Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kurtulanlarla geçen üç gün D epremı ilk kez yaşıyordum, pek çoğunuzgibi. Şaşırdım.korktum, kaygılandım, üzüldüm, biraz da paniğe kapıldım. Bu ilk şoku atlattıktan hemen sonra yanı Salı günü aklımda bırtckijcy vardı. Neyapabılırim.nasıl yardımedebılırim? Yıllarcabutürfelaketlerdehep,birşekilde işe yaradığımı düşünürdüm. Çünkü gazeteciydim ve zaten tek uğraşım oolurdu. Oys,aşimdiyazacağım,çizeceğim,şöylebirhaber yapalım, bölgenin şuna ıhtıyacı var, şunlarla konuşalım, şunu da duyuralım diyebileceğimbirhabermerkczi yoktu. Buruldum... Ertesi gün çiçeği burnunda bir elemanı olduğum halkla i lişkiler şirketine geldiğım zaman pek çoğueski gazetecı ama insanlıklan, duyarlılıkları hiç eskimeyen yeni çalışma arkadaşlanmı da benimle aynı duygular içinde buldum. Ne yapabiliri/, nasıl yapabiliriz? I lızlı bırtoplantı vetelefontrafığıylebirandaherşeydeğişti Yalnızdeğıldık. Birmüşterimizbölgede bir mutfakkurmak için gerekeıı ckipmanı, bir diğeri bu mutfak için gereken gıday ı, biri dc suyu sağlayacaktı. Çadırı daşirkctimızin çeşitli organizasyonlarda bırlıktcçalıstiğıbırdekorasyonşirketı... 19 Ağustos Perşembe günü Yalova'ya doğru yola çıktık. Çünkü lstanbul Valiliği'ndekı bölgc koordınasyonundan sorumlu Vali Yardımcısı en çok Yalova'nın mutfağa ihtiyacı olduğunubelirtmişti. Yine Vali Yardımcısının önerisiyle Eskihisar'dan feribota binecektik. Ancak Eskihisar yolu bir an önce deprcm bölgesine ulaşmaya çalışanlann hücumunaugramıştı.Ikıyönlüyol.yalnızgidış ıçin kullanılıyordu, buna rağmen santım ılerlemiyordu. Dayanışmanın, sorumluluğun man resmılertarafından yapılıyordu. Bir buçuk saat gibi kısa bir sürede Yalova'ya ulaştık. ilk gördüğümüzbölge karayolunun sağındaki sahilde bulunan yazlık sitelerdi. Büyük çoğunluğuyıkılmıştı. tnsanlar cnkazbaşındaçarcsizlık içinde bckliyorlardı. Yüzlerce ev vardı ve bunların sadece 35'inde iş makinesi çalışıyordu. Insanların Gazeteci Şenay Kalkan, çalıştığı halkla ilişkiler şirketinin girişimiyle Yalova'da depremin hemen ardından kurulan ilk mutfakta sıcak yemek dağıtanlardan biriydi. Yalovalı bir kadının bir TV kanalına söylediği şu sözleri unutamıyor... "Demek ki insanlık ölmemiş..." ilk örneğini bu yolda yaşadık. Feribota binmek için kilometrelerce kuyruk oluşturan özel otalar, ikinci hatta üçüncü şerit oluşturmayaçalı^anaraçlarıtck tek durduruyor önce güzellikle anlamazsa kabalaşarak yolun hiç olmazsa bir bölümünün, ı^ makinclcrı, ambulanslarveyardımaraçlarınaaynlması ıçin çabasarfediyordu. Feribota binerkende aynıclcmezamanzamansiviller.zamanzayÜ7İenne bakmamaya özen gösterdiğimı farkettim. Kalbimacıyordu. Yalova'nın merkezindcki lstanbul Caddesı neredcysehiçhasargörnıemişti. Rahatladım. Acaba durum abartılıyor ınu diyc düşündum. I)ükkânlarkapalı,caddeboştu. YalovaStadyumu'nayaklaştıkçafacıanıngerçckboyutunugördünı."EkşioğluGökmavisi SitC!>i"nin büyük bir bölümü yıkılmıştı. Ayakta kalanlar da sağa sola yatmış, altı dük kân olanların kat say ısı da bir kat azalmıştı. Hemen arkasındaki bir mahalle ise tamamen yerle bir olmu^tu. Yikıntılann çok olduğu yerlerdenhiçbirkelimeyletarifedilcmeyecek ağir bir koku yayılıyordu. Ölümün koİcusunu ilk kezduydum. Yalova Stadyumu sahra hastanesine, çevrcsi de kriz masasına çevrilmi^ti. H iç bu kadar çok ambulans görmemiş, hiç bu kadar çok sircn sesı duymamıştım. Kriz masasına ulaşmak, sorumlu ya da sorumlulan bulmak çok zor görünüyordu. Toz toprak içinde, yüzlerigözlcriağlamaktan,uykusuzluktan şişmiş yüzlerce insan, önce yollarını kcscn asker ve polıslere derdinı anlatiyor, onları aşabilirse bu kez kriz masasınm arkasında oturan şaşkin, bitkın ve yorgun öteki insanlaradildökmeycbaşlıyorlardı.Henüz depremin üzerindcn ikı gün geçmiijtı ve herkesin en büyük derdı.enkazaltındakıyakınlannın k urtan Imasi, kurtarı lanların nereye götürül düğü, ölenlerin nerede olduğu, cenazelerini ne zaman alacaklarıydı.. Kalabalığın arasındaeski birarkada$ımı gördüm, "Röportaj, haber ıçin mı gcldın?" soruma, tipkı "evct, haber ıçin geldım" dıyormuşcasına"Hayırteyzemvekuzenlerimin cenazesini almaya geldik. Dün gece ellerimizle enkazdan çıkardık. Şimdi Istan