Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ARALIK 2000. SAY1 770 ienle benim aktif politika yaptığım 15 yıl ;ok yorucuydu. Bir şeyler yapmayı mümkün görüyordum, yapmak istiyordum ama yapamıyordum. Eğerbenpolitikadan aynldımsa bunda duyduğum ahlaki yorgunluğun da payı var. O ahlaki yorgunluk, politikanın uzağında olmama rağmen hâlâ var. Yapmak istediklcnni yapamamanın verdiği üzuntü ve stres gerçekten çok yorucu. Şimdi hiç değilse insanlann yoğun taleplerine ve eleştirilerine muhatap olmuyorum. Bu kez de "sorumluluktan kaçtı, bizi bırakıp gitti" diye eleştiri var... AydmG. Gürkan: Evetdoğru. Bukezde "Niye aktif politikanın dışındasın" diye eleştiri var. Ama ben demin de söy lediğim gibi arzuladığım koşullar gerçekleşirse dönmeye hazınm. Ama varolan siyasi partilerin biriyle hicbir şekilde birlikte olmam, varolan siyasi anlayışla asla yola çıkmam, varolan politikayı hiçbirbiçimde desteklemem. Ancak Türkiye'de çok daha iyi koşulları yaratma adına, inanarak yola çıkan samimi bir kadro varsa, en az benim kadar omuz vermeyi de vaat ediyorlarsa ben vanm. Ama bcnden başka "varım" diyecek insanlann çok olduğu kanaatinde değilim. Türkiye'de halkın saygın gördüğü, güvendiği ve kredi açtığı insanlar, dcğiştirmeyi, dönüştürmeyi göze almak yerine, varolan durumu sineye çekiyorlar. Insanlanmız belki 1980'den önce çok politizeydi. Hatta aşın politizeydi. Belki o da çok doğru değildi, daha serin kanh, daha gerçekçi yorumlar gerekliydi. Ama bugünkü politika koşullan da tahammül edilebilır bir şey değil. 1980'den öncc çok kolay bir biçimde ölmeye hazır olan insanlar, günümüzdc parmaklannı kıpırdatmaya razı değiller. Bunu politika için söylüyorum. Belki başka şeyler için parmak kıpırdatıyorlar ama partisel politikayı anlamadığım bir şekilde gündemlerinden çıkarttılar. Aydın Hoca sevdiklerine karşı küsme ya da kendi deyimiyle nazlanma hakkını sıkça kullamr. Evlilikte de bu hakkı sık kullandığı oluyor mu? Serap G. Aksoy: Evet, gerçekten çok sinirlcndiğinde bu hakkı kullandığı oluyor. Ama sık olduğu söylenemcz. Bazan küsüp konuşmuyor, suratını asıyor. Banşmak için ilk çaba kimden geliyor? Serap G. Aksoy: Benden geliyor. Ben konuşması için çok çaba sarf ediyorum ama "biraz daha, biraz daha" diyor. Küsmek, öfkelenmek, bağınp çağırmak, hepsi hayata dair şeyler. Hepsi yaşamın gerekliliği. Aydın G. Gürkan: Canım, küsünce hemen banşmak olur mu? Biraz sürmesi lazım. Hoca, bekârlık döneminde yemek yapmayı severdin. Yine yemek yapıyor musun? Aydın G. Gürkan: Yok. Yalnızken daha çok yapıyorum. Şimdi de ara sıra yapıyorum. Kolay şeyleryapıyorum. Makarna falangibi... Ayyy! Bekârlık döneminizde yaptığınız makarnayı yemek gafietinde bulunduk. Pek bir şeye benzemiyordu. Bari başka bir şeyle övünseydiniz? Aydın G. Gürkan: Kötüsünerastlamışsındır. O kadar kötü yapmam. Evlilikte en çok kavga nedeniniz nedir? Tartışmalarınızgenellikle nelerden kaynaklanır? SerapG. Aksoy: Tek kavga nedenimizlstanbul trafiğine çıktığımızda onun direksiyon başında dikkatsizce araba kullanmasıdır. Katiyen yol lar konusunda bir fikri yoktur. Girilmez yollara girer, dönülmemesi gereken yollara sapar ama hiç farkında değildir. Çünkü hayatı izleyerek, seyrederek araba kullanır ve tabi bu da beni çıldırtır. Halbuki kendisi çok ciddi bir trafik kazası geçirmiştir. Ama buna rağmen çok dalgındır. O direksiyondayken kavga kaçımlmazdır. Otuz kez gittiğimiz biryeri yeniden tarif etmek beni sinirlendiriyor. Aydın G. Gürkan: Araba kullanırken yoldan geçen insan yüzlerini seyretmek hoşuma gidiyor. Her insan yüzüne bir tablo gibi bakıyorum. Ben yapıyorum ama sakın başkalan yapmasın. Ben insanlann yüzlerini seyrederken korunma önlemlerimi aldım. Yavaş araba kullanıyorum ve kaza yapmıyorum. İnsanlann yüzlerini, mimiklerini izlemekbirzenginleşmearacı haline geldi. tnsan yüzüne bakarken bir sürii şey tahayyül ediyorum. Bir sürü şey okuyorum. Hayatlara ortak oluyorum. Sanat galerisine girmek gibi. Hoca, Serap Hanıırf la birebir tanışmadan önce onun hakkında nasıl bir izlenime sahiptiniz? Ekrandan ya da beyaz perdeden gördüğünüzde, sizin gözünüzdeki imajı nasıldı? Aydın G. Gürkan: Izliyordum. 'Alkışlar' programını izliyordum. "Hoş ve güzel bir kadın" diye içimden geçirmiştim. Bir biçimde bana farklı geliyordu. tlgimi çekiyordu. Serap Hanım, siz tanışmadan önce Aydın Güven Gürkan hakkında ne düşünürdünüz? Serap G. Aksoy: ünu çok sorumlu, uzlaşmacı, düzeyli ve güvenilir bir politikacı olarak hep düşünmüşümdür. Biraz daçapkın...^ BAŞKENT GUNLERI Ersin Onay'a başarılar... MÜŞERREF HEKtMOĞLU ünya küçük mü, büyük mü karar veremem kimi zaman. Uzaktakiler yakına gelir, telefon tellerinde buluşur okyanuslar. Onlarca dostu kucaklar, zamanı da, uzamt da aşanm. Dostiuğun güzelliğinı düşünürüm. Yaşama kattığı zenginliği. Telefon çalıyor, Btrsel Lemke sesleniyor Stockholm'den. Kuzey Denizi'nden Ege'ye, Edremit Körfezi'ne uzanıyorum. Çanakkale'ye, siyanüıiü altına "Hayır" diyen Bergamalı kadınlan kucaklıyorum. Içten desteklediğim bir savaşın itici gücüyle dikiliyorum yatağımda. Siyasal sahnede ilginç olaylar, çelişki, terslik, yorgunluk, eskimişlik ama Alternatif Nobel udülü başka bir gerçeği kanrtlıyor, doğru yaşamın kurallannı, çevrenin önemini, çevre kirienmesine direnişin yengisini. "Hayır" diyenlerin sesini. Fosilleşmeye karşın taze kanın varlığını, gücünü. Yeteneğini, birikimini, coşkusunu, gerilimini, yaratıcı gücünü iyi biliyorum. Bilkent'ten aynlmasına elbet çok üzüldüm ama kaçınılmaz bir olay. Aynca güzel, onurlu bir aynlık. Ersin Onay Bilkent'in tarihini yazanlardan biri olarak yerieşiyor belleklere, müzik dalında gerçekleşen kurumlann tümünde onun imzası, emeği, alınteri var. Yıllar boyunca birlikte yaşadık belli olaylan. örneğin Anadolu'da bir Basso konserinin öncesini, sonrasını, Ersin Onay'ın yaratıcı kişiliğini, itici gücünü, özverisini her zaman yüreğimde hissettim. Görev anlayışını iyi biliyor, yeni görevine ne tür boyutlar katacağını da düşünebiliyorum. O boyutlar Istanbul'un sanat ve kültür yaşamına da güzellikler katacak hiç kuşkusuz. Başarılar diliyorum. Yazımın sonunda bir de sorum var. Bir 'Doğruluk ve selametten sapmış asnn hükümlerini görüp, Şerefimiz ve geleceğimizle siyaGürkan, Stvasta öldürülen 37kifinin cenazesinde.set kapısından çekildik Ibni Sina Ortopedi Kliniği'nde yatarken eski dostlar da geldi odama. Tıp dalının ünlü kişileri. Biri Prof. Dr. Abidin Kumbasar, öteki Prof. Dr. Yusuf Ziya Müftüoğlu, Hasan Işık'ın doktoru ve dostu, degerii bir bilim adamı, güzel bir insan. Konuşurken hüzün de bastınyor. Nerelerden, kimlerden, nerelere, kimlere geldik değil mi? Sevdiklerimiz ölmez diye düşünürüm ben. Bir gün ansızın gelir karşıma. Karanlık bir gecede pariayan yıldız gibi, güneş doğar gibi, ısısını, ışığını yansıtır. Bu kez de yaşadım bu ışık yağmurunu. Dünyanın her köşesinden, her kuşaktan, her daldan dostlarla sevginin güzelliğini, dostiuğun Ersin Onay... zenginliğini hissettim tepeden tırnağa. Yeniden soluklandım. Sevgili başkentli olarak yanıtlanmasını Kurthan Fişek ile dans etmeye bekliyorum. Ersin Onay'ın coşkuyla hazırlanıyorum şimdi. Balerin eşi sanldığı proje ne olacak şimdi? Kim Neyran Fışek, dansa dönüşün gizemini sahiplenecek nasıl gerçekleşecek? Bu anlattı bana. Seramik sanatçımız sorunun yanıtlanması da çok önemli Hamiye Çolakoğkı da deneyli bir bence. Başkent Ankara'yı çağdışı dansçı kireç çağında. Onun öğütieri de gelişmelerden kurtarmak zorundayız. küpe oldu kulaklanma. Belli girişimler, çabalar var ama yeterli değil. Çağdaş yaşam biçimine, cumhuriyeti kuranlann öngördüğü Onur yemeğine katılamadım ama olayı düzeye ters çizgiler yoğunlaşıyor her güzel yaşadım. öncesini de, sonrasını dalda. Ekranlarda neler izliyoruz! da. Bilkent'te güzel bir müzik tepesi Gökdelen türü geçitler de serumlu kuran, müzik dalında güzel ürünler, bitkiler gibi çizgiler oluşturuyor başkent kalıcı yapttiar oluşturan bir müzik adamı, yollannda. Çevre kirlenmesinin akıl Ersin Onay, Bilkent'ten aynlıyor. almaz ömeklerini veriyor. Teksesliliğin Yedltepeli Istanbul'a gidiyor. Kişiliğine, çirkin tınmanışlannı. birikimine yaraşır bir görev üstleniyor. Kalede kurulacak müzik merkezi Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı Genel projesini bu nedenle önemli buluyorum Müdürü oluyor. Haberi duyunca çok ben. Kaleden bir çağn çoksesli, çok duygulandım, Şakir Eczacıbaşı'na renkli yaşama. Müzik devrimini seslenmek, kutlamak istedim, ama gündemden silen teksesli yöneticilere ulaşamadım. Ersin Onay'ı yakından de bir uyan. ^ tantyorum. Uzun yıllan birlikte yaşadık.