Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ARALIK 2000. SAYI 770 "Onlar sokakta yattıkları ve bağımlı olduklanndan gece onlar için soğuk, dayak, cinsel tacizdolu... Buyüzdenüstleribaşlan çabuk kirleniyor." Kapılanmızı kapattığımızda dışandakalan bu çocukgençler için, hayat tıpkı sokakta kalan hayvanlar gibi... Zor ve acıtıcı. Bu yüzden üstleri başlan hemen yıpranıyor. Onlar geceleri TÜYAP'ın altında, Taksim'de, bankamatiklerde, Divan Oteli 'nin arkasında... Korunmak için, birbirlerine sığınıyor, çeteler kuruyorlar... Toplum ormanının balta girmez derinliklerinde yaşayan onlar, çok küçük yaşlarda tanıdıklan kötü yaşamın canavarlarıyla baş etmek zorundalar. Onlar çizgi film kahramanı değil. Elbettehiçbirzaman kazanacak denli güçlü olamazlar. Onlar sokakta yaşadıklanndan bu yana ki pek çoğu ilkokul çağında evden aynlmış kötücül yazgılarından kaçarak kurtulmaya çalışan çocuklar. Arkalannda bıraktıklan yaşam öyküleri, parasızhk, üvey anababa, alkoliklik, aile içi taciz dolu. Daha çok küçükken bedenlerinde, ruhlarında artık onanlmaz yaralaralmışlar... Yaralandıkça,yaralarınaalışmaya çalışmışlar, katlanmak için tiner, bali gibi ucuz yollu kaçış arahklannda yaşıyorlar şimdi. Kaçmakçarcsizliktendir. Çektikleri acılan unutturacak kadarbüyük mutlulukları olmalı ki içlerindeki acının ateşi sönsün. Buisebirdüş. Siz hiç sokakta bir gece geçirdiniz mi? Ben de geçirmedim. Ancaktelevizyonda"Sayınseyircilertoplumun kanayan yaralanndan" diye başlayan pek çok öyküden onlan tanıyoruz. Gene de sokakta rastladığımızda onlardan korkuyoruz. Çünkü, Kemalettin Tuğcu'nun kimsesiz çocuğuna benzemeyen, gözü kara bir cesaretleri var. Onlar ölümle oynayan çocuklar, ceplerinde intiharoyuncaklan saklı. Içerisi, masanın üzerine başını koymuş uyuyan, yerlere kı vnlıp y atan gece yorgunu çocuklarla dolu... Kiminin keyfi yerinde, taşkınhklar yapıyor, hatta ara sıra yemeği beğenmemek gibi şımarmalar bile oluyor... Bu gürültü ve karmaşa anlannda bir yandan masalar kuruluyor, uyuyanlar yavaş yavaş uyanıyor... Ve "anne"nin pişirdiği yemekleri tepsisine koyan, yaşam salonunda kendine bir yer buluyor. Tabii, o anlı şanh iftar sofralanna benzemeyen, yalnızca kann doyurucu birmenülerivar. "Biraz sarsılmış gibisiniz. Ama insan alışınca, daha farklı görüyor her şeyi. Ben de öyleydim önceleri. Onlardan çok şey öğrendim. Artık gülümseyerek geliyor, gülümseyerek çıkıyorum buradan" diyor. Güzel^ülümseyen, genç birkadın. Uzun zamandır dernekle ilişki içinde. Derneğin yapisını, işleyişini anlatmak, kısaca beni bilgilendirmek istiyor. Anlattıklarında kendi yaptıklarını dcğil, yapılanlan ve yapılması gerekenleri söylemeye çalışıyor. Kadın haklan ve özellikle kız çocuklan için çalışmak isterken onlan tanıyınca bırakamamış: "Aslında kız çocuklan biraz daha iyi durumda... Destekolanhayırscverhanımlarvar...Ancak pek çoğu daha bu iyiliklere ulaşmadan daha değerli(!) oldukları için, hemen el konuluyor(!)" Ne yazık ki onca yoksulluk ve yoksunlukta kız çocuklannı doğuştan değerli yapan cinselliklcn var. Toplumun altı pislik ve irin içinde, üst katlar ise reklam programı." "Ben yalnız yaşıyorum, biraz sorunlar oluyor ama önemli değil. Onlarla doğru ilişki kurmak yeterli" diye ekliyor. Altı yıl tngiltere'de kalmış, dönüşte bu çocuklarla ilgilenmeye başlamış. "Tabii bu sosyal yardımlaşma orada çok organize, evsiz insanlar var ama hiç çocuk yok sokakta" diyor. Bir zamanlar lngiltere'de de, kapitalizmin ilk vahşi günlerinde, sokaklardan aç, hasta, küçücük yaşta uzun saatler çalışmaya mahkum olmuşnice çocuk gelip geçmişti... Jack London'un kitaplannı anımsıyorum. Insanlığa anlatmaya çabaladığı acılan. 11 cuğunun aksine, askerlik onlar için kabus değil kurtuluş hayali. Ancak böyle kurtulacaklannı düşlüyorlar, sokaklardan, tinerden, acıdan... Umut Çamaşırhanesi'nde yıkanan kirlilerde bizim kirimiz var diye düşünüyorum yazarken. Her ne kadar onlarca y ı ldır süren iktidarlar pisliklerine sahip çıkmıyorsa da... Orada pis bir sistemin kiri akıtılmaya çalışılıyor. Eskilerin dedikleri gibi ak olmasa da pak oluyor. Kirdoğal,doğalolmayanbirikip, anndınlmaması, pislik olması. Herkesin elinden gelen bir şey vardır, kendi çocuklanmızın kirli çamaşırlarını değiştiriyor gibi arada onlara uğrasak... Bir parça bir şey götürüp, merhaba desek. Tüm bu çabalar onlan sokaklardan geri tutmuyorsa da, kayıp ruhlarını onlara veremiyorsa da hiç olmazsa, yalnızlığa, çaresizliğe, değersizliğe karşı biraz destek olacaktır. Hiç olmazsa giymediklerinizi, içinizden gelen küçük bir armağanı on dakika içeri uzatıp, vermek bile yeter. Yusuf Kulca Türkiye'de sokaklarda otuz bin kadar çocuğun olduğunu söylüyor. Onlan uyutacak(!) halimizyokya!^ yaseminyz@fcmail.com önce banyoya... yorum. Sonra vazgeçiyor. Konuşuyoruz. Eskidenoda yurtta kalıyormuş,çıkrnış. Şimdi Yusuf Kulca' nın protez taktırmak için uğraştığı genç için, dışanda. Böyle de dayanışmalan var. Arkadaşı trenin altına ayağını koyup, koparmış bir gün. Onu yalnız bırakmak istemiyor. Askcrliğimi bekliyorum, diyor. Hakan da askerliği bekliyor. Birçok iyi aile ço Aslında iyi çocuk... Hcr şeye karşın hâlâ duyarlı insanlaryaşıyor. Masalarınkenanna ilişmiş, dama oynayan, biransiklopedi sayfası üzerinde sohbet eden gönüllü, guzel yüzlü birkaç genç kadın daha var. Hepsi dostça, hoşgörülü, anlayışlı bir duruşlaarkadaşlıkediyorlar onlarla. OnlannyüzünebaktıkçaPmar Selek'i anımsıyorum. Onucinayetle suçlayan sistemi, düzeni, ahlakı, yasay ı... Oysa o da bir zamanlar bu çocuklarla iç ıçeydi. Bu özkıyım çocuklannın ruhlarında kalan bir parça sevgi için çabalıyordu... Yaşam salonunda, sessiz duruşlu, durgun bakışlı, usulca yemeğini yiyen ve içerdeki iyi yabancılara aldınşsız bakan, yaşını başını almış çocuklar da var. Hep küçük kalacaklar değil ya, onlar Çamaşırlar yıkanmıyor sadece, gelen çocuklara yeni ve temiı giysiler de veriliyor... da bizim gibi büyüyorlar işte. Hepsi doğulu, lstanbul'da da doğsalar, doğulu çocuklar. Zaten artık Istanbul kimsenin değil ki!. . Onur ve Hakan'la birlikte biz de bir köşeye çekilip laflıyoruz. Kimi gerekli aynntılar için kullandığım teybi fark eden çevremizdeki birkaç çocuk heyecanlanıyor. Anlıyorum ki onlar kameralan çok seviyor. Geçenlerde tıraş için gelen berberleri pek methetselerde, kameralann onlan az gösterdiğinden şikâyet ediyorlar durmadan. Onlarla birlikte olduğum günün öncesinde de şu gala rezaleti gündemdeydi. O çocuk için "aslında o çok iyi çocuktur, yurttakalıyordu" diyorlar. Yurtta olmak burada bir iy ilik derecesini de işaret ediyor. tç dünyalan tam bir bıçak sırtı... Hangi zamanda keskinleşip acıtıcı olacaklannda anlık bir geçiş var. Onur'un elinde küçük bir mavi kasetçalar, durmadan kederli bir arabesk şarkıyı dinlememi istiyor. "Ben sevmem" diye direni Sokak çocuklannın iç dünyalan tam bir bıçak sırtı, şimdipasta yiyor, sonra... İHTİYAÇ LISTESI... Kahvattılık: Zeytin, peynir, reçel Kuru gıda: Makarna, pirinç, yağ, şeker, çay, hazır çorba, konserve. Giysi (10 yaş üstü ve yetişkin için): Çorap, atlet, külot, tişört, kemer, pantolon, ayakkabı, terlik Resim malzemeleıi: Resim kâğıdı, pastel boya, kuru boya, sulu boya. Kamp malzemeleıi: Çadır, uyku tulumu.sırt çantası, seyyar mutfak malzemeleri, jeneratör, çok amaçlı üç çadır. llaç: Bit, uyuz ve mantar hastalıklan için... Temizlik ve kişisel bakım ürünleri: Şampuan, tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu, temizlik ürünleri, steril plastik eldiven. Isınma: 6 klima. Yardımcı olmak isteyenler için: Umut Çocuklan Derneği: (0212)251 25 38