Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ YAŞAR OZURKUT 1939 yıhnda Ceyhan'ın Mercimek köyünde doğdu. Istanbul'da ekonomi okudu. 1971 'de Ankara Radyosu'nda prodüktör olarak göreve başladı. TRT çalışanlannın kitle örgütü olan TRTDER'in genel sekreterliğini yaptı. Radyo programlan, TRTDER faaliyetı, Banş Oerneği üyeliğı gıbı ortamlarda ıfade ettiği siyasal duşunceleri nedeniyle kovuştumnaya uğradı. Politik göçmen olarak Isveç'e gitti. Isveç Merkez Radyosu'nda çalıştı. Millıyet gazetesi ve Sokak dergısinin Isveç temsilciliklerini üstlendi. 141142'nci maddeler kalkınca Türkıye'ye döndü. Isveç Yazarlar Bırlıği üyesı. Evli, ıki oğlu var. Üç kitabı yayımlandı: Ûyküleriyle Türküleri, Şeytanla Köyü ve Türkülenn Dili. Her türkü bir öyküdür Y aşar özürküt, Ada Müzik tarafmdan yayımlanan "öykülenyle Tüıküler 1" kitabında yedi türküye öykülenyle birlikteyerverdi. Kitapta, Muzaffer Akgün, Hasan Mutlucan, Aziz Şenses, Neriman Altındağ gibi Türk Halk Müziği 'nin önemli isimlerinin seslendirdiğitürkülerbirCDileyeraldı. özürküt, türküleri ve türküye gönül verenleri anlattı... Türkülere olan tutkunuzun kaynağı nedir? öncelikle köy kökenli oluşumun buna katkısı olduğunu sanıyorum. Babam Diyarbakır'dan Adana'ya göçmüş ve ulusal kurtuluş savaşma çete olarak katılmış, önemli yararlılıklargöstermiş binydi. Güzel kaval çalardı. Canı sıkıldığında, doğup büyüdüğü yerleri anımsadığında, üflemeye başlardı kavalı. îlkkitabımdaanlattığımKarakoyunkavalını ve öyküsünü ilk ondan dinledim. Koyunlan dilsiz kavahyla öyle bir suya indirişi vardı ki, daha sonra hiçbir kavalda o tadı bulamadım. Aynca çocukluğumda tarlamızdaki ırgatlarla iç içebüyüdüm. Antep'ten, Mardin'den, Urfa'dan geliyordu çoğu. Dertlerini, sevinçlerini türkülere döküyorlardı. Daha sonra, radyo programlanmdakı en önemli araçlarımdan biri türkülerdi. Radyoya ilk başladığım günlerde, diskoteke kapanıp türkü bantlannı dinledim. Sözlerini yazdım. Bölgelerini, derleyenleri, söyleyenleri öğrenmeye çalıştım. Programcılığımın sonraki dönemlerinde, bu birikim çok işime yaradı. Yapımcılığını üstlendiğim, "Hafta Sonu", "Köyden Gelen Mektup", "Günden Güne", "Günaydın", "Yurdun Sesi" gibi programlarda efekt olarak kullandım türküleri. Hedef dinleyiciye ulaşmada türkülerin önemli katkısı oldu. 1974 yılında, yazılı kaynak taraması ve çeşitli yörelerde alan araştırması sonucu "öykülerleTürküler" programını yayımladım. Tüm bu çahşmalar benı daha çok bağladı türkülere. Türkülerin halkındili olduğuna inanıyorum. lnsanlanmız anduru Türkçesiyle sevincini, kederini, özlemini türkülere dökmüştür. Bu nedenledir ki, Ruhi Su, "Bana sorarsanız, milyonlarca yıldan beri oluşup gelen ikı önemli şey var dünyada.. Biri insanın kendisi, biri de türküler" demiş ve eklemiştir: "Türkü insanla başlamış, bugünlere gelmiştir. Böyle insanla başlayıp bugünlere gelebilmiş bir şeye ilgi duymayan kışı, ınsantn kendısıne nasıl ilgi duyar..." Benim de türkülere olan tutkumun kaynağı bu olsa gerekir. "Türkülere Emek Verenler" bölümünde Ruhi Su, Âşık Veysel, Neriman Altındağ gibi isimleri seçmişsiniz. Niye özelliklebukişiler? Bu sıraladığıruz isimlerin yanında Pertev Naıli Boratav, Muzaffer Sansözen ve Muzaffer Akgün de yer alıyor kitabımda. Elbette türkülere emek verenler yalnızca bunlar değil. Hepsını bir kitaba sığdırmak olası değil. Diğerlerini de ikincı, üçüncü ve diğerkitaplanmda anacağım. Bu salt bir vefa borcu olsun diye duşünmedim. Yeni kuşak da bunlan tanısın istedim. Aynca bu isimler iLK'lerden bir demettır. Sansözen, 1935 'lerde at sırtında, eşek sırrında onbin civannda türkü derlemiştir. Neriman Altmdağ ve Muzaffer Akgün, Ankara Radyosu'na sınavla giren ilk iki kadın türkü sanatçısıdır. Pertev Naılı Boratav, ilk derlemecılerdendir. Ruhi Su yaşamını türkülere adamış, Âşık Veysel 'in tek işi türküler olmuştur. CD'de yer alan yedi türküyü seçmenizin özel bir nedeni var mı? Vartabu. Bölgesel özelliklerine.müziğin niteliğine, öykülerin konusuna, kadın sesi, erkek sesi dengesine göre değerlendirme yapnm. örneğin, Avşar Beyleri adlı türküyü, en iyi yorumlayanlardan biri olan Talip özkan'ın sesinden sundum. Zor bir türküdür. Herkes okuyamaz. Bölgesi Denizli'dir. Yiğitliktürküsüdür. Avşar'lann savaşçılığını, yığitlığını övgüler. Bunakarşın, Yıldız türküsü Sı vas yöresinden, ağıt türünde ve kadın sesi olan en iyi yorumculanndan bırisi Neriman Altındağ Tüfekçi tarafından sunuluyor. Her kitapta bunu gözeteceğim. Bir yanıyla, en iyi yorumlayardan, öte yandan konusuyla farklı olan, farkh yörelerin türkülenni sunmaya çalışacağım. 10 kitaplık dizi sonunda, Türkiye coğrafyasını kucaklayan 70 türkülük bir arşiv çıksın ortaya istiyorum. Ve her kitapta ağıtlar, güzellemeler, y ığıtlemeler olsun istiyorum. Tabıı buna nefesimyeterse! Türküyü türkü yapanın olayı, yani öyküsü olduğundan söz ediyorsunuz, kitapta bu olayları aktarmanızın amacı, bir nevi tarih dersi mi vermek?.. Hayır tarih dersi vermeyi duşünmedim. Aynca benim boyumu da aşar. Amacım da bu değil. Bennotabilmem... Sesim güzel değildir... Hiçbir müzik aleti çalamam. Ben türkülerin doğuş öykülenyle ılgilenıyorum. Eğer bunlar bilinirse, türküyü anlamak, yorumlamak daha kolay olur. Türküyü okuyanlar da, dinleyenler de ayn bir tad alır. Ve kimi yanlışhklar da yapılmaz. Ne gibi derseniz, bir Çorum türküsü vardır," El yazıya, el yazıya duman çökmüş çölyazıya" diye. Bu türkünün öyküsünü 1974 yılında radyodan yayımladıktan sonra, Çorum'un Alaca ilçesinden bir mektup geldı programa... özdemir Başaran adlı bir avukat yazmıştı. Türkünün öyküsünün doğru verildiğini, ancak sözlerde bir yanlışlık olduğunu yazıyordu Başaran. Olayın Çorum ıle Alaca arasındaki Gölyazı Dağı 'nda geçtiğini, oysa türkü sözlerinde bunun "Çölyazı" olarak okunduğunu Pertev Naili Boratav Muzaffer Sansözen Muzaffer Akgün Aşık Veysel