusundaki çalışmalara sevgiyle, özveriyle katılan tüm üyeleri içten kutluyorum. Eğitim dalını yeşerten çabalarla kısa sürede uzun yol aldılar. Güzel ürünlerin ortak çabayla, sevgiyle oluştuğunu kanıtlayarak yerleştiler belleklere. Yıldızevler'deki eğitimevınde masal rürü olaylar yaşanıyor, karanlığı yırtıp ışıga yol alıyor kimi kadınlar, okuma, yazma öğreniyor. Çocuğunu kreşe bırakıp çalışma olanağına kavuşuyor anneler, yenl uğraşlarla emeklerini değerlendlriyor. Dahası yaşama sevincini yeşertiyor, sevgiyle üretilen güzellikleri kanıtlıyorlar. Yıldızevler'deki eğitimevinin yoğun trafiği var. Ülkemize gelen yabancı konuklar da ağııianıyor odalarında. örneğin ABD Başkanı'nın eşi Hillary Clinton ya da Ürdün Kraliçesi Ralna. Ikisi de değişik izlemlerle yerleşti belleklere. ANAÇEV de selamladım, konuştum onlarla. Daha önce de yazdım galiba, Ürdün'ün özel bir yeri var anılarımda, kısaca anlattım Kraliçe Raina'ya, gözleri partadı, Kral Hüseyin ile konuştuğumu Kraliçe Nur'u ve ünlü ressamımız Fahrünnlsa Zeid ile buluşmalarımızı ilgiyle dinledi. Inönü Vakfı Başkanı Özden Toker de dede Kral Abdullah ile anılarından söz etti, nerdeyse arkeolojik anılar, güzel kraliçenin gözleri parladı dinlerken. Onun güzelliği de bizim gözlerimizi paıiattı doğrusu. Afrika ormanlarının benekli kraliçesi çıta gibi bir kadın, keman gibi yaylanıyor yürürken, güzel bakıyor, güzel gülüyor, bahar çiçekleri gibi. Kökeni doğrultusunda sıcak esintisi var. Çankaya Köşkü'ndeki akşam yemeginde biraz 1982 yüında Amman 'da Kral Hüseyin ve M. Hekimoğlu. yorgun görünüyordu ama parıltısı sönmeden. Köşk yemeklerinde bir gece. Başta Sezen Aksu, bütün belli bir uzaklık oluşuyor, ev sahipleriyle kadınlar çok şık ama marka şıklığı değill konuklar da soğuk ve donuk kalıyor biraz. Masamızda üç bakan var. Devlet Bakanı Diyalog el sıkarak oluşuyor ancak. Şükrü Sina Gürel, Milli Eğitim Bakanı Konuşma olanağı bulunsa daha sıcak Metin Bostancıoğlu ve Tarım Bakanı diyaloglar oluşabilir, köprüler kurulabilir Mustafa Taşar. Yan masalarda Başbakan bence. Konuklar arasında Ürdün'de görev Yardımcısı ve Enerji Bakanı Cumhur yapan diplomatlarımız da var. örneğin Ersümer ile Maliye Bakanı Sümer Oral. Haluk Kura, Reşat Anm ve Suha Umar. Biraz ötede Devlet Bakanları Yüksel Kral Abdullah Lale Kura'ya "Yenge" Yalova ve Hasan Gemici. Geç saatlerde dermiş vaktiyle, Büyükelçi Haluk Kura'ya de Adalet Bakanı katılıyor geceye. Kimileri da "Amca". Prens Abdullah dört yaşında yorgun savaşçılar gibi, Sezen Aksu'yu o zaman. Yıllar çabuk geçiyor, o küçük dinleyerek yorgunluğu unuttular. Dahası prens Çankaya Köşkü'nde kral olarak güzel bir şarkıcıya eşlik ettiler. Gergin selamlıyor Lale Yengeyi! Yenge güzel bir yüzler yumuşadı, nostaljik çağrışımlarla Türk sefıresi, Araplsrail savaşında gönüllü coşku tırmandı, unutulmaz bir gece bir hemşire olarak yaralar sarıyor yaşandı. Gecenin bir de Yunan konuğu hastanelerde. Ürdün Kralı'na eşlik eden var, Harris Aleksiou. Sezen Aksu sevgiyle grupta Başbakan Ravvabh da var. Reşat kucaklıyor, sahneye götürüyor onu, birlikte Anm'ın Amman Elçiliği döneminde söylüyorlar güzel şarkıyı. belediye başkanı, karşılaşınca eski anılar "Ben Sende Tutuklu Kaldım". tazelendi. Bir aralık Genelkurmay Başkanı özlemin yeniden tatlandığı bir an Orgeneral Kıvnkoğlu da katıldı bu yaşanıyor bu şarkıyla. Ege'nin mavi söyleşiye. Büyükelçi Anm 80'li yıllarda sularında yaşanan bir buluşma, dostluğa, bulundu Amman'da, TürkÜrdün barışa bir çağrı, bir uyarı gibi. Mutlu ilişkilerinde de ilginç gelişmeler oldu. Kral gülümsüyor dinleyenler. Hüseyin Türkiye'ye geliyor, Evren Paşa Kuşkusuz Sezen Aksu da çok mutlu, Ürdün'e gidıyor, ekonomik ilişkilerde başkentliler güzel kucakladı onu, sevgiyle, tırmanış oluyor. Genelkurmay başkanları özlemle, coşkuyla. Gözlerınden, karşıhklı zıyaretler yapıyor. Dostluk gülüşünden, sesinden taşıyor coşkusu. giderek gelıştı. Amman'a gıden tüm Güzel bir anı yakalamanın, yıldızların diplomatlar güzel katkılarda bulundu parladığı bır anı yaşamanın coşkusu. ilişkılere Doğal bir coşku bence. Oktay Aksoy, Mehmet Ali Irtemçelik, Tutuklu kalmak güzel bir olay. ^ Bi 'unsaüş1)pahah ve yan etkileri çok olan Prozac'ı geçmıştır. Unutmamalıkıbölge.meşhurLokman Hekim'inilaçdeposudur. ihraçedenseralarkurulmuştur. Nükleer enerjinin kendine »evlnclyle... Bunlann milli gelire katkılan has çok önemli bir özelliği var. büyüktür, özellikle çilek nükleer kirlenmeRadyoaktif kirlenme gözle görülmez, duyecokhassastır. Halikarnas Bahkçısı'nagöman gibi kokusu da yoktur. Hepsinin ayn re bu üretken koylarda yumurtlayan ve geliözelliği olan değişik isotoplara göre güçlö şen balıklar çok lezzetlidir. Bir deniz ülkesi ve farklı etkileri vardır. önlem, ancak stanolmasına rağmen, Italya'dan gelen ortası hadartlar koyan, ciddi ve tarafsız ölçüm yapan vuzlugemilerkralsofralannaburadanbalık hükümet ve çevre organlanyla ahnabilir. götürürlermiş. Tarihini, kalesini, cennet ve Tehlikenin dürüstçe kamuoyu ve basma bilcehennemini de hesaba katarsak, bu bölge, dirilmesi, halkın eğitilmesi ve gerektiğinde geleceğin turizm, meyve, çiçek ve bitki üremilyonlarcakişiyibirbölgedendiğerinetatim merkezleri, yani altın yumurtlayacak şıyacak acil planların olması gerekir. Buyerdir. Batı'mn çöpe attığı teknolojiler ile günkü politikacı ve sözde uzmanlara bakarkirletmeyelim. sanız bunun mümkün olmadığı görülür. Şuanakadartartıştığımızkonulardaçok Akkuyu, Türkiye'nin ilk balıkçılık koönemli bir ortak özellik var. Herhangi bir operatifinin kurulduğu Taşucu'na çok yakın. Nükleer santrallann, hiçbir kaçakve ka projede de olsa, her aşamada, ciddi, sorumza olmadan çalışsalar bile çevreye ciddi za lu teknik eleman, tecrübeli bilim adamı ve şirketler, bunlan denetleyecek kanunlar, rarlan var. Bu tesisler süratle denizden çok mahkemeler ve en sonunda uyanık, demokbüyük hacimde soğutma suyu çeker. Çekiratik düşünceli halk ile onlan ciddi temsil len sular birçok canhnın yaşamına son verdiği gibi, atık sıcak su, koy ve denizi etkiler. eden haysiyetli politikacılar, gazeteciler, siGerekli akıntı yoksa, oşinografik ölçümler vil toplum örgütleri gerekir. Bu zincirlerden doğru değilse, özel bir meteorolojik ve de biri çürük olduğu zaman genellikle sistem çöker veya çalışıyor gibi olsa da sonuç çıkğişken akımlann sonucu koy ve körfez ölebilir. Koylar, açık deniz bahklannm kaynak Suha Umar da Amman'da elçilik yapan diplomatlarımız. Irtemçelik, devlet bakanı olarak krala eşlik etti bu kez. ötekileri bilmiyorum ama Oktay ve Benkü Aksoy Fahrünnisa Zeid ile ilgili bir kitap yazabilir bence. Çok ilginç anıları var, belki de ortak bir kitap yazarız, vakit bulursak. Ürdün'e dönük anılarımda değerli sanatçımızın seçkin yeri var, belleğimden silemediğim anılar. Onlan yazmak gerekir. Her zaman vurguluyorum, herkes anılannı yazmalı, küçükbüyük bir taş eklemeii tarihin mozayiğine. Vaktiyle Çankaya Köşkü'ndeki yemeklerde bir dörtlü ya da beşliyle klasik Batı müziği dinlerdi konuklar. Operacılar şarkı söylerdi. Şimdi alaturkanın ağırlığı var. Kimi zaman hayli uzun sürüyor şarkılar. Oysa hoşlananlar var, hoşlanmayanlar var. Dahası belli bir süreyi asarsa hoşlananlar da yorulabilirl Bir de Sezen Aksu'nun şarkılan var. ANAÇEV ve Inönü Vakfı'nın işbiriiği, Milli Piyango'nun desteğiyle gerçekleşen bir konser dinledık geçen hafta. Çalgıcılar, dansçılar, şarkıcılarla görkemli bir konser. Bilkent Oteli'nin kocaman salonuna sığmadı başkentliler. llgi çok büyük, çünkü gecenin ötesinde deprem çocuklan var, konserin geliri 400 çocuğa eğitim olanağı sağlayacak. Bakanlar, milletvekilleri, yabancı diplomatlar, eski ve yeni başkentlilerden gruplarla şık ve güzel Çernobil Nükleer Santralı hulu çalışıyor, tıpkı Dante 'nin Cehennem 'i gibi..