Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKİM 2000. SAYI 760 gururlu. Pekin'deki hacımlar, ikseklikler, genişlikler, uzunklarve mimaribiçemgerçekndeetkileyici. Birçoğu 19867 den sonra yapılmış bu yük :k yapılar Çin' in gelcceğe yö 'lişinin de ifadesi sayılabilir ıi? En gösterişli olanları aranda lüks oteller, şirkctler ve ınkalar çoğunlukta. Sağlam, >tetik, modern malzemelerle öşenmişkaldınmlarda yürür2n, bastığımızda su fışkırtan ışları, oynak mazgallan, bir tuik gibi saklanmış çukurlan ilc arkedilmiş araçların yürüne;k yer bırakmadığı başka kalınmlan arumsıyoruz. Binlerce işinin dolaştığı, uçurtma uçuruğu, paten kaydığı Tiananmen "Tekrar geldiğinizde görüşmek üzere..." leydanı 'nda tek bir izmarit ya a çöp olmayışı dikkatimizi çckiyor. gömlekleriy le pantolonlan belli ki ucuz kuAma hemen oracıkta, pınltıh, yüksek ve maştan ve kötü dikilmiş. Hem ütüsüz. Orta yaşlı görünüyorlar. Büyük bir uyumladaneniolanınyanıbaşında başka Çin'lervar. vrmani, Chanel, YSL gibi markalann son sediyorlar. îki adım ileri, iki adım geri. "Biraz tangoya benziyor" diyor arkadaşım. Döıodellerinin sergilendiği New World Denüşleri, duruşlan, bekleyişleri, sadece bu artment Store' un bir kaç adım ilerisindeki kendihalindc insanlaraözgubirayncalığı üçük aşevinden sokağa, leğenle bulaşık paylaştığımı duyumsatıyorbana. Kenarda uyunu boşaltıyor bir yorgun kadın. Karşıbisikletlerine dayanarak dansedenleri izlelakiviraneninpenceredemirlerinde yırtık oraplarkurumayabırakılmış. ötedeyelpa yenler de onlar kadar sorumlu ve dikkatli. ,e, fotograf filmi, ıvırzıvırla dolu sergüeri Arada, bir kadın ya da erkek, kenarda o zali yıldınm hızıyla polisten kaçıran işporta mana dek farketmediğimiz bir adama yönelerek bir şeyler soruyor. Ondan aldığı görüşılar. Yol keserek,' sen söy le ne kadar?' diye le yeni bir figürü ya da adımı denediğini iz:ekiştirerek, sonra ilk fiyatın beşte birine liyoruz. BudanssahnesiÇin'in darvegeniş :adarinerek birşeylersatmaya çalışandükçelişkileri arasına sıkışmış bir vaha. Bir yaz Lancılar... Çöplerden,kanalizasyondan,kagecesi gecesi rüyası turist için. abalıklardan yükselen kokular. Kasvetli ıpartmanlar, bakımsız dış cephelere sonraPekin'in yabancılar için başka sürprizleian eklenmiş binlerce klima aygıtı, kapatıl ri de var elbet. Bunlardan biri, pek az turistin nış balkonlarda çamaşır ve atılmaya kıyılabaşka pekçok ülkede görcmeyeceği türden nıyan fazlalıklar, yırtık, soluk, çizgili bran bir hüsnü kabul ve güvenlik duygusu. Anlık ladangüneşlikler. Arabalarda karpuz, kasokakiiişkiieri çerçevesinde karşıiaştığımız /un, şeftali...Salaş tamirhaneler.. Çin bize Çinlilerin ilk sorusu "nereden gcliyorsuıe denli uzak ve ne denli tanıdık. nuz?" Ardından evine gelen konuğu ağırlarcasına "Çin'e hoşgeldiniz". Pekin'in şıkotellerinden ShangriLa'nın Sokaktaki Çinli için turist henüz bir tür caldırımında atlet fanilalanm koltuk altlanhoşluk olsa gerek. Genç bir çift küçük bir ıa kadar kıvırarak, şortlanyla oturan yarı kız çocuğu ile yaklaşıyor. Ne dediklerini ;ıplak, yahnayakerkeklersıralanıyor. Oteanlamıyoruz önce. Sonra çocukla birlikte ie, çok büyük bir inşaatın yanında, yüzlerce ışçinin açıkta uyuduğu bir> atakhane. Köşe resmimizi çekmek istediklerinı farkediyoyi dönünce, ağaçlarla çevrelenmiş, bir arsa ruz. Ardından iki genç kız. Onlar da turistlerle fotograf çektirmek istiyorlar. Hiç bekda danseden çiftler. Kasette içli bir kadın selemediğimiz bu davranışın sahiplerini biz si. Yapraklannarasından soluk bir ışık yüzlcri, giysileri ve hareketleri seçmemize yeti de kendimiz için resimliyoruz. Ayrılırken yor. Annelcrimizin belden kesik, kloş ya da gayet ciddi veiçtenlikli, "tekrar geldiğinizçan etekli, sandık ya da erkek yakah, çiçek de görüşmek üzere" diyorlar. Aynı içtenlikI i ya da ufak desenli clbiselerine benzer giy le katılıyoruz onlara: "Görüşürüz".^ sileriçinde kadınlar. Makyajsızyüzlerinde ciddi ve kararlı bir ifade. Erkeklerin beyaz *Prof. Dr., Ankara Üniversitesi PAZARIN PENCERESINDEN Ayrancı'da antika pazan SELÇUK EREZ K Pekin 'deki 116 Kentucky Fried Chicken 'dan biri... Yemek üstüne garson kızla dans... ara bıyıklı, tıknaz bir vatandaş, tezgâhının kenanna çömelmiş, alıcıya bıkmadan, sıkılmadan bir şeyler anlatıyor.. Alıcının da, satıcının da sabnna şaşıyorum. Beni, pazara götürmüş olan Serhat Bey açıklıyor Bu satıcı, Istanbul'dan gelir. Orada temizlik işlennde görevlidir, yani çöpçüdür; çöplerden çıkan ilginç nesneleri toplar, yıkar, temizler, her ayın ilk pazar günü burada açılan antika pazannda sergiler. Ankara'da, Dikmen'e yakın Ayrancı'da açılan bu antika pazannda çok sayıda tezgâh var: Istanbul ve Bodrum sokaklannda satılan ve daha çok gençlerin ilgisini çeken yüzük ve bilezikler satan da var, kaliteli antika eşya ve etnik malzeme sergileyen de var. Kalabalıkta Bayram Meral'i görüyorum. Bu pazann organizatörü Filiz Yıldınm Hanım, "Ankara'nın elitine burada rastlarsınız." diyor, "Yabancı misyonlann üyelerine, elçilerine de.." Filiz Yıldınm, Belemi Dalokay ile uzunca bir süre belediyede görevlileri ve diğer yetkilileri ikna etmek için uğraşıpdüzenlemişler bu pazan. Kasımda üçüncü yılını dolduracak. "Sene başında gerekli parayı ben toptan yatınnm. ..Sonra katılmak isteyenlere yer veririm. Evinden eski bir şey getirip satan da olur, sürekli gelip sergi açan da..Sürekli gelenler için geçerii olan tek koşulumuz, belli bir düzeyin üstünde mal sergilemelerldir..Onlan, derneğe üye yazanz, İlk yı| onbeş, geçen sene otuz. ikibinde de eili milyon lira yıllık ücret aldık. Bu ücret, Antikacılar Kültür Yayma ve Sevdirme Demeği'ne gidiyor.." Bu yerde başka günler ne yapılıyor? Haftada bir meyve sebze pazan kuruluyor.. Istanbul'da böyle ilginç bir pazar niçin kurulamıyor? Birinin çıkıp uğraşması lazım ..Sadece belediyelerden izin almakla bitmiyor: Buraya gelen esnafın da, ziyaretçinin de ne yiyip içeceğini düşünmek bile gerekir. Bakın, ortalıkta gezip sürekli çay dağrtanlar, Samanpazan'ndaki antika eşya satanlann yer aldığı Pirinç Han'ın çaycılandır.Demli ve güzel çay hazırladıklannı oradan biliriz..Yine Samanpazan esnafının iyi tanıdığı iki yemekçı de bir köşede servis yaparlar: Biri nefis gözlemelen ile tanınır, diğeri de ızgaralan ile..Buraya gelen elçiler arasında, o pazar bir şey satın almasalar bile bu gözlemelerden ve ızgaralardan yemeden gitmeyenler var. Filiz Hanım, Fransa'da okumuş, Versay'da ağaç heykelçiliği eğitimı görmüş; Seyran Bağlan'ndaki atölyesinde eski eşya restorasyonu yapıyor. Gaziosmanpaşa'da bir de antikacı dükkânı var. "Sadece alıcılan değil, satıcılan da ilginçtir bu pazann.." diyor, "Bakın Itfaiye Meydanı'ndan gelen Efraim adlı bir ayakçı, dünyanın en kibar insanlanndandır.. Onu bütün devlet erkânı tanır.. Sonra, şimdi antikacılık yapan, burada sergiler açan emekli bir ziraat mühendisimiz vardır, daha geçenlerde Hollandalılar Tunus'ta düzenlenmiş bir kongreye davet edip götürdüler.. Hayır, konusu antika değildi; bu beyin uzmanı olduğu uçan hayvanlarla ilgili uluslararası bir kongreydi bu..Bakın, şu köşede eserierini sergileyen Faik Bey, çağmızın en önemli ebru ustalanndandır. Devletçe bastınlmış kitaplan var. Bir Kadri Bey vardır kı eski gramofon konusunu onun kadar iyi bilen, eski gramofonlan onun gibi tamir edebilen Türkiye'de yoktur." Ayrancı Pazar'ını bana tanıtmış olan Serhat Çaldar Bey'e göre Ankaralı antikacılardan bir bölümü bu pazardan şikâyetçi: Eskiden taşradan gelenler, getirdiklerini dükkân sahiplerine satarlardı. Şimdi, bu pazarda dükkancıya elliye vereceklerini, alıcıya doğrudan doğruya altmışa veriyorlar.. Dükkân kirası ödeyen Ankaralı esnaf da eskiden bunu alıcıya doksana, yüze satarken şimdi kanndan oluyor.." Serhat Bey'in bu pazarla ilgili ilginç gözlemleıi var: "Eski ahşap mobilyalar azaldı, restorasyonun bedeli de çok arttı." diyor. "Taşımanın ücreti de fazla..Üstelik bu gibi eşyanın kaynağı olan her kentten mal getirmek daima iyi sonuç vermiyor. Mesela, Izmir gibi havası nemli yerlerden gelen eski eşya, bazen Ankara'nın kuru havasında çatlayıp burkuluyor..Sonra Istanbul'dan, Adalar'dan gelen eski tahta eşya arasında kurtlu olanlar dikkati çekecek kadar fazla.. Bu yüzden, Ankara'da, mesela Siteler'deki atölyelerde eski tarzda masif tahtadan mobilya yapılmaya başlandı; ceviz, maun, meşe gibi kaliteli ağaçlar kullanılıyor ve bazısı oldukça kaliteli oluyor." Nerelerden gelir bu pazann satıcılan? Siirt'ten gelip köylerde kullanılan eski malzemeleri, mesela, at takımlan, kirmen (bir tür iğ), saban satan, Tokat'tan bakır eşya ve halı getiren, Çorum'dan cevizden yapılmış ufak şamdanlar taşıyanlar var. Manisa'nın Kırkağaç köyünden kışlan memleketi köy köy gezip eski eşya toplayanlann mallan da bazen buraya ulaşır. Filiz Hanım'a bu pazarda rastladığı en ilginç mallann ne olduğunu sordum. Hatay'dan bir hahamın evinin tahta aksamı olduğu gibi getirilmiştLBence bu çok değerliydLBir keresinde çok sayıda eski taş plaklar getirildi. Meraklısına rastladı; tümünü o saniye satın aldılar. Bir defasında Hakkâri'den, Jirki Aşireti'nce üretilmiş en az yüzyüzelli senelik çok değerli kilımler getirdiler; çok güzeldiler.. Tabii hemen satıldı.. Küçük kızıma Anıtkabir'i, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni, Ankara Üniversitesi'nin oyuncak müzesini göstermek için gittiğim Ankara'da karşılaştığım bu pek hoş sergiden güç aynldım. Istanbul'da, semtlerinde alışverişin yetersiz olduğundan şikâyet edenlere öneririm; gidip bu Ayrancı pazannın o semte nasıl bir canlılık kazandırdığını görsünler...^