Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mahir 1 yaşında. Sağtndaki Hanife Behice Boran ve Ayşe Emel Mesci (sağda) Mart 1974, Adapazan CezaevL 1. Sayfanın devamı Yukanda okuduğunuz mektubun tarihi 19 Şubat 1974. AdapazanCezaevi'ndenyazıltnış. Nefis ıspanaklı yumurtayı pişiren Behice Ana, Türkiye Işçi Partisi Genel Başkanı Behice Boran. Bir yaşına basan Mahir ise Duvar filmindedoğumunuseyrettiğimizbebek. Mektubu yazan mahkum da o günlerin genç tiyatro sanatçısı Ayşe Emel Mesci. Mesci, bize o döneme ilişkin mektuplannı, Yılmaz Güney için yazdığı anı defterini, açtı, değişik koğuşlarda çekilmış fotoğraflannı verdi ve o günleri yeniden anlattı: Film çalışması sırasında ben, politik tutuklu rolündeydım. Aşağı yukan kendi hayaümı oynuyordum. Çünkü benim hayatımdan önemlikesitlervardıfilmde. 3.5yılboyunca çok sayıda cezaevi değiştirdim. Maltepe Askeri Cezaevi'nde, Selimiyehapishanesinde, Selimıye hücrelerinde, Sağmalcılar sivil koğuşunda, Sağmalcılar siyasi koğuşunda kaldım. Cezamız kesinleşince bir akşam, Ilkay Demir, Kadriye Deniz özen, Rüçhan Manas, sivil cezaevlerine nakledildik. Ben Adapazan'nagıttim. öncelen bıryıl kadartek siyasi bendim. Biryıl sonra 1973'te Behice Boran gcldı. Duvar filmi sırasında Adapazan Cezaevi'nı aynenplatoyataşımıştım. Atmosferi gerçekleştinrken duvarlann boyasından ranzalara, duvardaki resimlerden kadınlann giysilerine kadar benzetmeye çalıştık. Yılmaz Güney kadınlar koğuşuna daha fazla yer vermek istiyordu ama benim başka bir film çalışması nedeniyle vaktimyoktu. Ayşe EmelMesci, Adapazan CezaeviKadınlar Koğuşu'nda (1973). da ask cinayetlerinden gelmişti. Ya kocalannı, ya sevgililerini öldürmüşlerdi. Çocuklannı öldürenler de vardı. lkincı kategoride de yankesiciler, Hacıhüsrev 'den gelenler... Ben iki yıl boyunca, 1974 afTına kadar Adapazan Cezaevi'nde kaldım. Makbule'nin hikâyesi çok enteresandı. Bunu daha uzun birhikâye olarak çekmek istıyordu'Yılmaz abi, ama yapamadı. Kadın, Adapazan'nda bir fındık işçisi. Evliydi, iki çocuğu vardı. Kocası onubirterziylealdatıyorveboşanmak istiyor kadından. O da boşanmayı kabul etmiyor. Adam kadınla yaşamaya başlıyor. O kadın da bir işçi. Bir gece büyük kavga çıkıyor ve kadın baltayla kocasını 1 siyor. İki de çocuğu vardı. Onlarla çok uğr tık. Geldikten bir ay sonra hamile olduğu tayaçıktı. Ibrahim'den... Kocasmahemç âşıktı, hem nefret edıyordu. O çocuğu hı çok istiyordu hem istemiyordu. Ve cezaev de doğurdu. Yukanda küçük bir oda var onlara Fakir Baykurt'un Tırpan'ını okuy dum. Dürrü'nün hikâyesini... Birarahk* şamı, kar yağıyor dışarda. Bir an şöyle döndüm, Makbule sancılanıyor, çocukla bin sağında bırı solunda. "Dört kiloya yakın bir çocuk doğdu. Sirkeli suya soktular, tuza bastırdılar. Kırmızı bezlere sardılar. Kadın doğurduğu leğenden kalktı yürüdü, yatağına yattı. Çocuğu bana verdiler. 'Senkoybunun adını' diye ısrar ettiler. Ben de Mahir koydum." Hapishane günleri... Ben o sırada 21 yaşındaydım. Sanatçıydım. Çok ilgimi çekti her şey. Küçük yaşta tiyatro bale yapmıştım, tek evlattun. Konservatuvardan balerin ve koreograf olarak mezun olmuştıım. Tiyatro bölümüne devam ediyordum. Şehir Tiyatrolan'nın kadrolu sanatçısıydım. Birdenbire sivil cezaevinde çok farklı kesimlerden gelen insanlarla tek başıma kaldım. Işte asıl okul o zaman başladı benim içın. Ayaklanmm üstünde durmak nedemekanladım... * Mahkumlann çoğu cinayetten, daha çok "Duvar"fılminden... Bir kadının sette doğurmayı kabul etmesi üzerine çekilen sahne.