Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET DERGİ Hepsini öylece bırakıp buraya geldik. Köylülerboşbirev verdiler. Sağdan soldaneşya da aldık. Bugün bir parça ekmek bulduğumuzda karnımız doydu diye seviniyoruz. Ama y ann ne olur, halimiz nıce olur onu bilemiyorum" diyor. Ne olursa olsun döneceğim... Halilof ailesı evleri toprakları olmasına rağmen yine de Rusya'ya dönmek istemiyor. Sadet "Beni öldürselerde artıkne Rusya'ya ne başka bir yere gitmem. öleceksem de kendi evimde öleyim" diyor. Ama çocukiar öyle düşünmüyor. Vahit, "Ben ne olursa olsun Rusya'ya gideceğım. Okulumuzudayanm bıraktık. Oradaki tarla, ev, traktör onlar ne olacak" diye soruyor. Sami Seyidoğlu da ekmek parası kazanmak için Iğdır' a gelmiş. 56 yaşında. "Eskiden felsefe öğretmeniydım. Şimdi ise amelelik yapıyorum" diyor: "Şimdi ben sana vatansızlığı, vatan hasretini çekmeyi anlatmam. Dünyadakı hiç kimse de anlatamaz. Anlayacağınız vatammız hem var hem yok. Nasıl dersen, vatammız Nahçıvan. Zengin yeraltıyerüstü kaynaklan var. Sadece petrolungetirdiği gelir Azerbaycan'abile yeter. Ama, işin kaymağını birkaç kişi yıyor. Halkın da ekecek toprağı, çalışacak fabrikası yok. Açlıktan ölecek değiliz ya çahşıyoruz." Seyidoğlu, Haydar Aliyev'i Amerika'ya yakın durmakla suçluyor: "Şimdi bir işte Amerika varsa bilin ki o yerde halk ezilir. Halkın yaranna hiçbir şey yapılmaz. Yapanlar da komünist diye suçlanır." Seyidoğlu 'nun tek şikâyeti de kendisinin ve diğer Nahçıvanhlann gazete ve kitap okuyamamalan. "Gazete ve kitap okumadığımız için birçokşeyin farkında değiliz. Bilgı alamıyoruz. Başka bir insan da bıze olup biteni anlatmıyor. Biz hâlâ sekiz dokuz sene önceki bilgimizle duruyoruz." Nahçıvan'dan para toplamak için gelenler de var Iğdır'a: Seriye Perikof. îlk önce konuşmak istemiyor. Sonra ısrarla üzerine basabasa"Ben dilencı değilim" diyor. Seriye Perikof'un kocası AzerbaycanErmenistan savaşında askermiş, öldüğü haben gelmiş. "Mezarı bile yok. Sadece bır haber geldi, mayına basmış. Başka da ne ölüsü ne bir elbisesi ne de başka bir şeyi ulaşmadı bize." Tek çocuklan Hikmet de hastalığa yakalanmış. Doktorlar verem demişler. Senye'ninkendisi de hasta. Oğlunu tedavi ettirmek için para topluyor. "Biraz topladım biraz daha toplarsam oğlumu Baku' ye götüreceğim. Orada tedavisi varmış bu hastalığın" diye anlatıyor umudunu. Seriye Perikof'a SovyetlerBirlıği'ndeki Nahçıvan'ı soruyoruz: "O zamanlar her şey çok iyi idi. tnsanlar mutluydu. Gelecekderdi, geçim derdi yoktu. Çahşan çalışıyordu, okuyan okuyordu, en önemlisı de insanlar hasta diye ölüme terk edilmiyordu. Zengin olsun fakir olsun herkes hastanelerde tedavi görüyordu. Burada dilenci diyorlar, onlar yoktu. Herkes mutluydu anlayacağın. Bizi bu hallere koyanın evi yıkılsın..." Yavuz da Nahçıvanlı; henüz 15 yaşında. Yaz aylannda Erzurum'daki bir inşaatta abisinin yanında çalışmış. tnşaat bitince Iğdır'a gelmiş. Bir ay boyunca iş aramış, bulamamış. En sonunda çoban olmuş. Sekiz ay çobanlık yapıp karşılığında altı kuzu alacak. "Oç ay sonra işim bitiyor. Kuzulan satıp Nahçıvan'agideceğim. Bir daha daçobanhk yapmayacağım." Beş aydır koyunlann bulunduğu ağılda yatıyor Yavuz. "Gelecek için ne düşünüyorsun" sorumuzu "Hiç; anamın, babamın yanında olayım başka bir şey istemem" diye yanıtl ıyor.^ Muzaffer Nevroz, millifutbol hakemi ve beden eğitimi öğretmenL Seriye Perikof, hasta oğlu için Iğdır 'da para topluyor... Umuttan söz etmeyin YAZI VE FOTOĞRAFLAR: İLHAMİ YILDIRIM G özü hep uzaklarda... Yüzündeki hiç değişmeyen hüzünlü ifade bir an belirsizleşiyor. Sonrası yine hüzün. Bir şiir okuyayım diyor: Güneşli gündüzüm olupdu gece /Ağlımı itirip dönmüşem gice /Allah 'ın gözünden düşmüşemnece/Ecelyakıngelmirmezarda yangedir. Muzaffer Nevroz, Nahçıvan milli futbol hakemi vc beden eğitimi öğretmeni. O da ekmek parası kazanmak ıçin Iğdır'da çahşan yüzlerceNahçıvanlıdanbiri.SovyetlerBirliği dağılmadan önce herkes gibi onun da bir işi ve geçinebileceği kadar maaşı varmış. "SovyetlerBirliği dağıldıktan sonra herkes sefilleşti. Patanındeğen düştü. Benbiraylık maaşımla ancak bir kutu yağ alabiliyorum. Bu da kann doyurmuyor" diyor. Nahçıvan 'dayapüğı işgeçimini sağlama yınca 1994'tetstanbul'agitmiş Nevroz. Fakat Azerice konuştuğu için dil problemı olmuş. O da Iğdır'da çalışmayı denemiş. 6 yıldır Iğdır'da çahşıyor. "Aklına gelebilecek her işi yapıyorum" diyor: "Tarlada, bağda, bahçede, ınşaatta hangi iş olursa yapıyorum. Çünkü Nahçıvan'da üç çocuğum var. Onlar da benim elime bakıyor. Biraz büyüseler herkes kendi karnını doyursarahatlanm." Nevroz da konuştuğumuz hemen hemen öteki Nahçıvanlılar gibı Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'e kızgın: "Bızım başımızdaki adam iy i değil. Bunu herkes biliyor. Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Nahçıvanhlann halıne bakarak bunu anlayabilirsin. Baş kötü olduğu zaman halk da kötüdür. Bir ülkenın halkırun iyi olup olmadığını baştaki kişiye bakarak anlayacaksın. Bu başkan olur, cumhurbaşkanı olur. Bunlar iyiyse halk da mutludur, iyidir." Iğdır, Nahçıvanhlann çalışmak için tercih ettikleri ilk yer. 1992'de açılan Dil Ucu Smır Kapısı 300binnüfusluNahçıvan'mekmek kapısı. IğdırNahçıvan arası 80 km.. Aynı gün ıçınde gidilip gelinebiliyor. Iğdır halkının büyük bir çoğunluğunun Azeri olması Nahçıvanhlan buraya çekiyor. Nevroz, "Burada kendimızivatanımızdaymışız gibi hissediyoruz. En azından aynı dili konuşuyoruz. Bu da bırçok şeyi çözüyor" diyor. Iğdır şehir merkezine ve köylerine, aileleriylebirlikteyerleşenlerde var. Halilof ailesi de bunlardan bin. Onlar da Nahçıvanlı ama Iğdu'a göçmelerinin sebebi RusÇeçen Savaşı. Kamil ve Sadet Halilof Kamil'in ailesinin karşı çıkmasına rağmen evlenmişler. Sadet kaynanasıyla geçmememiş. Onlar da Rusya' nın Çeçenistan sınınna yakın bir köyüne göçmüşler. RusÇeçen Savaşı'nda iki ateşarasındakalınca Iğdır'akaçmışlar. Beş çocukla Iğdır'da belediye binasırun önünde iki hafta kaldıktan sonra Çalpala köyüne yerleşmışler. Sadet "Orada evimız, traktörümüz, tarlamız vardı. Çiftçılik yapıyorduk. Iğdır. Nahçıvan'a bir saat uzaklıkta. Nahcıvanlılar için sıla mı, gurbet mi belli değil. Burada çalışıp, burada yaşıyorlar. Geçmişi sormaya kimsenin hakkı yok. O zaman yaralan kanıyor; hastanenin, öğretmenin olduğu, işsizliğin, evsizliğin bilinmediği Hatilof ailesinin annesiIğdır'da kalmakianyana ama çocukiar "dönelim"diyor... eski ülke özleniyor...