Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKİM 2000. SAY1761 11 MİMARLIK ODULLERI SELÇUK BATUR Mimarlar Odası tarafından, Mimar Sinan anısına, mimarlık mesleğinin tanrtılması, özendirilmesi, öncü nitelikli çalışmalann ortaya çıkarılıp teşvik edilmesi, mimarlığın meslek çevrelerinde ve kamuoyunda tartışılması, ortaya konan yapıların ve projelerin belgelenmesi amacıyla düzenlenen bu etkinliklere bugüne kadar 600'e yakın mimar 700'den fazla yaprtla katıldı. 1988'den bu yana büyük ödül, mesleğe katkı ödülü, yapı dalı, yapı koruma dalı, proje dalı ve grafık sunum dalında 113 kişi ve 3 kurum ödüllendirildi. örgütlenmiş bir üretim ilişkisi içinde gerçekleşen mimaıiık pratiği, tasarımcı yapımcı kullanıcı olarak tanımlanabilecek tarafların farklı beklentilerinin çelişebilen dinamiği ile sürüyor. Bu dinamik içinde kullanıcının rolü sadece bir tüketici olarak görülmekteyse de, sonuçta ürünün kalitesini belirleyen en önemli etkenlerden biri de kullanıcının bilinç ve beğeni düzeyiyle etkinlik derecesidir. İçinde yaşamak zorunda kaldığımız büyük çoğunluğu vasat, niteliksiz ve özensiz binalardan oluşan çevrenin bu durumunu aşabilme yolunda kullanıcıların mekân ve yaşam çevresi kültürünün arttırılması ve daha iyiyi talep etmesinin sağlanması da bir gereklilik olarak ortaya çıkıyor. udüller ve sergi, bu nedenle, nitelikli mimari ürünlerle kullanıcı kitlesinin karşı karşıya getirilmesi yönünden de önemli bir fırsat yaratıyor. Sergiyi oluşturan yaprtlar arasında, her sergi dolayısıyla bir ödüllendirme yapılıyor ve iki ana kategoride ödül veriliyor: Büyük Ödül (Sinan ödülü): Bu ödül tüm meslek hayatı boyunca, başta gerçekleşmiş yapılan olmak üzere, mimarlığa geçen hizmetleri nedeniyle bir mimara veya birlikte çalışan mimarlara verilmektedir. Sırasıyla Sedat Hakkı Eldem, Turgırt Cansever, Şevki Vanlı, Doğan Tekeli Sami Sica, Abdurrahman Hancı ve Nezih Eldem'e verilen büyük ödülün bu yılki sahibi Maruf Önal oldu. Başan Ödülleri: Bu ödüller dört ayrı dalda veriliyor: "Mesleğe katkı dalı" olarak adlandırılan ilk dalda araştırma, makale, yorum, film, fotoğraf, kıtap vs. gibi mimarlık üzerine ya da mimarlık mesleğini gündeme getiren çalışmalar ve mesleğin kurumsal çerçevesini genişleten çalışmalar ödüllendiriliyor. önceki dönemde Zeki Sayar, Doğan Kuban, Cemil Geçek, Yapı Endüstri Merkezi, Suha özkan, Bülent Özer, Cumhuriyet Gazetesi, Erdem Aksoy ve Türk Mimariık Öğrencileri Biriiği'ne verilen "mesleğe katkı odülleri"ne bu son dönemde Afrfe Batur ve Doğan Hasol layık görüldu. Çankaya Belediyesi Kültür Merkezi'nde yapılan sergi açılışına ve ödül törenine Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu eliyle çok anlamlı bir mesaj gönderen Cumhurbaşkanı Ahmet N. Sezer'in mesajı, mimariık ve yaşam çevresi konulanna bundan böyle farklı ve çok olumlu bir yaklaşımın müjdecisi oldu ve uzun süre alkışlandı.^ rin işbirliği ile yetişir. Üniversiteden diploma ılan kişi kendini hetncn Mimar Sınan sanıyor. Diploma almakla iş bitmez. Pratiğin içinde yetişmek ve meslek yaşamı boyunca da bunu sürdürmek gerekir. Mesela, YÖK çıktı, mimarlık vazifesi dc yapan hocalan o alından çekti. Pratiğin dışında tuttu. Oysa tıp fakültelerinde hocalar nasıl hastalarla ilgileniyorlar yani pratiğin içindeyseler, mimarlar daöyle olmalı. Bazı hocalar varki, hiç inşaat yapmamışlar ama derslerini veriyor ve ( emekli oluyorlar. Bu, kim ne derse desin, öğ' renciye hiçbir şey katmaz. Yani sadece teorik ' bilgilerle mimar yetişmez. 17 Ağustos 1999! Dcprem, büyük yıkım ve binlerce ölü... Depremle birlikte mesleğiniz, sorumluluklarınız, yetkileriniz, yeterlilik ve yetersizlikleriniz sıcak tartışmalarakonuoldu. Bir binanın yapılmaya başlanmasından önce birçok süreç geçiyor. Mesela yerleşilmemesi gereken alanlar yerleşmeye açıhyor. Mimarlar Odası: "Burada bina yapılamaz, yapıhrsa ileride çöker" dedıği halde imar durumu veriliyor. Yerseçimı mımann işi değil. Jeologlara da danışılmalı. Bu arada mimarlar da yaşamlannı sürdürmek zorundalar. Karmaşık bir durum yani. Mimann kusuru yok mu? Vardır tabii ama bunun dışında başka ihmallerin, öncelikle büyük ölçüde etkisi var. Sonuç binanın y ıkılmasına dönük olduğu için, orada mimar ön plana çıkıy or. Onun gerisindekilergöz ardı ediliyor. O kararlar . nasılalınmış; kim, hangi çıkarlarçerçevesin• de oralara imar durumu vermiş? Biz ressam değilız ki, istediğimızi istediğimiz biçimde yapalım. Yapamıyoruz. Mal sahibi iş vere• cek, devlet ya da özel kesim arsasını gösterecek, imar durumu alacak. İmar durumu da mimarlara göre değil, bazı siyasilerin tavırlarına göre hazırlanacak. Onlara bağh sınırlar içinde bina yapılacak. Yani mimarlara öyle sanıldığı gibi özgürlük tanınmıyor. Ama nc olursa olsun bina yıkıldı mı, inşaat mühendisine bile gitmeden mimara yükleniyor sorumluluk. Ihtısas ayrımı ve mimara güvenip ışi ona bırakmak çok önemli. Siyasi hareketlerbunlara gereken önemi ve ilgiyi göstermiyor. Bu anlattıklanma en iyi ve en yakın bildiğimiz örnek lstanbul. Yedi yüz elli bin nüfusdan on iki milyona çok kısa bir zaman içinde geldik. tskandinav ülkelerinden daha kalabalık şu hali ile. Bunun sorumlusu tabii ki mimar değil. Bir taraftan ranta dayalı yapılaşma var, bir taraftan da bannmaya dayalı gecekondular var. O yapılaşma yaygınlaşükça, uygun ve sağlıklı zemin seçilmedikçe yani plansızhk devam ettikçe hiçbir şey düzelmez. Cumhuriyet'in ilk yıllannda her yer planlanmıştı. Birinci ve ikinci beş yıllık planlar sonuna kadar uygulandı. Ben hatırl ıyorum, o planlann hedefine süresinden önce ulaşılmıştır. O kadar hızlı ve özverili bir çahşma yani. Ve plansız hiçbir şey yapılmıyordu. Kararlar, ana kararlar, büyük ölçeklı planlar... Şimdi büyük ölçekli planlar kararsız ve onun için de yine küçük ölçekli planlar var, yani sağlıksız planlar var. Dolayısıyla, imar planı yapılıyor lstanbul 'da, sonra bir bakıyorsunuzmevziiimarplanlarıçıkıyorarkasından. tmar planını tadil ediyor, iskâna açılmayacak yeri, yeşil alanı iskâna açıyor. Bunu engeUemenin yolu yok mu? Siyasi bılinç ve temel eğitimin sağlam olması ve bu konuda insanlann bilinçlenmesi gerekiyor. Daha ilk ve ortaokullardaki sorunlan çözmeden YÖK'ü kurduk. Üst düzeyde kurumlan oluşturuyoruz, tabana ulaşamıyoruz. Bütün yönetim güçlerinin bu konuda aynı doğrultuda ve tavizsiz çalışmaları gerekiyor. Kanunu çıkaran dönüp o kanunu deliyor. "Bir kere delsek ne olur?"la başlıyor. Bilinçli değilse insan, hukuku filan da dinle Mimar Sinan... Ulusal Mimarlık ödülleri, Mimarlar Odası'nın 1987'de tartışarak kabul ettiği bir "Ödül Yönetmeliği" çerçevesinde veriliyor. Her dönem için belirlenen ve üç* mimardan oluşan bir "ödül komitesi" iki yıl boyunca gerekli duyuruları ve hazırlıkları yapıp sergiyi hazıriıyor ve merkez yönetim kuruluna seçici kurul üyeleri ile ilgili bir aday listesi sunuyor. Bu listeden seçilen ve ıçlerinden biri veya ikisi mimari eleştiri dalında çalışan mimarlardan, bir tanesi en az on yıl, diğerleri ise en az yirmi yıl mesleki deneyıme sahip mimarlar arasından seçilen beş kişılik seçici kurul iki yıl boyunca görev yapıyor ve ödülleri gerekçeli bir raporla belirliyor. Yedınci dönemin seçici kurul üyeleri Gül Asatekin, Ersen Gürsel, Utarıt Izgi, Gürkan Tümer ve Murat Tabanlıoğlu'ndan oluşmaktaydı. miyorzaten. Bu alanda mimar odalannın çalışmaları var mı, yetkileri neler, yeterli mi? M imar odaları başından beri çok sağl ıkl ı uyanlarda bulundu. Mimarlar Odası 'nın kurulduğu 1954 yıhndan beri yapmış olduğu , .ıt . yayınlan taradığımızda, mesleğimizle ilgili uyancı, yapıcı her türlü bilgiyi bulabiliriz. Çalışmalar yapıp bunlan ilgililere iletmişlerdir.Amahep:Sizböyleişlerekanşmayın!"la karşılaşmışlardır. Mesela, ikinci köprü. Bu konudaki tüm uyanlar göz ardı edi lmiştır. Yeşil alanlann yağma edilmemesi için birtakım görüşler öne sürmüştük. Ama siyasi çevreler, bunlan hiç dikkate almadılar. Genellikle söylenen: "Siz kanşmayın." Yani bizde ihtisasa önem verilmiyor. Uzmanlann söyledıklerine önem verilse, bunlar ol« MarufÖnal"ın yapıtlarından Kadıköy Reks Sinemasu..